ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
titanic'teki rose türk kızı olsaydı olabilecekler
-
koca titanicte kaç kız varsa hepsine
“kuzum :) rabbim insallah sana da nasip eder :) hic ummadigin zamanda oluyor :) inan bana :)”
diye anlatıp durur ve hepsini buz dağına çarpmadan önce bayıltırdı.
haşlanan makarnayı soğuk suya tutmak
-
bundan daha fena ancak iki şey vardır. biri nutella'yı buz dolabına koymak diğeri gelin makyajı.
karısını döven adama atılan efsane kafa
-
gördüğüm en muazzam kafa.
ideal kiloma inmis olabilirim şu an.
tramvayda videosu çekilen baba ve oğul
-
bunlar pro dilenci. t1 tramvay hattında takılıyorlardı. özellikle turistlerden aldıkları banknotları salisede cebe indirir baba. o torbadaki pet şişe sayısı sabittir.
edit: dilenci demeyeyim, performans sanatçısı.
edit 2: tramvay zaten bu.
türk insanının hayattan zevk alamaması
-
az once bir program seyrettim. genc bir dalgic, soyle bir sey soyledi "ailemin en buyuk hayali dunyayi gezmekti, ben cocukken evimizi satip bir tekne aldilar ve ben denizi o zaman sevdim."
dusundum sonra, biz asla boyle ailelere sahip olamayiz ve bir gun aile oldugumuzda biz de boyle aileler olamayiz. hayallerimiz "gelecegimizi garantiye almak" uzerine kurulu.
hayallerimiz "evlenmek, ev almak, arabayi degistirmek, daha cok para kazanmak, pirlanta yuzukler almak, koltuklari degistirmek" ekseninde donup duruyor. ıcimizden gercekten hayal kurabilenleri de "akli bir karis havada" diye diye el birligiyle vazgecirebiliyoruz.
hayattan aldigi keyif "hep daha fazlasi" uzerine kurulu olan insanlar olarak dogmuyoruz ama boyle yontuluyoruz, sekillendiriliyoruz ve ne yazik ki cocuklarimiz da boyle sekilleniyor.
gercekten hayal kurmuyoruz, hayal kuramayan insan hayattan keyif alamaz. biz gelecegimizi garantiye almaya calisirken kendimizi unutuyoruz ve bence bize cok yazik oluyor.
nba finals 2023
-
geldik canımız nba finallerine… bu yıl finallerin kendine has, özel bir karakteri var bence. iki takım da “en iyi takım oyunu” ve “en çok mücadele eden kadro” unvanlarını ayrı ayrı alarak buraya geldiler. bu durum geçen sezona göre daha farklı ancak daha “hakedilmiş” bir görüntü veriyor bize. kim jimmy butler ve nikola jokic'ten daha iyi oynadı ki? kim onlardan daha çok hak etti ki???
neyse, gelelim tahminlere:
ev sahibi avantajı denver'da ve miami 4-3'lük bir “dişe diş – kana kan” serisinden geldi. denver için “aşırı dinlenmiş” olmak formdan düşmüş olmak anlamına gelebilir ancak ilk maçta miami'nin -her zaman bahsedilen- yüksek rakımlı denver'da ilk maçı adeta “salacağını” düşünüyorum. bu miami'nin mücadele etmeyeceği anlamına gelmiyor ancak bir noktaya kadar direnip bir noktadan sonra da enerjilerini ölçülü kullanacakları fikrindeyim. bu esnada denver aşırı paslanmış ve maç ritminden çıktıysa bir sürpriz galibiyet mümkün ama çok büyük ihtimalle ilk maç denver'ın olur. neyse, serinin taktik bağlamına geri dönersek, nuggets'ın jokic'le arka alanda kurduğu oyunun ve o oyun görüşü yüksek oyununun tüm o backdoor cut larının miami'nin alan savunması tarafından bir noktaya kadar savunulma ihtimali var. denver jokic'i alçak postta da yüksek postta da ayrı işlevlerle oynatabilir ancak onların a planı “dışarda oyunu kuran bir nikola jokic” olduğu ve bu plan yürüdüğü sürece denver sahaya oyun ve skor ağırlığı koyacaktır. savunmada hiçbir zaman harika olmamış denver'ın özellikle kcp ve aaron gordon'dan verim alması gerekiyor. özellikle gordon savunmada kilit isim. adebayo ve butler arasında bolca git-gel yapacağını düşünüyorum. miami alan savunması özellikle jamal murray, mpj ve kcp üçlüsüne inanılmaz bir atış frekansı sağlayacak. bunlar hep heat adına sorunlu durumlar. denver'ın maç kaybetmesi için aşırı sayıda 3 sayı kaçırması, jokic'in oyun kuramaması veya miami'nin alan savunması yaparak onun paslarını kısıtlaması gerekiyor. ayrıca hücumda etkili olup son dakikalarda skor olarak “orada olup” işlerinin biraz rast gitmedi gerekiyor.
buradan miami'ye gelecek olursak vincent-strus-butler-gabriel-adebayo beşinden çıkmamaları gerekiyor. hatta duncan robinson istim üstündeyken uzun zamandır oynamayan tyler herro'dan insiyatif almalı diye düşünüyorum. boy olarak kısa olsalar da denver'ın oyun tarzı sebebiyle bu beklenenden daha az etki gösterecektir diye düşünüyorum. miami, denver'a göre daha az hücum silahına, hücum setine ve yeterliliğe sahip. hand-off'lar, butler'ın mucizeleri bir kısım sürpriz şutlar derken miami'nin boston'a karşı yer yer yaşadığı yıkıcı şut sokma serileri dışında kazanması, öne çıkması bence zor.
tahmin:
ilk maçı denver'ın alması yüksek ihtimal olsa da ikinci maç olağanüstü heyecanlı, keyifli geçecek diye düşünüyorum. denver final heyecanı yaşayabilir ancak tüm stres ve hislerden bağımsız bir şekilde kendi oyununu sahaya dikte edebilen bir jokic var sahada. adebayo ile değil kısalar tarafından savunulacak ve bu sayede durdurulamayacak bir isim olduğu görüşündeyim. triple double'lar havada uçuşacak ve denver bence seriyi 4-1 kazanacaktır. boston'a karşı miami'nin mücadeleyi bırakmayıp onlara kan kusturacağını -skordan bağımsız- tahmin etmiştim ancak denver oyun olgunluğu, işlerini iyi yapma becerisi ve silahların çeşitliliği, keskinliği sebebiyle boston'ın miami'den olduğu seviyeden ciddi şekilde daha yukarda. jamal murray, mpj gibi isimler mutlaka su kaynatacaktır ancak nikola jokic'in bu seride bir “başarı standardı” olacağına kesin gözüyle bakıyorum. 4-1 denver alacaktır. jimmy butler ise bir efsanedir. onun yeri başka. jokic ise espn-reverse racism lobisinin ağzının ortasına manevi tokadını çakacaktır. onlar hala jokic'i küçümsemeye devam etsinler. gerçekten de “bir cisim yaklaşıyor”.
son feci bisiklet
-
bir konserinde neşet ertaş sıcaktan bunalır ve kendisini dinleyenlere aynen şunu söyler;
"saygısızlık olmasın, ceketimi çıkarabilir miyim?"
bir neşet ertaş'a bakıyorum bir de bunlara, beynimde depremler oluyor her ikisi de sanatçı olarak anılıyor diye.
evli her üç kişiden biri eski sevgilisini özlüyor
-
eski sevgilisiyle evlense, ondan da önceki sevgilisini özlicekti dedirten bulgu. sorun evlilik müessesesinin kendisinde, bunun kişilere atfetmeye gerek yok. evlenmeyin arkadaş.
edit: bu entryde evlilik müessesine fazla haksızlık ettiğime kanaat getirdiğim için düzeltme yapıyım istedim. birbirimize ve kendimize dürüst kalacaksak neden evlenmeyelim de; çevremizde cereyan ettiği haliyle, uyduruktan bir evlilikte, bu tür saçmalıkların olması normaldir bence. nostalji duygusuyla lan eskiden x'le ne mutluydum falan gibi triplere girmek olası kötü ilişkilerde. kötü ilişkiler de genelde evlilik oluyor zaten. ilişki olsa duramazsın zira*
usta şoförlerden acemi şoförlere tavsiyeler
-
mezarlık usta şoförlerle dolu.