hesabın var mı? giriş yap

  • evrende bulunan, bildiğimiz anlamdaki normal maddeleri oluşturan yapı taşı.

    atomlar nasıl oluştu? ilk kez ortaya çıkışlarının ardında nasıl bir süreç var? bu sorulara değinmek istedim biraz.

    genel olarak normal bir atom, merkezde bir çekirdek içerisinde proton ve nötronlar ile çekirdek dışında belirli bir hacim içerisinde bulunan elektronlardan oluşan bir yapıdır. bu durumda şunu diyebilirsiniz: "ben 2 proton, 2 de nötron alıp, bunlara biraz da elektron eklersem bir atom yapabilirim."

    işlerin öyle yürümediğini söylememe gerek yok. bu süreç bu kadar basit şekilde, laboratuvar ortamında hâlledilebilecek bir süreç değil. o zaman bu işin ilk kez nasıl gerçekleştiğini anlamak için, bandı geriye sarıp evrenin oluşum aşamasına kadar gitmemiz gerekecek.

    nötronlar (kelimenin nötr kısmından da anlayacağınız üzere) elektrik bakımından yüksüz parçacıklarken protonlar pozitif, elektronlar da negatif yüklüdür. aynı elektrik yüküyle yüklenmiş parçacıklar, birbirlerini iter. mıknatısları aynı kutuplarından birbirine yaklaştırmayı denediyseniz o etkiyi görmüşsünüzdür. zıt yükler ve kutuplar ise birbirini çeker. yine iki mıknatısla herhangi bir zamanda biraz oynadıysanız bunu kendiniz de bilirsiniz. hatta buzdolabı magnetleri de bu prensiple yapışır dolaba.

    atomun çekirdeğinde protonlar var dedim. bu protonların hepsi pozitif yüklü olduğundan birbirlerini iterler. yani bunları bir arada tutabilmek oldukça zor bir iştir. bunun gerçekleşebilmesi için gereken enerjinin büyüklüğü, yaklaşık 100.000.000 kelvin (100 milyon santigrat dereceye oldukça yakın) sıcaklığa karşılık gelir. bunu, dünyadaki herhangi bir laboratuvar ortamında sağlayamıyoruz. evren için ise bu tür yüksek sıcaklıklar üretmek, leblebi yemek gibi sıradan bir iş. örneğin büyük patlama anında ortaya bundan daha yüksek sıcaklıkların bile çıkabildiğini biliyoruz.

    simülasyonlar bize, büyük patlama sonrasına ilişkin bazı bilgileri verebiliyor. biliyoruz ki büyük patlamanın hemen ardından ortam atomlarla dolup taşmadı. henüz sadece, adına plazma dediğimiz ve bağımsız atom altı parçacıklardan oluşan bir madde vardı her yerde. büyük patlama gerçekleştikten hemen sonra kozmik enflasyon adı verilen ani bir genişleme dönemi devreye girdi. (bkz: kozmik enflasyon teorisi)

    kozmik enflasyon, evrenin ani olarak bir miktar soğumasına neden olurken parçacıklar artık biraz daha farklı davranış sergileme imkânı buldu. pozitif yüklü protonlar ile yüksüz nötronlar bir araya gelmeye başladı. bu dönemdeki sıcaklık ve enerji, protonların bir arada bulunabilmesine de olanak tanıyordu. zıt yüklerin birbirini çektiğini yukarıda söyledim. pozitif yüklerin bir arada bulunduğu ortamlar, negatif yüklü elektronları da kendisine çekebiliyordu. böylece ilk atomların temelini evren bizzat kendisi attı. büyük patlama nükleosentezi adı verilen bu aşamada önce, bilinen en basit atomlar oluştu. döteryum ile başlayan hidrojen oluşumu, ardından helyum, lityum ve berilyum gibi hafif atomların oluşumu, evrenin bu aşamalarına denk gelir.

    peki, daha ağır olan atomlar nereden geldi?

    yaklaşık 100 milyon yıl kadar sonra ilk yıldızlar ortaya çıkmaya başladı. yıldızların temeli ağırlıklı olarak hidrojen ve ona kıyasla, yüzdece oldukça az olan helyumdur. bir yıldızın oluşum aşamasında, ortada son derece büyük kütleye sahip bir gaz bulutu vardır. bu buluttaki atomlar, kütle çekim kuvvetinin etkisiyle bir araya gelmeye ve gittikçe sıkışmaya başlarlar. sıkışma arttıkça, merkez bölgedeki yoğunluk ve sıcaklık da artar. bir süre sonra bu koşullar öyle bir noktaya gelir ki merkezde nükleer füzyon tepkimeleri ortaya çıkar ve bildiğimiz ışık saçan, sıcak cisimler olan yıldızlar bu şekilde doğarlar. işte füzyon dediğimiz olay, hafif ve basit atomları alarak daha ağır ve karmaşık atomların oluşmasına yön verir.

    periyodik tablo, atomları bazı özelliklerine göre sıralar. buna şöyle bir baktığınızda, ağırlığı demir elementine kadar olan atomların yıldızlarda oluştuğunu söyleyebiliyoruz. demir atomlarını füzyonla birbirine kaynaştırarak daha ağır bir atom ortaya çıkaracak koşullar, yıldızlarda bile bulunmaz. bu çok daha büyük enerji gerektiren bir işlemdir. o hâlde demir atomundan daha ağır atomlar nereden geldi?

    periyodik tablonun demirden ağır atomları, nötron yakalama süreciyle oluşur. nötronların yüksüz olduğundan bahsetmiştim. bu nedenle atom içerisindeki pozitif ve negatif yüklerin birbirini itme ve çekmelerinden nötronlar etkilenmez. atom çekirdeğine protondan görece daha kolay eklenebilirler. bir özellikleri daha bulunur: bozunmaya uğrarlar. bozundukları zaman ortaya 3 farklı parçacık çıkarabilirler: elektron, elektron anti nötrinosu ve proton. eğer ortamdaki 1 nötron bozunarak ortama proton ve elektron olarak katkı sağlarsa bunun anlamı, atom çekirdeğinde daha fazla proton olması ve atoma fazlada bir elektronun da eklenmesidir. bu durumda da ortaya, bir öncekinden çok daha ağır bir atom çıkar. işte demir atomlarının nötron yakalaması, demirden daha ağır atomların oluşmasına; o ağır atomların da yine benzer süreçlerle daha da ağır atomlar oluşturmasına giden yol bu şekilde açılmış olur.

    iki nötron yıldızının çarpışması, nötron yakalama süreci için son derece verimli bir ortam oluşturur. dolayısıyla evrendeki ağır elementlerin en önemli kaynağı bu olaydır. süpernovaların oluştuğu ortamlar da ağır element oluşumuna katkı sağlayan ikinci büyük adaydır. en azından şu an için bildiğimiz kadarıyla durum bu.

  • ---- lütfen doktora mail atmayın ----

    rene pretre şu an noel tatilinde. kendisine 4 ocak tarihinde ulaşmamın mümkün olduğunu biliyorum.
    yardım talebimizin antipatik görünmesi en büyük endişemiz.

    ---- lütfen doktora mail atmayın ----

    sözlük. bana acilen gereken kişi. özellikle lozan veya civarında yaşayanlardan rica ediyorum.

    evvela tanım:
    çocuk kardiyolog cerrah. alanında başarılı bir doktor.

    ihtiyacımın sebebi ise:
    kızım kalp hastası (şu an 4 aylık) ve ameliyat olması gerekiyor. rene pretre şu an lozan'da aktif çalışmasını sürdürüyor. fakat 2 haftalık noel tatiline çıktığı için ulaşım sorunumuz var.
    çocuk kardiyolojik cerrahisi konusunda ciddi tecrübelere sahip. bizim bebeğimizin ameliyatı için tecrübesi ve bilgisi oldukça üst seviyelerde. (ekonomik veya fon şeklinde bir beklentimizin olmadığını özellikle belirtmek istiyorum).

    rahatsızlığımız çift çıkış sağ ventrikül. şimdi okuyan cerrah veya kardiyologlar muhtemelen "bu türkiye'de yapılabilir" diyecektir. maalesef damar mesafesi oldukça açık olduğundan tek ventrikül ameliyatı tavsiye ediliyor. bununda 14-15 yaşlarında başlayacak sorunların önüne geçemediğini sanırım işi bilen herkes biliyor. tek ventrikül ile gidersek 20-25 yaş aralığında kalp nakline kadar gidebilecek sorunlara gebe kalabiliriz.

    bu sebepten ötürü erişim sağlama konusunda zorlandığım, dil yetersizliğim sebebi ile sekreteri ile görüşemediğim ulaşmam gereken doktor.
    lozan'da yaşayan sözlükçülere duyurulur.

    http://www.cardio-vascular.chuv.ch/…ce-medecins.htm

    zorunlu edit:
    bazen sadece dua edersin. sırf derdini net biçimde senin için dile getirdiğinden (bkz: #47927377) (elbette son paragraf hariç).

    edit 3:
    arkadaşlar,
    ılgi ve desteğiniz için sonsuz teşekkürler.

    görünen o ki rene pretre'ye noel tatili sebebi ile ulaşmak mümkün değil. dini tatilini yaşamak en doğal hakkı.
    4 ocak tarihinde iş başı yapacağı kesin. sanırım o tarihe kadar beklemek dışında başka bir seçenek yok.

    edit 4:
    iletişime geçilen kişi. süreç başladı. herkese sonsuz teşekkürler.

  • bir kardeşimiz izmirli olduğunu belirtip, şehir hakkında atıp tutmuş. acı gerçeği söyleyeyim mi? maalesef seni kandırmışlar kardeşim. izmir diye ankara'ya, kayseri'ye, yozgat'a falan koymuşlar sanırım seni.

    istanbul gibi bir yerde yaşadığını söyleyip izmir'de zengin ile fakir arasında uçurum var, izmir'in zengini çok zengin, fakiri de çok fakir demek ancak bayat bir espri olabilir. nitekim istanbul'un zenginiyle fakirinin geliri çok yakın birbirine değil mi?

    söz konusu entryde gerçek izmirlilerin çingene olduğunu da öğreniyoruz. öyle denmiş. entry yazarımız, yaşadığını iddia ettiği şehri bilmediği gibi çingenelerin tarihini de bilmiyor maalesef.

    yine aynı entry'de mafya belediye'nin peşkeş çekme işlerinden bahsetmiş. ama işin komiği bunu söyleyen istanbul'da yaşadığını söylüyor. izmir'de peşkeş çekiliyorsa, istanbul'da yapılan ne acaba?

    izmir'in köylü zihniyetine sahip olduğu da söylenmiş. evet izmir köylü zihniyetine sahiptir, ege köylüsü zihniyetine sahiptir. ege köylüsü ki ne iç anadolu yobazına benzer ne de başka bir gruba. yırca köyü'nde yaşananları televizyondan takip etseydin eğer o köylü diye aşağıladiğin kişilerin ne kadar temiz yürekli insanlar olduğunu görürdün. hepsi böyle midir, tabii ki değildir ama köylü zihniyetiyle aşağılayacaksan bir grubu, aşağılayacağın en son yer ege ve izmir'dir.

    izmir'de her şey mükemmel demiyorum, ama bu kadar işkembeden sallamayın bari. bak diğer maddelerden daha bahsetmedim bile.

    edit: chp'nin bazı yaptıklarından şikayetçiysen anlarım. ama chp'ye bok atacağım diye koca şehre sallamayın, komik duruyor.

    edit 2: "adam büyük ihtimal hayatında izmir'in dışına çıkmamış" diyen kardeşim için bir not, bir süredir ankara'da yaşıyorum.

  • (bkz: aktroll)
    --- spoiler ---

    fuatavni ?@fuatavni_f 13h13 hours ago
    20. mhp ile koalisyon seçeneğine karar verildiği an mhp görünümlü akp trolleri akp-mhp koalisyonu şart kampanyasına başlayacaklar.

    fuatavni ?@fuatavni_f 13h13 hours ago
    18. kendilerini mhp'li gösteren akp'li troller, mhp chp koalisyon kurarsa bir daha mhp'ye oy vermem' diyecek.

    --- spoiler ---

  • birgün'ün haberine göre çevre ve şehircilik bakanlığı'nın elazığ ve malatya'daki depremin ardından enkaz kaldırma çalışmalarının fotoğraflanması için 60 günlük hizmet karşılığı 415 bin lira ödemesi durumu. iki şirketin davet edildiği ihalede teklifi geçerli olan tek şirketin akp ankara il başkan yardımcısının şirketi olması ise gerçekten büyük bir sürpriz.

    https://twitter.com/…tatus/1266217702823063554?s=19

    her şeyi rant olarak görebileceklerini biliyorduk da bu nedir artık arkadaş. bir kişi gelsin şunu savunsun, çevre bakanlığında fotoğraf makinesi ve fotoğraf çekebilecek memur mu yok? yazık günah ya.

  • üzerinde 'iskender 6.90' yazan bir yerde hesap ödenirken, adamın kredi kartını geçirmesi:

    -bakiyeniz yetersiz efendim.
    -kaç çektiniz?
    - 7 lira.
    - 6.90 yazıyo ama.

    tekrar denenir ve banka onay verir.

  • kardes yeni alınan * cep telefonunun bokunu cıkarmaktadır.
    dogal olarak ne arayanı ne soranı vardır o da paso oyun oynamaktadır sabah aksam demeden.
    73 - yeter artık bırak su telefonu ne anlıyorsun? gec bilgisayarda oyna cok istiyorsan
    kardes - sarjı bitsin diye oynuyorum ben
    73 - niye ki??
    kardes - tekrar doldurucam
    73 - ......

  • ortaokulda hocam bu soruyu yönelttiğinde ağzımdan bir çırpıda abimin mesleği çıkmıştı. babamın öldüğünü bilen arkadaşlarıma abimi babam gibi görüyorum açıklaması yapıyordum daha onlar sormadan.bursla okuyor, babasız fakir ama gururlu olmaktan korkuyordum.
    insan gurur yapma lüksünün olmayacağı hallere gelirsem diye gurur yapmaktan utanabiliyor. bunlardan dı babam öldü demeye utanmam. kendime itiraf edemediğimden kendim de buna inanıyordum. çok hakkı var abimin hakkını yiyemem, ama baba başka bir şeydi. bildiğimden değil gördüğümden anladığım.
    (bkz: iç burkan çocukluk anıları)

  • depremzedelere ev dağıtma töreninde anahtarı cumhurbaşkanımızın elinden alan bu baba olsun. haketmiş bunu.