hesabın var mı? giriş yap

  • biraz önce trafo patladi burada..
    kocaman trafo.. bulundugumuz bolgede ki elektirikler komple kesildi..
    tedas geldi..
    baktilar trafo icin icin yaniyor..
    itfaye cagirdilar..
    itfaye geldi.. yanan trafoyu sondurduler..
    esnaf adamsin.. merak ediyorsun..
    - ne zaman gelecek elektirik?
    + en az 3-4 saat surer dedi gorevliler..
    bunu duyan..
    daha birkac saat oncesi hazirlik yapan bar, disco, turku bar, eglence mekanlari hepsi kapatti. kocaman harfler ile yazdilar..
    ''sehitlerimiz icin bugun kapaliyiz''
    elektirik olsaydi kapanmayacakti.. biz yasadik bunlari.. kimse mekanini kapatmak zorunda degil ama.. amasi var iste.
    adamin cani yaniyor.. bu iki yuzluluge..
    sonra;
    konvoy gecti.. dugun var sandim..
    motorsiklete binmisler, arabalara binmisler.. kornalar calarak, dortluleri yakarak teroru mu lanetliyorlar di?
    yoksa kutlamami vardi..
    turistlerinde kafasi karisti... kendilerine ulkucu isareti yapan cocuklara.. rock isareti yaparak ''hell yeah'' diyerek destek verdiler..
    sonuna kadar acilmis mehter marslari dinlerken kafa salliyorlardi..
    biz neden bu kadar iki yuzlu bir millet olduk?
    kandan bu kadar nemalanmayi kimden ogrendik?

    evine gitmek icin gun sayan gencecik cocuklari,
    kor kursunlara atanlarin.. ne zaman oyuncagi olduk?..

    bizi affetmeyin..
    ote dunya varsa.. yapisin yakamiza bize hesap sorun..

    - bizi kara topraklara gomdunuz diye? yakamiza yapisin.. bizi affetmeyin..

  • *ilişkilerimde acaip istikrarlıyım. nasıl başlarsa başlasın her seferinde terk edilmeyi başarabiliyorum.
    *kimseden vazgeçemedim, her terk eden adamı özlüyorum.
    *tek sevdiğim adamı, eski gerçek sevgilimi unutmaktan çok korkuyorum, onu beklemek hayat amacım gibi çünkü. unutunca kimsesiz ve yalnız hissetmekten korkuyorum. çok hastalıklı bir düşünceymiş bu.
    *ilk kez yirmi üç yaşında öpüştüm, gerçekten aşık olduğum adamdı, o adamla evleneceğimi sanmıştım, (aptallık) terk edince döner sandım, şimdi nişanlanmış istisnasız her gün açıp nişanlısıyla fotoğraflarına bakıyorum, dönse istemem, ama içim acıyor yine de. iki yıl oldu. kız da aynı motora benziyor.
    *her ilişkimden sonra pişman oluyorum, hiç iyiki demedim.
    *aşık olduğum üç adamın da ismi aynı (hep istikrar)
    *neredeyse hergün ağlıyorum. zorlanıyorum yaşamakta. ama öyle mutlu görünüyorum ki, korkuyorum kendimden.
    *yeni doğan bebekleri görünce hep ağlıyorum, nasıl bir hayatı olacak kimbilir diye, çekeceği acıları düşünüp...
    *çok sevgilim olmadı ama hiçbiriyle bir tek fotoğrafım bile yok. çünkü hiçbirisi fotoğraf çektirmeyi sevmezdi, hep öyle söylerlerdi. ama başkalarıyla kare kare fotoğraflarını görüyorum zaman sonra. bunu hak etmek için sadece her seferinde seviyorum.
    *etrafımdaki anneler, ya da teyzeler beğenip birileriyle tanıştırmaya kalktıklarında kendimi çok beceriksizmiş gibi hissediyorum, özellikle bu yüzden bu tarz ilişkilere gelemiyorum.
    *yazdıklarımı okuyunca kendime acıdım.

  • liseli genç belediye otobüsüne biner, öğrenci biletini atar. alet öğrenci bileti sesini çıkartır, olaylar gelişir:

    ş: pason nerde?
    ö: abi kıyafetime baksana öğrenciyim ben. (kravatını göstererek)
    ş: lan? polis bana ehliyet sorduğunda direksiyonu mu gösteriyorum?!?
    ö: (errör)

  • piii reziller dediğim izdiham.
    yalnız nurella da baya ön saflarda ne kadar erken geldiyse. ulan programda ayaklarım sakat diye ayağa kalkmıyorsun, şu hallere bak.

  • akhenaton

    akhenaton, mısır tarihinin en tartışmalı karakterlerinden biri.
    kimilerine göre barışçıl vizyona sahip bir firavun ve tektanrıcılığın öncüsü, kimilerine göreyse fanatik bir totaliter ve benmerkezciliği hat safhada bir "deli".

    akhenaton'a dair muhtelif görüşlerin bu denli farklılık göstermesinin sebebi ise bu zatı muhteremin gerçekleştirdiği "dini reform" kisvesi altındaki büyük siyasi değişim.

    akhenaton icraatları ile, "geleneklerden kopuş" başlığıyla da ifade edebileceğimiz döneminde, inancın ve idarenin birbirinden bağımsız düşünülemeyeceği bir zaman aralığında (mö 14. yüzyıl), tabiri caizse bir devrimci edasıyla toplum tarafından yüzyıllardır kanıksanmış, "tabu" olarak dile getirebileceğimiz değerleri temellerinden sarsmıştır.
    nitekim ölümünün akabinde, yarattığı ve her şeyin merkezine koyduğu aton kültünün ve dahi saltanatının hatırasının yok edilmesi için, sahip oldukları ölçüsüz güçlerine son vermek istediği amon rahipleri ellerinden geleni yapmışlar ve görece muvaffak olmuşlardır.

    akhenaton, hiksos hanedanın ardılı olan ve aşağı ile yukarı mısır'ı tekrar birleştirip "yeni krallık" dönemini başlatan tebli 18. hanedana mensuptur. büyük kardeşi thutmosis , babası 3. amenhotep 'den önce ölünce, ilk olarak bir süre babasıyla beraber akabinde ise tek başına yaklaşık 18 yıl boyunca (mö 1353-1331) mısır'ı yönetir.
    aslına bakılırsa mısır'da yeni krallık dönemindeki (amarna dönemi) birtakım ideolojik ve dini unsurlardaki değişiklikler, akhenaton'un babası 3. amenhotep'in iktidarında haddi zatında başlamış bulunmaktadır. "firavun kültürünün olgunluk dönemi" olarak niteleyebileceğimiz bu zaman aralığında mısır, o dönemin diğer "büyük güçleri" olan mitanni, hatti, babil ve assur gibi devletler ile son derece dinamik bir diplomatik faaliyet içerisindedir. (bkz: amarna mektupları)
    geçmişte özellikle coğrafi konumundan mütevellit, bulunduğu bölgedeki diğer devletlere nazaran daha izole bir devlet ve toplum yapısında sahip olan mısır'ın siyasi hayatındaki bu devinim, inanç sistemine de yansır ve yüzeysel olarak zaman içerisinde "değişmez" olarak sunulan firavun kültürü içerisinde sıklıkla "devrim" olarak yorumlanan yeni bir ideoloji ortaya çıkar, yani aton kültü.

    babasının vefatının akabinde iktidarı tek başına eline geçiren akhenaton, saltanatının 5. senesinde, halefi zamanında temelleri atılmış olan bu yeni doktrinin özelliklerini belirleme yoluna koyulur. ilk olarak, "amon'un hoşnut olduğu" anlamına gelen 4. amenhotep ismini bırakır ve "aton'un hizmetkarı" anlamına gelen meşhur akhenaton ismini alır. aynı yıl geleneksel çok tanrılı mısır dinini yasaklayan devrimci firavunumuz, tek tanrılı aten dinini devletin resmi dini olarak kabul eder.
    bu değişimin öngördüğü daha sert politikalar doğrultusunda geleneksel tapınaklar kapatılır ve kadim tanrıların adları, hatta "tanrı" kelimesinin çoğul versiyonu anıtlardan silinir. firavun ile tanrı aton arasındaki ilişki, propaganda amaçlı bir devlet siyaseti olarak ön plana çıkarılır. yeni doktrinin gücü, öte dünyada ölülerin kralı olan osiris gibi mısır düşüncesinde kök salmış unsurların kalkması üzerinde de belirleyici olur. yine firavun ile tanrısının arasındaki "özel ilişkiyi" vurgulamak adına ve aralarındaki somut bağın bir işareti olarak akhetaton (aton'un ufku anlamına gelir, günümüzde orta mısır'daki amarna şehri) kurulur ve başkent teb'den buraya taşınır. yeni başkentte inşa edilen yapılarda kraliyet ailesi ve özellikle güzelliği ile dillere destan olmuş, isminin yankıları günümüze kadar ulaşan firavunun karısı nefertiti; yeni ikonografik modeller olarak ortaya çıkar.
    söz konusu yeni tasvirlerin en çarpıcı özelliği ise firavunun eskisi gibi tanrısal bir durağanlıkla değil, daha çok "gerçekçi" şekilde çizilmesidir. firavunun geleneksel sahneler dışında, yemek yerken, karısını öperken ya da bir törene başkanlık ederken resmedilmesi mısır'da akhenaton'un gerçekleştirmeye çalıştığı köklü değişimin kilometre taşlarından biri olan "sanatın dinden ayrılması" gibi radikal ve mühim bir olgunun işaretidir. daha önceki firavun tasvirlerini niteleyen sade zarafet yerini neredeyse "grotesk" hale gelen güçlü bir karakterizasyona ve maniyerizme bırakır. figürlerin bedenleri artık tek eksen üzerinde değildir ve uzun boyunları vardır. elmacık kemikleri ve çeneler çıkıntılı, dudaklar etli ve gözler badem şeklindedir. karın ve kalça bölgesi geniş, omuzlar dar ve göğüsler büyüktür. vücut uzuvları incedir ve bir "orantısızlık" söz konusudur. burada amaç muhtemelen gerçekleri tasvir etmek yerine eserleri yoluyla firavunun siyasi-dini devrimini görselleştirmektir.

    akhenaton'un 18 yıla yakın iktidarı boyunca yaratmaya çalıştığı "yeni mısır" fikri, özellikle eski din ve düzenin temsilcileri olan amon rahiplerinin kışkırtmalarının da etkisiyle muhafazakar hüviyetteki toplum tarafından benimsenmez. saltanatının son yılları ziyadesiyle karanlıktır. ölümünün ardından üvey kardeşi smenkhara bir süreliğine iktidara gelir ancak bu durum kısa sürer. mö 1333'te akhenaton'un nefertiti'den olan oğlu meşhur "çocuk kral" tutankhamon yönetimi ele alır ve kraliyet sarayını memphis'e taşır. eski geleneksel dine dönüşü teşvik edici birtakım politikalar uygular. ancak onun da genç yaştaki ölümü (18 yaşında), 18. hanedanın ve ideolojisinin sonu olur. 18. hanedanın son kralı, hanedan soyundan bir prensesle evliliği ve teb rahiplerinin desteği ile tahta çıkan horemheb adlı bir subaydır. horemheb döneminde akhenaton ismi devlet kayıtlarına "düşman" olarak geçer ve 19. yüzyılda howard carter ve ekibi tarafından keşfedilene dek yaklaşık 3000 yıl boyunca tarih sahnesinden silinir.

    akhenaton ve icraatları hakkında daha fazla bilgi almak isteyenlere erik hornung'dan mısır tarihi, jean vercoutter'dan eski mısır, herodot'tan tarih ve umberto eco'dan antik yakın doğu adlı kitapları tavsiye ediyorum.

  • ince'ye değil bakanlık selam verilmez.

    oğan için türk dünyası ile ilişkiler bakanlığı bence de şık olacaktır.