hesabın var mı? giriş yap

  • kotun ve taytın altına ne giydiğiniz pek önemli değil. tayt varsa o kadar aşağılara bakan olmuyor kızlar.

  • - ay hatun deme bana necmi!
    - nedenmiş.
    - ne o öyle kırolar gibi...
    - hatun hakanın eşidir. islamiyet öncesinde ülkeyi hatun yönetirmiş. sen de benim dünyamın biricik hakimi olduğun için öyle diyordum sana. bi daha demem.
    - ayy ya tamam onu de ama bayan deme. ne o baydın mı benden?
    - ama bitanem baymak yediğin bişeyin midene dokunmasıdır. bakma argo tanımlara bayan öztürkçe kadına saygıyı belirten bir sözcük işte ne güzel.
    - manita diyosun bana asıl. kırosun işte.
    - manita mana'dan gelir eski dilde tanrıça demektir. ben üzerimde bıraktığın o sihirli etki yüzünden... ya tamam bi daha demem.
    - ay necmi çok tatlısın yaa
    - (mna kodumun karısı)
    - bişi mi dedin necmi?
    - saçların diyorum ışığım, altın sarısı...

  • yazarlara maaş yatmasının geyik olduğunu sanan safları ortaya çıkarmıştır. bir de diyor ki hostingcileri akıllı sanardım.. sabah sabah iyi güldüm..

  • 3 gün önce köpeğimi bir sokak köpeği ısırdı. acilen gece açık olan bir veterinere gittim, haşırt 1.500 tl, aslında 1800 istedi, pazarlık ve nakit ödeme karşılığı 1.500 tl ye düştü, aynı veterinere bir gün sonra kontrol amaçlı gitme gafletinde bulundum, haşırt 640 tl. bu kez d e 775 tl istediler, nakit olursa 640 olurmuş, her ikisinde de hayvanı bırakıp gidip atm den para çektim

    sıkı durun tedaviyi yanlış yapmış, hayvanın ayağı enfekte oldu. bugün insan evladı namuslu başka bir veteriner beni bu girdaptan kurtardı. daha çok iş yaparak sadece 250 tl aldı. 250 tl aldı diye yazarlardan bu durumu da eleştiren biri çıktı, niye az almış diye, o na da helal olsun

    gerçek şu ki veterinerlerin çoğu insanları zayıf noktalarını yakalayıp acımasızca geçiriyorlar.

    ablamin aynı gün ayak bileğinde 2 kırık oluştu. özel bir doktora gitti, 4 tane film çekildi, 1.100 tl para verdi

    nedir bu veteriner terörü, lütfen sizde yazın..

    edit: kazıklayan veterinerin ismi kartal atalar da bulunan vet34. google yorumlarında puanı 4.9, sanırım yorumlar fake, sakın bu google yorumlarına aldanmayın, google a da yazdım durumu…

    yardımcı olan, övdüğüm veteriner ise kozyatagında, marmara caddesin de calışan pet way. ayça hanım.. düzgün bir insan. ben burayı eskiden o semtte oturdugum için biliyordum. diğerine paçayı kaptırmamın nedeni kartal uğur mumcu da oturmam, gece yarısi panikle açık veteriner aramamdan kaynaklanıyor

  • yediğini içtiğini, evinin köşesini bucağını, nişanını, düğününü, balayını, hayatıyla ilgili her türlü detayı 7 milyar insanın bir tıkla ulaşabileceği şekilde paylaşan kişilerin olumsuz yorum aldıklarında mağduru oynamasını son derece iki yüzlü buluyorum.

    buse terim de onlardan biri.

    teşbih hata kaldırmaz ama hisselerini halka açıyorsan düştü çıktı diye ağlamayacaksın.

  • öyle bir durum yok ama seçime kadar olursa hepimiz anlayacağız ki ibb'de çöreklenmiş aktroll ekibinin organize sabotajıdır.

  • halıdır halı.
    ne zaman halısız bi eve gitsem yeni taşınmışlar da henüz yerleşememişler gibi hissediyorum. halısız olmaz.

  • ismi japonca olsa da, japonya kökenli olmayan bir zeka oyunları türüdür. ingiliz gazetelerinin zamanında boy boy vermesiyle dünya genelinde bir üne kavuşmuş ve birçok insan tarafından bilinir hale gelmiştir.

    japonya menşeli nikoli şirketi, bu oyun türünün japonya'daki isim haklarına sahiptir, zaten kendileri vermiştir bu oyuna ismini. bu yüzden japonya'daki japonya sudoku takımı seçmeleri "japanese sudoku championship" olarak değil, "japanese numberplace championship" olarak düzenlenir. sebebi de, takımı seçen kurumun nikoli'den farklı bir kurum olması. jpf

    oyunun kimin tarafından icat edildiği kesin olmamakla birlikte, mantık itibariyle kökeni latin karesine dayanır.

    sudoku'nun binlerce türevi vardır. türevden kasıt, sudoku kurallarına bağlı kalmak kaydıyla, yeni kuralların eklenmesiyle oluşan oyunlara verilen genel bir isim. bir çırpıda sayabileceğimiz ve birçok insan tarafından bilinen sudoku türleri/türevleri: killer sudoku, thermo sudoku, arrow sudoku, diagonal sudoku, irregular sudoku, palindrome sudoku, odd even sudoku, greater than sudoku vb
    sudoku - grandmaster puzzles

    dahası fazlasını nediri merak edenler, google'da "sudoku variations" şeklinde bir arama tarama faaliyeti içine girebilir.

    bir sudoku sorusu 4x4'ten nxn boyutlara kadar hazırlanabilir. burada n bir tam sayıdır ve sonsuza gittiği bilinmelidir.

    dünya zeka oyunları federasyonu, 2006 yılı ile birlikte, 1992'den bu yana düzenlediği dünya zeka oyunları şampiyonası'ndan ayrı olarak dünya sudoku şampiyonası yapma kararı almıştır ve o tarihten bu yana her sene dünya genelinde bu şekilde bir şampiyona düzenlenmektedir.
    dünya sudoku şampiyonası

    işin ilginç ve güzel tarafı, ilk dünya sudoku şampiyonasının şampiyonu bir hanımdır, o zamanki ismiyle çek cumhuriyeti'nden jana tylova.

    ayrıca geçtiğimiz yıllardan itibaren, dünya zeka oyunları federasyonu "online sudoku" yarışmaları da düzenlemeye başlamıştır ve sudoku gp olarak anılıyor kendisi. bu seneki yarışmalar için: online sudoku yarışmaları serisi

    akıl oyunları yayıncılık uzun yıllar sudoku isminde bir dergi çıkardı, dahası bu kurum, türk beyin takımı ve türk sudoku takımı nı seçen kurum. yurt genelinde yapılan yarışma ile en iyi dört içinde yer alanlar bu takımları oluşturuyor ve dünya şampiyonalarından ülkeyi temsil ediyorlar.

    sözün özü, sudoku eğlenceli bir aktivitedir, kuralları basittir, temel birkaç çözüm yöntemiyle neredeyse çoğu sudoku sorusu çözülebilir.

  • farklı araştırmacılar tarafından farklı şekillerde gruplandırılmakta olan ancak son yıllarda daha çok bilgi sahibi olduğumuz dil grubu. günümüzdeki türkçe, japonca, korece, moğolca ve tunguz-mançu dilleri binlerce yıl önce var olmuş olan altay dilinden gelmektedir. fransızca, ispanyolca ve rumencenin latinceden türemesine benzetebiliriz bu durumu. cümle yapısı ve dil bilgisi kuralları ile günümüz türkçesine benzmekte olan altay dili günümüzde ölü bir dildir.

    tartışmalı olan korece ve japoncanın da altay dillerine dahil olduğu kanısı kuvvet kazanmış olmasına rağmen bu dillerin genetik açıdan nasıl sınıflandırılacağı konusu halen tartışmalıdır. bazılarından bahsedecek olursak; türkçe-moğol-tungus dilleri batı gurubu, kore ve japon dilleri doğu gurubunu oluşturmaktadır. ikinci bir sınıflandırma ise türk-moğol, tungus-mançu ve kore-japon dilleri şeklinde yapılan üçlü gruplandırmadır. burada tungus-mançu dillerinin ayrı şekilde grup kabul edilmesinin sebebi mançu-tungus dillerinin hem batıdaki türkçe ve moğolca ile hem de doğudaki japonca ve korece ile ayrı ayrı ortak özelliklere sahip olması ve doğudaki diller ile batıdaki diller arasında daha merkezi ve genel özelliklere sahip olması nedeniyle ayrı kategorize edlmesi gerektiği görüşüdür. bu iki görüşte de moğolca ve türkçenin benzer fonolojik değişimler geçirmesi(kelime başındaki m seslerinin b'ye dönüşmesi gibi) ve kelime haznesindeki benzerlik gibi nedenler ile bu iki dil beraber gruplandırılmıştır. ancak bu iki görüşten farklı olarak 3. bir görüş daha ortaya atılmıştır. buna göre altay dilleri içerisinde bu gruptan ilk kopan dil ön türkçedir bu yüzden moğolca ve türkçenin, altaycadan batı altayca şeklinde tek bir dil halinde ayrılıp daha sonra türkçe ve moğolca olarak iki ayrı dile evrilmesi mümkün değildir. bu görüşe göre altayca yine batı ve doğu olmak üzere tarihte ikiye ayrılmıştır ancak batı altayca denen dil aslında ön türkçenin öncülüdür. batı altaycadan moğolca ya da başka herhangi bir dil türememiştir, batı altaycanın ardından gelen tek dil türkçedir. geriye kalan 4 altay dili doğu altaycanın içerisindedir. doğu altaycadan sırasıyla moğol, tunguz-mançu dilleri ayrılmıştır. ardından japon ve kore dillerinin ayrışması ile doğu altayca dili tamamen dağılmıştır. yukarıda bahsetmiş olduğum 3 görüş haricinde birçok görüş mevcuttur ve henüz kesinleşmiş bir sınıflandırma yoktur. şu an için tek bildiğimiz bu 5 dilin altayca isimli eski bir dilden gelmiş olduğudur.

    altay dilinin genel özelliklerine gelirsek:
    -sondan eklemeli bir dildir, kelimelerin kökünde değişiklik yapılmadan kelime sonlarına gelen ekler ile kelimeler türetilir. aynı şekilde kip ve hal eklerinin yardımı ile cümleler kurulur. altaycada türkçedekinden daha fazla hal eki vardır. türkçe gibi ekler üzerine kurulmuş bir dil olduğu için çok sayıda ek bulunmaktadır.

    -sözcüklerde cinsiyet ayrımı yoktur.(avrupa dillerinden fransızcada masanın feminen, almancada çeliğin maskülen olması gibi bir ayrım yoktur)

    -artikel yani ön ek yoktur (la, le, les, der, die, das gibi)

    -tamlayanlar, tamlananlardan önce gelir.(evin kapısı, mor çanta, parlak demir)

    -soru eki mevcuttur. ancak türkçedeki soru eki "mi", türkçe değildir çince kökenlidir.

    -ünlü uyumu vardır.

    -diğer bir önemli ayırt edici özellik ise sayı sıfatları ile oluşturulmuş tamlamalarda tamlananın sonuna çoğul eki gelmez.(altı çocuk, 2 araba)

    -sessiz harf-sesli harf-sessiz harf-sesli harf ya da sessiz harf-sesli harf-sessiz harf-sessiz harf-sesli harf yapısında kurulmuş sözcükler yaygındır. fakat türkçede bu kelimelerin sonundaki sesli harflerin bir çoğu düşmüştür.

    - türkçedeki gibi f ve h harfleri bulunmaz.

    -i, e, u, o, a seslileri ve iu, io, ia çift seslileri vardır.

    türkçe kelimelerde bulunmayan bazı sesler altaycadan türkçeye geçiş esnasında kaybolmuşlardır. örneğin,:

    -altaycada p' ve p olmak üzere iki p sesi vardır. kelime başlarındaki p' harfleri ön türkçeye geçiş esnasında düşmüştür (halaç türkçesinde h harfine dönüşerek korunmuştur bir kısmı). mesela "at" sözcüğü altaycadaki p'ati kelimesinden gelmiştir. kelime başındaki p' sesinin ve yukarida belirttiğim gibi kelime sonundaki ünlü sesin düşmesi sonucu ön türkçeye at olarak geçmiştir. diğer p sesi olan p harfi de kelime başlarında b harfine dönüşmüştür. bu 2 p sesinin de kelime başlarında korunamaması neticesinde türkçe kelimelerde p harfi ile başlayan sözcük kalmamıştır. günümüzde p ile başlayan kelimeler olsa bile bu p sesleri öncesinde b harfi iken daha sonra p sesine dönüşmüşlerdir(parmak < barmak)

    -kelime başlarındaki m sesleri de benzer şekilde b sesine dönüşmüşlerdir. örneğin beyin kelimesi altaycadan ön türkçeye bejni < majni olarak geçmiştir. bu örnekler uzatılabilir: böl- < moli, bal < malv, beniz < mena. binlerce yıl önce yaşanan bu ses dönüşümleri nedeni ile de türkçede m sesi ile başlayan sözcük yoktur.

    -kelime başındaki z sesleri j'ye dönüşmüştür daha sonra bu seslerin çoğu y haline gelmiştir.

    bu ayrılmadan sonra türkçe ile ilgili dikkat çekici bir nokta ise, altaycadan uzun yıllar önce ayrılmasına rağmen özellikle gramer açısından çok yavaş bir değişim geçirmiştir. örneğin, yaklaşık 2500 yıl önce yazılmış olan alp er tunga sagusundan hala bir şeyler anlayabiliyoruz, hatta yer yer sözlükte değiştirerek kullanıyoruz:) bir örnekle açıklarsak, bir avrupalı için bu kadar eski bir metni okuduğunda bu kadar çok şey anlaması söz konusu değildir. bir ingiliz alp er tunga destanından en az bin yıl daha yeni olan beowulf'u okuduğunda hiçbir şey anlayamayacaktır, çünkü dil hem kelime hem de gramer açısından çok değişmiştir.

    japonca nispeten izole kalmış bir dildir ancak çok eski dönemlerde japonya birden fazla kez altay kavimlerinin istilasında kalmıştır bu da japon dilinin evrilişinde önemli kırılmalara sebebiyet vermiştir.

    altay dilinde sayılar aşağıdaki gibidir(fonetik alfabe ile yazamadığım için tam doğru yazamadım):

    1-biuri

    2-tiubi. türkçe'deki iki eski türkçe ek(k)i kelimesinin günümüzdeki halidir. ek(k)i ise ana altaycada "çift" anlamındaki p'ior'e kelimesinden türemiştir.

    3-niu

    4-tojv

    5-t'u

    6-nu

    7-nadi

    8-ja veya dza

    9-k'egvnv. evet eski türkçedeki tokuz sayısı bundan türemiştir.

    10-ciobe. türkçedeki yüz(eski türkçede jür') sayısının kökünün buradan geldiği düşünülmektedir. on sayısı ise yine altayca olan p'vbv kökünden gediği sanılmaktadır.

    20-k'iura. bu sayının türkçeye kir veya kır şeklinde geçmiş olabileceği ve kırk sayısının kir-kir(20+20)'den gelmiş olabileceği düşünülüyor.

    100- namo, türkçeye jom olarak geçmiştir ancak jom yerine jür' kullanılmıştır.

    1000-ciumi. türkçede 10.000 anlamındaki tümen sayısının buradan türediği düşünülmektedir. türkçe ve moğolcadaki 1000 sayısının türk ve moğol bölgesinde nispeten izole olmuş altayca mina kökündne geldiği tahmin edilmekte.

    türkçedeki beş, altı ve sekiz sayıları eğer altayca kökten geliyorlarsa bile yukarıda yazdığım altaycalarından türememiştir. diğer bir mevzu ise her bölgede aynı sayıların kullanılıp kullanılmadığı, yani bu yazdığım sayıların ne kadar genel-geçer olduğu sorunudur. örneğin, bizdeki 2 sayısı belirttiğim gibi altayca çift anlamına gelen p'iok'e kelimesinden türerken 1 sayısı altayca karşılığının aynısıdır. ancak moğolcadaki 1 sayısı(nige) altaycada tek anlamına gelen nione kelimesinden türemiştir. yani her altay dilinde kullanılan sayılarının hepsinin altayca kökten türediğine emin olunmadığı gibi altayca kökten türeyen sayıların da tümünün doğrudan yukarıdaki altayca sayma sayılarından türemediğini biliyoruz.

    ve tabi ki türkçe dahil bazı altay dilleri sayılar konusunda yenilenmeye gitmişlerdir ve sayma sistemlerini hatta sayma mantıklarını değiştirmişlerdir.

    öznelerden de bahsedecek olursak:

    1. tekil bi (mi-n)
    1. çoğul ba, bu (ma-n, mu-n)

    2. tekil si (si-n)
    2. çoğul su (su-n)

    soru zamirleri:

    ka(j): kim
    niv: ne, kim

    işaret zamirleri:

    yakındakiler için sv, ko, la, o
    uzaktakiler için ca, e, i, ta(te)

    kelimelerin sonlarına gelen şahıs ekleri türkçe, moğolca ve tunguzcada mevcut iken japonca ve korece yokturlar. bu ekler daha sonradan kelimelerin sonuna eklenmiş kişi zamirleridir.

    bazı altayca örnek kelimeler:

    bütün: büt(eski türkçe), muti(altayca)
    hepsi: kop(tür), kopv(alt)
    siyah: kara(tür), karu(alt
    soğuk: sogik(tür), siogo(alt)
    gel-: gel-(tür), gele(alt)
    kıl: kıl(tür), kila(alt)
    yaprak: japurgak(tür), liap(alt)
    el: el(tür), nali(alt)
    kalp: jürek(tür), jürvk'e(alt)
    yumurta: yumurtka(tür), umutki(alt)
    yeni: janı(tür), zejni(alt)
    boyun: bojn(tür), mojno(alt)
    uzak: ıra-(tür), p'ira(alt)
    kurt: kurt(tür), kioro(alt)

    örnekler daha da uzayarak gider. türkçe kökenli kelimelerin önemli bir bölümü altaycadan kalma sözcükler. altayca kelimeler diğer altay dillerine geçerken belli ses kuralları çerçevesinde değiştiler, yukarıda bazı türkçe kelimelerin nasıl bir değişim geçirdiğinden bahsetmiştim, ve bunların neticesinde aradan da geçen uzun yıllarından ardından altay dillerinin kelime hazneleri çok farklılaştı. tabii kelime haznelerinin değişiminde en önemli etken altay toplumlarının farklı kültürle arasındaki etkileşimlerdir.

    unutulmamalıdır ki altay dillerinin arasındaki genetik bağın en büyük kanıtı kelime benzerliklerinden ziyade dil bilgisi benzerlikleridir.

    bu entrymde bir çok eksiklik ve hata olabilir bunları burada düzeltirseniz çok sevinirim. diller konusunda da eğitim almış birisi değilim ancak merakımı gidermek için okuduğum türkçe ve yabancı çalışmalardan anladıklarımı buraya özet olarak geçmek istedim. çünkü dil bizim hayatımızın bir parçası ancak bu dilin geçmişi pek iyi bilinmiyor, yabancı akademisyenler tarafından bilmediğimiz karanlık noktalar aydınlatılıyor. umarım bu konularda bilgili kimseler bunu okuduktan sonra buraya daha aydınlatıcı şeyler yazarlar ve bunları okuyan arkadaşlar merak edip araştırırlar.

    bu entryi yazarken ana altay dili sözlüğü olan; sergei starostin, anna dybo ve oleg mudrak tarafından hazırlanmış etymological dictionary of the altaic languagestan çok faydalandım.