hesabın var mı? giriş yap

  • "oglum yavaş.. oğlum yavaş. boğdun arabayı bas biraz. yavaaş..virajlı burası sakin sakin.. bas oğlum biraz bomboş yol burda bascan. oglum yavaş acelemiz yok ki ya sakin sakin git."

    bizde böyle.

  • oğlunun otomobil kullanırken levent yüksel dinlemesine sinirlenen baba kasedi alıp camdan aşağı fırlatır ve olaylar gelişir.

    -noldu baba?
    -böyle ibneleri dinlemeyin ulan!(o arada bülent ersoy'un kasedini teybe yerleştirir)
    -??!
    -işte böyle ibneleri dinleyin!
    -2 x ??!

  • yaşam koçluğu, kişisel gelişim zırvaları, astroloji-enerji-fal-burç saçmalıkları başı çeker bu konuda.
    gerçi memlekette keriz çok haliyle keriz bol olunca da illa silkeleyecek uyanıklar çıkıyor ortaya. arz-talep meselesi.

  • yer akmerkez:

    altmışlı yaşlarda kodaman bir dayı avmye gelir girişte çantasını xray cihazına bırakır. çanta geçerken güvenlik tedirgin olur. tehlikeli birşey görmüştür çünkü. efendi bir ses tonuyla dayıya sorar:

    -beyefendi silahınızın ruhsatı var mı?
    -var

    der dayı ve çantasını alıp yoluna devam eder. arkadan güvenlik koşturur beyefendi ruhsatınızı görebilir miyim acaba diye. ancak dayı hiç tınlamaz yürümeye devam eder. güvenlikte fazla bulaşmak istemediğinden olsa gerek geri döner. o sırada dayı arkasını döner ve gitmekte olan güvenliğe seslenir:

    -hey niye geri dönüyon
    -ruhsatı göstermediniz efendim
    -göstermediysem senin görevin beni buraya sokmamak değil mi?
    -ama efendim:((

    dayı hemen çantasını açar ve silahı alıp güvenliğe doğrultur. güvenlik korkudan altına yapacakken dayı tetiğe basar çaattttt.

    silahın ucundan bir alev çıkmıştır. dayı:

    silah değil bu yeğenim çakmak çakmak.

  • başlık tuttu madem, son zamanlarda doların neden yükseldiğine ilişkin bir şeyler yazayım şöyle anneye anlatır gibi:

    şimdi bu dolar dediğimiz amerikan parası, abd merkez bankası (fed) tarafından basılan bir ödeme aracı. dünyada ne kadar dolar olacağına fed karar verir. nasıl bizim merkez bankamızın belirli hedefleri ve misyonları varsa (fiyat istikrarı en önceliklisi) fed'in de kendi öncelikleri ve tutturmak istedikleri hedefler var.

    şimdi bu fed, kriz zamanlarında piyasayı canlandırmak için, işsizliği azaltmak ve büyümeyi sağlamak için bir karar aldı. dedi ki, alın size dolar, ama faize de koymayın, faizleri de düşürdüm dedi (0 ila 0.25), gidin bu parayı harcayın, yatırım yapın, paradan para kazanın dedi. bunları yaparken de hem büyürüz hem de yatırımlarda o kadar insan çalışacak işsizlik azalacak gibi bir plan yaptı. dolayısıyla, yıllarca piyasaya ucuzdan dolar saldı.

    peki bu dolarlar nerelere gitti? altına gitti, kendi iç piyasasına gitti, başka ülkelere gitti, başka ülkelerin borsalarına girdi. bu başka ülkeler kimlerdi? yabancı yatırımcıya ihtiyaç duyan ülkeler, gelişmekte olan ülkeler. türkiye gibi ülkeler. bu para yağdı türkiyeye. ucuzdan dolar oh mis. yabancı elinde dolarla geldi türkiyeye, bozdurdu dolarını, tl ile borsaya girdi, tlden faize koydu falan fistan.

    peki yıllarca süren bu dolar sağanağında bizim ne yapmamız gerekiyordu ve ne yaptık?

    biz bu likiditeyi bulduğumuzda yapmamız gereken şey yapısal bir takım iyileştirmeler ve uzun vadede bize para kazandıracak teknolojik gelişmeler ve know-how barındıran yatırımlar yapmalıydık. boylece piyasada para kalmayınca da ürettiğimiz katma değerli ürünleri satabilir, ülkeyi büyütebilir ve orta gelir tuzağından sıyrılabilirdik. eğitime bilime teknolojiye yatırım yapsa idik, bir güney kore gibi teknoloji üreten firmalarımız, ne bileyim hindistan gibi uzay araştırmaları gerçekleştirecek bilimsel altyapımız falan olabilirdi.

    ne yaptık bunları yapmadık da? ev yaptık. gökdelen diktik. harcadık. dolarları gömdük inşaata gömdük lüks araçlara gömdük iphone 6 lara. lan bu ucuz likiditenin bir sonu olabilir diye düşünmedik hiç..

    yıllar geçti ve 2013'e geldik.. fed yeni bir açıklama yaptı. dedi ki, artık ucuz para devri bitti. iyi kötü yıllarca saçtığım paralarla ekonomi biraz düzeldi. artık daha fazla para saçarsam bu sefer balonlar oluşur. doları hakettiği seviyeye yükselteceğim, faizleri artıracağım dolayısıyla yine tasarruf oranı artsın istedi. bu kararı neden aldı? çünkü 1) balonlar oluşabilirdi engellemek istiyor, 2) tasarruf oranları artmalı sermaye toparlanmalı. 3) fedin bütçesi trilyonlarca dolar oldu bunun bir sonu olmalı.

    sonuçta gezi eylemlerinden hemen öncesinde, tahvil alım programı adı verilen ucuz para saçma politikasını durduracağını açıkladı. bu bizim için ilk şok oldu. insanlar bu karara hemen tepki verdiler ve dolar yükselmeye başladı. bu duruma hemen müdahale edemediler bizim merkez bankamız. sonrasındaki süreçte siyasi gerginliklerle beraber beklentiler o kadar değişti ki dolar 2 liranın üzerini gördü. bizim merkez bankası da el mahkum doları düşürmek için faizleri 4-5 puan artırmak zorunda kaldı.

    faiz neden kötüdür? aslında faiz kötü değildir, ayarında faiz, enflasyona uyumlu faiz iyidir. çünkü sermaye toplanır. toplanan sermaye ile yatırım yapılabilir. faiz bu açıdan iyidir. ama olmaması gereken ve el mahkum istemeden yaptığın faiz artırımı kötü bir durumdur çünkü faiz yüksek olursa insanlar borç almak istemezler. borç almayınca da yatırım yapmazlar. yatırım yapmazlarsa her sene işgücüne katılan insanlar işsiz kalır. ya da mesela ev mev satın almamaya başlarlar. eldeki evler falan elde patlar. tayyibin şu an faiz indir diye yırtınmasının sebebi budur. amma kazın ayağı öyle değil işte. tayyibin dediği gibi kolay olaydı bütün dünya faizleri kaldıralım mis gibi yaşayalım küresel ekonomi coşsun di mi ne güzel lan hayat? tayyip rüya görüyor. gösteriyorlar.

    sonuç olarak, fed en sonunda bu faizleri, yukarda anlattığım sebeplerden ötürü artıracağını ifade etti. bu durumda neler oluyor bak:

    - yıllarca ucuz dolara alışmış ekonomiden yabancı elini çekmeye başlıyor. yani yabancı diyor ki, benim güvenilir merkez bankam da artık bana faiz vermeye başlayacak. dandik türkiyede ne işim var lan artık benim diyor. giderken dolarlarını alıyor ve içeride dolar azalıyor.

    - senin dolar türünde bir ton borcun var. o iphoneları alırken o range roverları alırken hayat çok güzeldi di mi? ucuz ucuz nasıl olsa öderim diye aldın doları bastın yine yabancı şirketlere. sahip olmadığın bir zenginliği öne aldın, önceden yaşadın. bu borç ödenecek illa ki. ve dolar da azaldı piyasada. ne yapacan? daha fazla tl vereceksin ki az olan dolardan elde edebilesin.

    - eğer teknolojik gelişmeler yapmış olsan, know-how değeri olan ürünlerin olsaydı onları satar yine dolar bulurdun ama parayla yaptığın betonları kimse almak istemiyor. güney kore gibi cep telefonu tablet gibi bişey üretebilseydin satar yolunu bulurdun şimdi ne yapacan?

    - bir de o kadar safsın ki, bu sahte zenginliği kendinden bildin. benim süper yeteneklerim ekonomiyi uçurdu zannediyorsun. ve halkımız da 90% embesil olduğu için büyük çoğunluk buna inanıyor. tayyip sayesinde oldu zannediyor yaşadığı sahte zenginliği. şimdi işler değişince de apışıp kaldı öyle. saçmalamaya başladın. kalan bir avuç yabancı vardı, onları da ürkütüyorsun. adamlar kuyruklarını kıçlarına alarak kaçıyorlar ülkeden lan ne işimiz var bizim bu sirkte diyerek.

    sonuç olarak, doların şu sıralar değerlenmesinin temel sebebi bunlar. eklemeler yapılabilir ya da bir hata yanlış varsa uyarın düzelteyim.

    ekleme: @sia belirtti; petrolün yükselişiyle türkiyeye giren ve düşüşüyle türkiyeden çıkan bir arap sermayesi mevcut. ve bir de yolsuzluğun yarattığı etki var, yolsuzluk iddiaları bile güveni sarsıp doların yükselmesine yol açıyor. bunlara şeffaflığımız, ekonomik özgürlüklerde geldiğimiz nokta vs gibi sosyal / siyasal riskleri de ekleyebiliriz. hepsinde de daha kötü yerlere gidiyoruz.

    edit: çok fazla soru geliyor 1) kriz çıkar mı, 2) euro'da da aynı durum geçerli mi diye. bu yazıda ele alınan dolar idi, euro'nun da ayrı bir hikayesi var elbette. krizin çıkıp çıkmayacağı da kriz lafından ne anladığınıza bağlı. şöyle bir şey yazmıştım geçen hafta: #49447815

    edit2: bu yazı birgün gazetesinin 6 mart sayısı manşeti dahil birçok yerde kopyalandı, yayınlandı, araklandı vs vs. onedio haricinde kimse ne izin istedi ne de referans gösterdi. bu hırsızlık kültürü ile bu ülke gelişmez beyler. fırsatınız varsa çekin gidin bu ülkeden.

  • yaratıcılık, bildiğiniz iki şeyi bilmediğiniz bir şekilde birbirine bağlamaktır. -(bkz: leo burnett)

    o halde; uzun süre aynı şeylerle meşgul olmak diyebiliriz:

    -aynı tür müzik
    -aynı tip insanlar
    -aynı düzende ev
    -aynı çevre
    -aynı düşünce
    -aynı film, dizi
    -aynı kıyafet
    -aynı kitap
    -aynı gazete
    .
    .
    .

  • kutu oyunlarının faydaları nelerdir? bir kutu oyunu hobisine sahip olmanın aşağıdakiler dahil pek çok faydası vardır:

    sosyalleşme: masa oyunları, arkadaşlarınız ve ailenizle sosyalleşmenin harika bir yoludur. birlikte oyun oynamak, yüz yüze etkileşime ve paylaşılan bir deneyim üzerinden bağlanmaya olanak tanır.

    zihinsel uyarım: tahta oyunları zihinsel uyarım sağlayabilir ve beyin için egzersiz yapabilir. oyuncuların stratejik düşünmesini, kararlar almasını ve sorunları çözmesini gerektirir.

    stres atma: masa oyunları oynamak, stresi azaltmak ve rahatlamak için harika bir yol olabilir. günlük rutinden bir mola verir ve gevşemeye ve yeniden şarj olmaya yardımcı olabilir.

    geliştirilmiş iletişim becerileri: masa oyunları, iletişim becerilerini geliştirebilen ve ekip çalışmasını teşvik edebilen oyuncular arasında iletişim ve işbirliği gerektirir.

    aile bağı: masa oyunları, ailelerin birlikte vakit geçirmesi ve ilişkilerini güçlendirmesi için harika bir yol olabilir.

    eğitim: pek çok masa oyununun eğitici değeri vardır ve oyunculara tarih, bilim, matematik ve diğer konular hakkında bilgi verir.

    yaratıcılık: masa oyunları, özellikle hikaye anlatımı veya rol yapma içeren oyunlar, yaratıcılığı ve hayal gücünü de geliştirebilir.

    genel olarak, bir masa oyunu hobisi, sosyalleşmeden zihinsel uyarıma, eğitime ve ötesine kadar bireyler ve aileler için çok çeşitli faydalar sağlayabilir. zaman geçirmenin eğlenceli ve ilgi çekici bir yoludur ve hayatın birçok yönü üzerinde olumlu etkileri olabilir.

    kaynak

  • hastaneden çok otele benzeyen mimarisi ve dekorasyonuyla iç sıkmayan bir sağlık oluşumu olarak beğendim kendisini. cihangir'e, taksim'e yakınlığının da hastasıyım. ha fiyatları, elinizi verdiğinizde kolunuzu, bacağınızı kaptırdığınız doktorları ayrı. onlar özel hastane gerçekleri.

  • neyse ki kendi halinde yoluna devam eden insanlara zararı olmamış. tertemiz gitmiş. darısı diğer magandaların başına...