ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
balayındayken aldatıldığını öğrenmek
-
başıma gelen bok gibi durum…
2 gün önce evlendik, çıkıp tatile geldik.
tamamen tesadüf eseri zaten şüphelendiğim bir kadınla aldatıldığımı öğrendim.
hayatımda hiç bu kadar boktan, anlamsız bir durumun içinde bulmamıştım kendimi.
bir insan hayatındaki insanı hem aldatıp hem neden evlenir? 2 gün geçmişken alınan ayrılık kararı ailelere nasıl açıklanır? peki ya aldatıldığım günler… anlar… iş çıkışı yorgun argın sırf düzen otursun diye eve iş yapmaya gittiğin anlarda bile evleneceğin insanın o’nunla olduğunu, seni aldattığını öğrenmek… bilen bir ton insanın olduğunu görmek… onların da nikaha gelmesi ve sana acıdılar mı arkandan mı güldüler düşünürken kendini düşünceler arasında kaybetmek… seni aldattığı anlarda saf saf hazırlıklarla ilgili bir şeyler gönderip sorduğunu fark etmek…
hayatımda daha büyük kötülük, daha büyük kalpsizlik çok az görmüşümdür. daha bir konfor alanımın bile olamadığı evden 900 km uzakta, evsiz ve kimsesiz stresten gebererek kalakaldım. ailelere açıklamak… 2 gün önce kutlama yaptığın insanlara açıklamak… sonra hop bir anda tekrar hatırladığın ‘salak yerine konmuşluk’ duygusu.
kimseye açıkça bahsedemiyor olmak, bir sevdiğine sarılıp haykıra haykıra ağlayamamak…
gerçekten delirmelik bir şeyin içine insanın hayatındaki ‘en mutlu günleri’nden birinde düşmek benim gibi güçlü geçinen biri için bile çok dağıtıcı, çok çok zor bir şeymiş.
allah iyi insanlarla karşılaştırsın duası bu insanlar yüzünden var. keşke beni de allah iyi insanlarla karşılaştırsaydı da bu duyguların altında ezilmek nasıl bir şey hiç bilmeseydim.
ekleme: öncelikle yazılan destek mesajlarına ve entrylere teşekkür ederim. dönemiyorum ama okuyorum. entrylerde de mesajlarda da nasıl öğrendiğim sorulmuş: bilen, masamıza oturmuş bir arkadaşının kendisine attığı ‘silmenin unutulduğu’ bir mesaj sayesinde öğrendim. deştim, dahasını öğrendim.
“şüphelendiğin biriyle neden evlendin” diyenlere ne diyebilirim ki çok haklılar.
hayata dair iç burkan detaylar
-
bu gün yeğenimle parka gittik.
top oynarken köşede öylece oturan 5-6 yaşlarında bir çocukla göz göze geldim.
isterse bize katılabileceğini söyledim ve çekingen bir şekilde katıldı.
adını sordum, söylemedi.
başka bir çocuk adının ahmet olduğunu söyledi sonra.
biraz daha bize katılsın diye sürekli topu ahmet' e attım, sonra dilinin o güzel bağı çözüldü.
yanımızdan bir süre ayrıldı.
biraz sonra başka bir arkadaşı:" onun annesi öldü..bu yüzden sabahtan akşama kadar hep parka geliyor. "
deyince sessizliğinin nedenini öğrenmiş oldum.
en son biz giderken: " ben , yarın sabah da burdayım..hep burdayım ." dedi.
küçücük bir çocuk..annesi yok, tüm gün parkta, hep parkta.
yarın sabah ben de parktayım ahmet.
hem de sadece seninle top oynamak için.
güncel bilgi; ahmet ve ikizini bu gün parkta bulamadım zira yağmurlu havada haliyle parka gelmemişler..ama ben peşlerindeyim,bir de akşam şansımı deneyeceğim.
son güncel bilgi; ahmet ve ikizine birkaç sürpriz hazırladım ama yağmurlu havalar sağolsun bir türlü yakalayamadım bu ikiliyi.
içinden film senaryosu çıkabilecek şarkılar
-
cem karaca
(bkz: safinaz)
fiyatlar artıyordu kasımın ücreti sabit
fiyatlar artıyordu safinaz okuyordu
safinazın okuduğu kitaplar yazıyordu
bir doktorun işçiden şerefli olduğunu
........
yine erken kalkıyordu safinaz sabahları
her sabah geçerek o aynı sokakları
kendi gibi insanlarla doldurup fabrikaları
kendi gibilerine satıyorlardı yaptıkları malları
.......
baba evinden çıkıp gitmek kurtuluş mu kurtuluş mu?
düşündün mü bu yolun sonu düzlük mü ya yokuş mu?
varacağın en son nokta doğru mu yanlış mı?
nereye safinaz?
.......
ve üstad son sözlerinde herkesi selamlar:
söylesenize safinazlar bütün bunlar kurtuluş mu?
kurtuluş nerede
nerede safinaz
onbinlerce safinaz
kurtuluş nerede?
not: sözlerin hepsi çok değerlidir ama sadece bir iki kıtasını yazdım, bu bile yeterlidir)
yeliz yeşilmen'in kocasına hazırladığı kahvaltı
-
sözlük tarihinin en lüzumsuz başlıklarından birine sebep olmuştur.
evini vermeyen teyzeye hayatı zehir eden müteahhit
-
aslında müteahhitten önce sıfat olarak o'lu kelime kullanacaktım da , gg olmasın durduk yere diye koymadım. hala sinirden elim ayağım titriyor.
haysiyetsiz herif, evini vermeyen 82 yaşında ki kadının kapısının önünü 5 metre kazıp hapsediyor, elektriğini suyunu kesiyor. peki belediye ne yapıyor ? ne yapacak ki,teyzenin parası mı var da onu korusun,savunsun .
not : yer sivas, sözde yiğidin harman olduğu yer,hadi oradan.
link
ege'de sahil kasabasında yaşamak
-
afedersiniz ama 55'inden sonrası için bu hayali kuruyorsanız beyninizi zikeyim. etrafımda herkesin emeklilik hayali buydu. ulan dedim ben manyak mıyım emekliliği bekleyeyim. delilik yaptım ve gemileri yakıp taşındım. 2 senedir hayatım huzur ve güzellikle geçiyor.
demem o ki emekliliği beklemeyin. karartın gözünüzü ve genç yaşta yapın bunu.
emmanuel emenike
-
pozisyon değil futbolcudur.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"sabah uyandığımda alarmın çalmasına daha 2 saatin olduğunu gördüm, sevinçten uyuyamadım... uykusuzum..."