hesabın var mı? giriş yap

  • bir tek ben mi çıldıracak, delirecek noktaya geliyorum? sorun bende mi acaba, her şey normal de bir tek ben mi böyleyim diye düşünmeye başladım artık. sorun bendeyse bir deyin ya. bir tek sen böylesin deyin de bileyim. galiba artık delirme noktasındayım. şöyle bir piyasaya bakayım diyorum elimdeki telefonu falan fırlatasım geliyor. arkadaş ben mi deliyim yoksa bu ülke insanı çok ciddi bir akıl tutulması mı yaşıyor? nasıl alıştırıldı insanlar buna? kendine ford focus alan bir tanıdıkla konuşuyorum, 292 bin tl'ye aldığını falan söylüyor. oldukça normal konuşuyor. ford focus lan ford focus ya. focus. bir tek bana mı anormal geliyor bu işler. keşke akıl sağlığımı kaybetmeden şu ülkeden kurtulabilsem.

    edit: çok sayıda mesaj geldi, yalnız değilsin biz de aynı durumdayız diye. cevap veremediğim arkadaşlardan buradan özür diliyorum. çok sayıda mesajda da insanlar peynir, ekmek alamıyor ne arabası tarzında. arkadaş sen bu durumu peynire, ekmeğe indirgersen eğer, araba almayı lüks görürsen, önemli olanın peynir olduğunu düşünürsen daha çook binerler bizim tepemize. şu kafadan çıkmamız gerekiyor. araba almak lüks falan değil, sadece birileri tarafından halkın büyük bir bölümüne lüks hale getiriliyor. hayata yeni atılan, işine yeni başlamış insanlar için araba almak, ev almak hayalden başka bir şey değil artık bu ülkede. ama buna sesini yükseltmez ve peynir de zamlandı dersen eğer, yarın bir gün biri peynir alamıyorum çıldıracağım diye başlık açar. hangisi daha vahim?

  • demokrasi istiyoruz yazan bir pankart yapıp ilinizin meydanına çıkın. pankart 100 tl tutar.

    en az 1 ay gözaltında tutulursunuz.
    yemek verirler heralde.

    10 kişi yapsanız da 2 kişi alıyolar gözaltına. yada 2 güne salıyolar diğerlerini.
    2 kişi yaparsanız ikiniz için garanti.

  • ben öğretmenim.
    iki tane 7.sınıfım var.
    7.a şubesinin dersleri genel olarak hep sabah saatlerine denk geliyor. 7.b hep öğleden sonra...
    birinde hepimiz taptazeyken ders işliyoruz, diğerinde hepimiz yorgunuz...
    hak geçmesin diye 7-b ye tenefüs zili çalmadan, pür neşe, motivasyon giriyorum.
    ekstra testler hazırlıyorum. fotokopiler havada uçuşuyor!
    sonra diyorum 7.a kendimi istedi sabah derslerini, onların suçu ne! dururmuyum, orda da havada uçuşmalar!!!

    birine bir kelime eksik anlatsam, huzursuz oluyorum. dengeyi kurmak için çırpınıyorum.
    allahtan korkuyorum. gerçi insan olanın hakkaniyetli davranması için kimseden korkmaya ihtiyacı da yok...

    şimdi sana soruyorum:
    ben bir kelimenin hesabını bile yaparken, sen geceleri nasıl rahat uyuyorsun?

    cidden hayret ediyorum...

  • adres soran iki şaşkının yapılan tariften sonra aralarındaki konuşması:

    -sol dedi.
    +kendine göre sol.
    -evet, kendine göre sol, yani bize göre sağ.
    +bize göre sağ olduğuna göre soldan gidicez.
    -evet, soldan.

    tarif edilen yere ulaşabildiklerinden şüpheliyim.

  • 2006’da bizimkileri de böyle dövmüşlerdi. arap, türk fark etmiyor yani kazaklar için. boş yere içinize su serpilmesin.

    edit: 2004 değil 2006’da olmuş. düzelten arkadaşlara teşekkürler.

  • girisimci clark tupper'in bulusu ve son yillarda artik hakki yenmeyen brownie wise'in pazarlama dehasi sayesinde hala sozlukte bahsini ettigimiz, amanin aman domates lekeleri nasil cikar diye endise ettigimiz sey. tupperware'in 1950lerde bulundugunu, bu yillarin birbirine altin gunu misali misafirlige giden ama artik harcama yetisi kazanmis kadinlarin zirvede oldugu bir donem oldugunu hatirlatiriz. donem bilgilerimize tupperwarelerin ilk piyasaya ciktigi zamanlarda "garklayan kapak"li olarak pazarlandgini ekleyelim.

    iste efendim brownie wise hanim, boyle bir tanimin kutlesel medya ile hedefine ulasamayacagini, ama insanlarin mahrem bilgilerini degis tokus etmekten zevk aldigi ev toplantilarinda anlatilabilcegini dusunmus. ayni hanim aslinda evden ve zincir pazarlama tekniklerinin de temelini atar olmus. (daha dogrusu direk pazarlamayi* hakkaten icat eden stanley ev urunleri sirketiymis amma velakin bu hanim once orada pisip, bu teknigin muesselesmesini saglamismis) yani amwayci, rainbowcu, kapinizi calan ansiklopedici ile karsilasirsaniz, ve kafanizin sikilmesini istemiyorsaniz bu yazdiklarimi kontra atak olarak kullanasiniz diye yaziyorum.

    konuyu cok zimparalamak gerekirse, bilimum dergiye kapak olan bu hanim donemin bir tur martha stewart'i bile diyebiliriz, ben yine de kendisini eva peron olarak ruyalarima sokup, kabustan uyandigimda hic ise yaramayan sanilan tupperware surahiyi kafama dikecegim.

    brownie wise'a ne olmus derseniz, iyi bir mucit ama profesyonel olmayan bir yonetici olan mr. tupper onun starlasmasini ve kendi markasinin onune cikmasini cekememis ve hanim efendiyi kovmustur. bu hanim da baska dogrudan satis firmalarinin kaynagi olmus, ozellikle evden kozmetik pazarlama isine danismanlik yapar olmustur.