ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hadi dolarları bozalım gösterelim günlerini
-
cebindeki 1 dolardan kurtulmaya çalışıyor olabilir
işlerini yaparken kimseden yardım istemeyen insan
-
kendi işini kendi yaptığından mütevellit bu insan elinde bulunan zamana göre işini yayar. bazen çok hızlı hareket edip bazense savsaklayabilir. ancak en belirgin özelliği aceleci olmasıdır. biriyle birlikte çalışıyorsa, karşındaki kişi bayağı yavaş bir insansa tahammül sınırları zorlanır. hatta bu insan başka bir insanı izlerken dayanamayıp diğerinin elindeki işi alıp kendi yapmışlığı vardır. o yüzden grup çalışmasına pek de yatkın değildir. askere gittiğinde bu arkadaşın o hızından eser yoktur. hiçbir işten anlamayan birine dönüşür ve bu sayede kendi işini bile yapmaz. değişik bir dönüşüm olmuştur ancak döndüğünde her şey eski haline dönmüştür. çünkü başkasının zoraki işini yapması ona çok koyar.
lütfen pipimi kesmeyin diye ağlayan çocuk
-
abd'deki orta-yuksek gelirli kesimin buyuk cogunlugu sunnetlidir, hijyen amacli.
kaynak: abd'deki orta-yuksek gelirli kesimin buyuk cogunluguna vurdurttum.
kardeşin ölmesi
-
13 sayısına uğursuz diyenlere sadece gülerdim. bu yılın 13 ekimine kadar. akşam bir mesaj geldi, atla türkiyeye gel diye. n'oluyoruz diye aradım, kardeşin dediler, trafik kazası yapmış durumu ağır. bütün cesaretimi toplayıp sordum sağ mı diye, yoğun bakımda dediler; söylemediler saatler önce göçtüğünü bu dünyadan. yürek dayanmaz dedikleri buymuş sanırım, kardeşin gitmesi sadece geçmişteki anıları, kahkahaları, kavgaları, gezip tozmaları, içmeleri, ağlamaları getirmiyor gözünüzün önüne..beraber bir hayat planladığınız, 10 yıl sonra şurda şu gün diye kurduğunuz planları kursağınızda bırakan bir olay, hayata karşı çaresizliğinizi mermer soğukluğuyla yüzünüze çarpıyor. sadece 'yapma, gitme beni bırakma' diye bağırıyosunuz.
en son arabada beraber giderken bülent ersoy'un 'bir ben bir allah biliyor' unu bağırarak söylemiştik. mekanın cennet olsun kardeşim - gerçekten ne çektiğimi bir ben bir allah biliyor artık.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"sigaraya yaptığı zamı geri alıyor, sktr çektiği taraftarı geri çağırıyor, yardıma gerek yok diyor yardım alıyor. ülke değil maraş dondurmacısı."
sevgilisiz yaşayabilen insan
-
en azından psikolojisini bozan sevgilisi yoktur.
ahlam albashir
-
muhtemelen ülkeye sığınmacı kisvesi altında sorgusuz sualsiz giriş yapmış suriyelilerden biridir. teröristtir.
fatih terim'in helikopterle seyahat etmesi
-
bir tek benim dikkatimi çekmemiş bu detay..
bu ne bereket? bu ne bolluk? yediniz, bitirdiniz, sömürdünüz lan ülkeyi!
not: şu hareketi savunan da kusura bakmasın ama ağır eziktir.
ssg'ye sedat demek
-
başbakanla ters düşmesi durumunda "sedet" diye değiştirilir.
modern çağın en popüler mutluluk şablonları
-
esasında konu derin ve uzun fakat bu şablonlar günümüze yaklaştıkça çoğalmaya başladı. insanlar kendilerini bir karede hayal ediyor, bazen bunu gerçekleştiriyor ve mutlu oluyorlar.
esasında günümüzde çoğumuz yaşlı ergenler gibi davranıyoruz. ergenlik biraz var olanı değil hayalindekini sevmek, mutluluk şablonları hayal edip, onları elde edemeyince mutsuzlaşmak ve o mutsuzluğu dışa vurmaktır.
günümüzün en popüler mutluluk şablonlarını payşaılan fotoğraflarda, sosyal medyada, sohbetlerde sık sık duyabilir-görebilirsiniz.
benim örnek vereceklerim;
- en popüler, en klas cep telefonuna sahip olmak.
- scirocco, jetta vs. tarzı bir arabaya sahip olmak.
- haftasonları 50 çeşit gerekli gereksiz şeyin konulduğu serpme kahvaltılar.
- 3000-5000 arası kazandıran yormayan, garantili iş.
- evin ikea showroomlarındaki evlere benzemesi.
- çocuk sahibi olmak, çocuğa cool doğum günü partileri, çocuğu küçük justin bieber ya da balerin gibi giydirmek. çocuğu adeta bir aksesuara çevirmek.
- yazın bol foto çekilebilecek cool tatiller.
- fotoğraflarda, videolarda cool çıkan sevgili veya eş.
- evde dvd koleksiyonu, filtre kahve makinesi, tchibo'ya-the body shop'a-watsons'a sık sık uğramak.
- sadece fotoğraf çekilip aman ne cool'uz diye çıkılan yurtdışı tatilleri.
- yine fotoğraflarda cool çıkan, diğer hayvanlardan çok farklıymış gibi bahsedilen kedi veya köpek.
- evde smart tv.
- yapmacık gülüşler, kahkahalar.
- yapmacık fasıllar, fasıl seviyormuş gibi davranma.
- arabada dinlenen power fm.
- bireysel emeklilik hayalleri.
- saçını, başını trendy bir adamın ya da kadının saçına başına benzetmek, onun gibi giyinmek. bıyık modaysa bıyık, tek kaş trendiyse tek kaş.
ve daha bir sürü şey...
lan belki çoğuna göre bu şablonların %20'si bile mutlu olmaya yeterli. bazılarına göre ise bunlar bile yetmez. bizler ne kadar basma-kalıp tipler olduk lan. insan bazen sahiden hiçlik duygusunu yaşıyor ve 90'ları özlüyor.
konvansiyonel medya, reklamlar, küreselleşme, teknolojideki gelişmeler ve özellikle sosyal medya bizleri ne kadar basma-kalıp tipler yaptı lan. çoğu kadının-adımın beynini yarsak beyninden bu mutluluk şablonları çıkar, başka da mutluluğa dair bir şey çıkmaz.
neyse amk. sıkıldım ben biraz. saçmaladım.
beşiktaş'ta ilişkiye giren ablanın oyuncu çıkması
-
haberde soy isimleri kisaltmislar , asagida ise kadinin tam boy fotografini koymuslar.
sizin ben iki yuzlulugunuzu...
not: ozel mesaj atip meric diyen oldu, troll diyen oldu, duyarci yavsak diyen oldu. arkadaslar siz kafadan kontak misiniz ? ne istiyorsunuz, sokak ortasinda yaptiklari yanlis diye istiklal caddesinde yurutup "shame shame" diye bagirip taslayalim mi ? ruh hastasi misiniz siz, dogru bir sey mi bu kisilerin her detayiyla afise olmasi ?
marketteki ürünü tüketip ambalajı kasadan geçirmek
-
migrosta bir mağaza müdürü olarak, zerre enteresan gelmeyen ve yadırgamadığımız hadisedir. çocuğunuz susayabilir, eşiniz hamiledir o an salatalık turşusu aşerebilir, mideniz kötüdür birkaç çubuk kraker atarsınız ağzınıza vs. bunlar normal şeyler lan. abartmayın amk. ha yiyip yiyip reyon arasına atan var mı var. dergilerin paketini açıp içinden o an hediyesi neyse çalıp giden yok mu var. asıl küfrü hakeden onlar. çocuğuna bir şişe su açmışsın aç kardeşim afiyet olsun.