hesabın var mı? giriş yap

  • dizinin efsane repliklerinden biri şu şekildedir;

    memnun kaygısızı bir suçtan dolayı polis arar. polis, görgü tanıklarından olan konu ile alakalı vatandaştan robot resim çizimi için karakolda yardım istemektedir.

    robot resim çizimi tanık tarafından tam tarif edilemez, polis baskı yapar. bunun üzerine söz konusu vatandaşın ağzından şu cümle dökülür, “bizimkilerin kapıcısına benziyordu memur bey”

  • babam sorumsuz bir adam olduğundan, hayatı boyunca hiçbir işte dikiş tutturamadı. biraz da şanssız adamdı, neye elini atsa kuruttu durdu. bu yüzden asla maddi olarak düzlüğe çıkamadık. çok şükür hiçbir şeyimiz eksik olmadı ama yarınımızdan da hep endişe ettik.
    şanssız adamdı dedim ya, üniversiteyi kazandığım sene iyice dibe vurdu.

    üniversite eğitimimi dedem (babamın babası) sayesinde bitirdim desem, sanırım babama haksızlık etmiş olmam. üstelik bunu o da kabul eder. aklına geldikçe ''sen yat kalk dedene dua et'' diye hatırlatır durur.

    mavi önlük, beyaz yaka ile okula adım attığım ilk günden, lise son sınıfa kadar her sabah ayakkabımın içine harçlık bırakan dedem; üniversite hayatım boyunca da her ay emekli maaşını benim hesabıma aktardı. bu fedakarlığa rağmen 2 sene okulu uzattım, of! bile demedi. mekanı cennet olsun.

    diğer dedemle pek içli dışlı olamadım mesafeler yüzünden. ben tatillerde köye gitmeyi sevmezdim, o da gariban adam; ancak 2-3 yılda bir gelirdi. çocukluk işte, şimdi imkanım olsa gölgesinden ayrılmam.

    teyzem anlattı, duyunca mahvoldum. ölmeden 2 hafta önce ''yazık'' demiş.
    - yazık bize, hiçbirşey yapamadık çocuğa. uzak ilde bir başına yavrucak. ne bir kez yanına gidebildim, ne üç kuruş parayı denkleyip yollayabildim, kızmıştır bana.

    bir öğle vakti köy kahvesinde kalbine yenik düştüğü gün, gömleğinin cebinden adımın soyadımın yazdığı küçük bir kağıt çıkmış.
    adım, soyadım ve hesap numaram.
    duyunca mahvoldum..

    nurlar içinde yat güzel dedem.

    ve yeteri kadar öpemediğim için o pamuk ellerini, kızma bana. çocukluk işte, şimdi imkanım olsa gölgenden ayrılmam.

  • rudy tomjanoviçin houston rocketsla üstüste ikinci şampiyonluğu kazandığı maçın ardından mikrofonu eline alıp yaşlı gözlerle söylediği efsanevi cümle..
    efendim 1994ün şampiyonu houston rockets, 1995 normal sezonununda çok kötü bir performans gösterip play offa ancak son sıradan kalabilmiştir. zaten kötü oynayan rockets bir de play offlar boyunca saha avantajını kaybedince adı şampiyonluk adayları arasında anılmaz olmuştur. ama işte burada şampiyonun yüreği devreye girmiş o hiç şans tanınmayan houston finale kadar gelip finalde de orlando magici 4-0la süpürmüş, ünvanını korumuştur.
    rudy de maç sonrası çılgınca sevinen kalabalığın arasında eline geçirdiği salon mikrofonu ile böyle bağırmıştır. orjinal halini de yazayım da tam olsun. don't ever underestimate the heart of a champion