hesabın var mı? giriş yap

  • basit hesapla karşıyakalı oluyor bu kişi ;

    kars : 36
    izmir : 35

    (36+35) / 2 = 35.5

    ve karşıyakamızın 103. yılı *

  • başlık altında herkesin nokia ve windows örneği verdiğini görüyorum. mantıklı da bir örnek ama gözden kaçırılan bir nokta var.

    üste edit: google bunu ilk defa huawei’ye yapmıyor. zte’ye de yaptı. huawei salak bir şirket değilse zaten bunu bekliyordur. kısaca elindeki kartı oynama sırası çin tarafında.

    1) google zaten çinde yıllardır yasak. yani çinde aldığınız herhangi bir huawei telefonda, xiaomi telefonda zaten google play yoktu. insanlar google play ne zaten bilmiyorlar. peki hangi app store kullanıyorlar ? mi store, baidu store falan gibi çeşitli platformlar var. kısaca huawei’nin çin içinde işleri bu olaydan etkilenmeyecektir. çin diyip geçmeyin, 850 milyon telefon kullanıcısına ulaşan bir pazardan bahsediyoruz, üstelik giderek büyüyor. abd’nin toplam nüfusu 350 milyon civarı.

    2) mevcut girişim, eğer çin normal bir ülke olsaydı, huaweiyi etkiler ve sadece onu sarsardı. fakat huaweinin böylesi bir platform değişikliğinde, çok net ifade ediyorum, xiaomi, oppo, oneplus gibi diğer devler de kendisini takip edecektir. etmeseler de ettirilecekler. yurtiçinde bunu kullanmak mecburiyetinde bırakılacaklar. burada çinden bahsediyoruz, çin = devlet = huawei.

    3) geliştiriciler tarafından yeterince tutulur mu ? uluslararası geliştiriciler tarafından zor. ama çinli geliştiriciler zaten google play’a hiç girmemişti ki ? ortalama bir çinli app geliştiricisi zaten baidu store’a oynuyordu. şimdi o adam için değişen çok da bişey olmayacak. kısaca çinin elinde koca bir yazılımcı ordusu (çinin yazılımda geri olduğunu iddia etmeyin bir zahmet, abd kadar değil ama onların da bir etkisi var) ve kendi platrformları kalacak. bu platform yurtiçinde yeterince büyüyünce yurtdışına açılabilir.

    kısaca dünyadaki diğer örneklerden farklı olarak, huawei bu sefer dünyanın geri kalanıyla yarışmayacak. microsoft’un bile kazanamadığı bir savaşı huawei kazanamaz evet. fakat huawei’nin çin gibi güvenli bir limanı var. yabancı pazardan uzak, sadece kendine odaklanabildiği, etkilerden korunabildiği bir yer. küçülecek mi ? çok. yıkılacak mı ? beceriksiz yönetilirse bu süreç evet, becerikli yönetilirse hayır.

    asıl düşünmesi gerekenler bence çinli diğer telefon üreticileri. huaweiyi desteklemezlerse çin devleti iç pazarda huawei’ye boşluk bırakın diye baskı yapar, desteklerlerse google bunları da banlar. kısaca huawei’yi hayatta tutmak için, onlar da küçülecek. zira çin iç pazarında da baya çekişme var ve huawei zaten piyasada pahalı kalan bir marka. şimdi mecburen ucuzlayacak, diğer ucuz firmaların da biraz ona (devlet eliyle) yer açması gerekecek.

    asılban meselesi google play değil, çip meselesi. çinli firmalar yüksek işlem gücüne sahip çipleri amerikadan alamazlarsa o zaman iş yaş. asıl o zaman seyreyle gümbürtüyü.

    eyyorlamam bu kadar.

  • tutunacak bir dalınız, bir zihin eğlenceniz yoksa sosyopat, psikopat, ruh hastası, en hafif haliyle depresif bir yetişkin olmanıza sebep olacak durumdur. birbirini seven, birkaç küçük yüzeysel çatışma haricinde birbiriyle sorunu olmayan başka ebeveynleri gıpta ile izlersiniz.

    kendi evinizde ise taraf tutmak, tarafların arasını yumuşatmak, veya kimse size çatmasın diye hayalet modunda yaşamak zorundasınızdır. hanenizde huzur bulmamanıza bağlı olarak iç huzurunuz da yoktur.

    ben okumayla kurtuldum bu cendereden. -okumaktan kastım örgün öğretim değil, edebiyattır- okumayla ve yazmakla hayata tutundum. kimisi içkiyle tutunur, kimisi kumarla, kimisi kendini uçak moduna almakla, kimisi de kanla, cinayetle. ne olursa olsun kafada birkaç tahta hep eksik kalır.

  • --- spoiler ---

    engincan ural, önceki akşam arkadaşlarıyla etiler’deydi. önce halı sahada maç yapan grup, ardından sarıhan gusto’ya geçti.ancak ural’ın maç sonrası kıyafet değiştirmeye gerek duymaması, dondurucu soğukta ilginç bir tablo ortaya çıkardı.
    --- spoiler ---

    bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamayı öğütleyen bir şahıs.

    not : engincan ural*.

  • sanırım 1969 yılı idi.deniz gezmiş’in anneannesi faika hanım , ankarada oğlu cavit bey’in evinde kalıyordu...kanserdi . hasta ziyaretine gitmiştim.deniz’i özlediğini,ölmeden görmek istediğini söyledi..o sıralar deniz, sbf’de saklanıyordu.bu fakültede okuyan kuzeni osman ile araları yoktu.bu yüzden nenesinin bu arzusunu iletmediğini anladım.sbf’ye gittim. deniz’e haber salındı. öğrenci derneğinde bekliyordum kendisini.kısa sürede geldi. anneannesinin durumunu aktarıp,”son defa görmek ” dileğini ilettim. biraz durdu. gözleri doldu. ”abi,çok özledim ninemi.ben de görmek istiyorum.ama buradan çıktığım anda polis beni yakalar” dedi.o dönemde polis fakülte ve yurtlara dekanın talebi olmadan giremiyordu.ama fakülteyi de dışardan nerdeyse kuşatmıştı.bir çare bulunur dedim.bir süre daha konuştuk. ayrıldım. arkamdan “nenemin ellerinden öperim.kendisini göreceğim” diye bağırdı.

    deniz ninesini gördü mü bilemiyorum.ama benim kendisini son görüşüm imiş…

  • ingiliz yetkililerin "çok uzağa gitmeye gerek yok bakın 2015 yılının başlarında türkiye'de de bir teyze hastaneye sıçmıştı. sıçmak insanın fıtratında var." diye açıklama yapacağı olay. yola gelin, batı bizden örnek almaya başladı. medeniyet anadolu'dan doğuyor.

  • aradan dört sene geçmiş, bu gece bir bakayım dedim muhabbet aynı..

    murat bardakçı: ıhmhmmo ııhmmmsmamsf ımfmmfms namhımmhmfffssmmıhm
    erhan afyoncu: şimdi öyle diyusun da, unu da bir başka kaynakta incelerken çok enteresan bişiye denk geldim yalnız şu var
    murat bardakçı: şimdi bi mail gelmiş. okuyorum ıhmhmmıhmhmhm.. sensin o, terbiyesiz!