hesabın var mı? giriş yap

  • ''kayserispor taraftarlarına ayrılmış bir bölüme rakip takım formasıyla çocuğunun elinden tutup maç izlemeye gelmek dünyanın her yerinde anormal bir durum olarak görülmekte ve de tepki çekmektedir.''

    pezevenklerdeki özgüvene bak. çomar diyarının okumuşları da en fazla bu kadar oluyor demek ki.

  • pıtır pıtır boşanmakla son buluyor.
    kıtır kıtır da olabilir, bazen de şıkır şıkır.
    benimki patır kütür oldu mesela

  • bir allahın kulu da çıkıp düzgün bir cevap vermemiş.

    ben mesela ekonomiden zerre anlamayan bir insanım.

    yazar oturmuş doğru olduğunu düşündüğü şeyi yazmış. salak salak konusacagina sen de neden olamayacağını otur da yaz be kardeşim.

    bir sözlük okuma keyfimiz var onun da içine ediyorsunuz yeminle. anca lise 2 ogrencisi gibi laf sokma yarışı.

  • türkiye'nin çomarları bunun ne demek olduğunu 15 sene sonra anlarlar. siz gerizekalısınız arkadaşlar. tayyip gelip geçici, dünya sultan süleyman'a kalmadı ona mı kalacak? türkiye kalıcı. yalnız kendi hayatlarınızın değil, çocuklarınızın da hayatlarının içine sıçıyorsunuz.

  • zeki demirkubuz'un 2015 yılında hürriyet'e verdiği röportaj sayesinde öğrendiğim olay.

    kulislerde zaten yıllardır konuşulan küslük olayı, 2015'te zeki demirkubuz'a sorulan "nuri bilge ceylan'la küs olduğunuz doğru mu?" sorusuna karşılık "evet, 2006'dan beri konuşmuyoruz" cevabıyla resmileşmiş. ben de bu olay üzerine internetten konuyla ilgili bir dedikodu toparlaması yapmak istedim.

    yaptıkları iş sebebiyle ortak noktaları da bir hayli çok olan ikili, bir dönem ciddi anlamda sıkı dostlar. derin sinema kulislerine göre zeki demirkubuz, bir gün nuri bilge ceylan ile sohbeti sırasında ceylan'a yılmaz güney'in baba filminin yeni versiyonunu çekmek istediğini, hatta oyuncu arayışlarına da başladığını söyler. bu konuşmanın yapılmasının üzerinden çok fazla zaman geçmeden demirkubuz'un kulağına, nuri bilge ceylan'ın üç maymun adlı bir filme başladığı dedikodusu gelir; ceylan'ın 2008 yılında vizyona giren filmi üç maymun'un omurgası tıpkı baba filmindeki gibi cezaevindeki bir adamın ailesinin, o cezaevinden çıkana kadar yaşadığı değişimdir. bu haberle sarsılan zeki demirkubuz, nuri bilge ceylan'a küser.

    ikili arasında yaşanan bu olaylar, o tarihten 2012'ye kadar sinema kulislerinde konuşulur ancak kimse meseleden tam olarak emin olamaz. 2012'ye gelindiğinde zeki demirkubuz, engin günaydın'ın başrolde olduğu yeraltı adlı bir film yapar. dostoyevski'nin "yeraltından notlar" adlı romanından esinlenilerek yapılan filmde sıkıntılı bir memur hayatı yaşayan kahramanımız, zamanla çok meşhur bir yazara dönüşen eski arkadaşının düzenlediği bir meyhane muhabbetine katılır. ankara sıkıntısı adlı bir kitapla büyük üne kavuşan, sağdan soldan çalıp çırptıklarıyla meşhur olan yazar ve şakşakçı arkadaşlarına sinir olan kahramanımız o rakı sofrasında masadakilere demediğini bırakmaz. hatta bir ara "sen bu gidişle nobel de alırsın oscar da alırsın..." gibi bir cümle de kurar. bilindiği gibi nuri bilge ceylan'ın mayıs sıkıntısı adlı bir filmi var ve kendisi iki kez türkiye'nin oscar aday adayı oldu. işte bu sahneden sonra derin sinema kulisleri, demirkubuz'un "yeraltı" filminde nuri bilge ceylan'a gönderme yaptığından emin olurlar.

    bitti mi? hayır... eylül 2012'de yeraltı filmiyle 19. adana altın koza film festivali'ne en iyi film dalında aday olan demirkubuz, festivalden eli boş döndü. o dönem birçok eleştirmenin "senenin en iyi filmi" olarak üzerinde birleştiği "yeraltı" böyle bir festivalden nasıl eli boş döndü? bu olayla alakalı olarak ahmet hakan'ın da köşe yazısına taşıdığı bir kulis dedikodusu vardı: nuri bilge ceylan'ın filmlerinin yapımcılığını üstlenen zeynep atakan, jüri koltuğundaydı ve iddiaya göre nuri bilge ceylan'ın, "yeraltı" filminin ödül alamamasında etkisi vardı. zeki demirkubuz, o dönem attığı bir tweet'le sonuçlara olan tepkisini şöyle göstermişti: “bu filmleri kendileri jürilik yapsın diye çektiğimi zanneden gerzeklerden çok sıkıldım artık. bundan sonra türk festivallerinde yarışmak yok.”

    evet, olaylar böyle... her ne kadar zeki demirkubuz, 2015 yılında hürriyet'e verdiği röportajda bu küslükle alakalı olarak "hayat böyledir. insanın arkadaşları olur, sevgilileri, ahbapları olur; bir dönem sonra herkes yoluna gider." gibi basit bir cümle kursa da yıllar yılı yaşananlar bu cümlede anlatılandan çok daha fazla gibi.

    edit: yol filmi, baba olarak değiştirildi.

  • yine bi tekniker ağlayışı. yakında 10 yıllık hemşirenin 2 yıllık doktorun, 10 yıllık katibin 2 yıllık hakimin altında çalışması diye de başlık açılırsa şaşırmayacağımız durum. üniversite orda, sınavla alım yapıyorlar, mülakat yok. paşa gönlün çok huzursuz olduysa paşam, ver hakkını diplomanın. sen de mühendis ol.

  • debe'de ki yazıyı okuyunca benim de aklıma geldi.

    daha 1 yıl olmamıştır. vakıfbank atm'den para çekicez arkadaşla. bir tane abi var 40'lı yaşlarda, o seslendi. "gençler oğlum askerde para göndericem ama olmuyor, bir yardım edin" dedi. "tabi abi" dedik, geçtik yanına.

    kart numarası var sadece bir türlü biz de yapamadık. o sırada oğlu aradı, "oğlum gönderiyoruz, abilerin var burada onlar yardım ediyorlar. merak etme sen parasız koymam ben seni." aldım telefonu elinden, "kardeşim iban varsa iban at yapamadık bunu biz bir türlü dedim." oysa akıllı telefon yokmuş ondan vermemiş iban. kartın üzerindeki numaraları söylemiş. "iban yok mu?" dedim, "abi cüzdana yazmıştım, 5 dakika beklerseniz söylerim." dedi. "bekleriz kardeşim, biz buradayız acele etme sen." dedim kapadık.

    +abi buralı mısın?
    -yok kardeşim afyon'luyum. çalışıyorum burada şantiyede.
    +iyi abi iyi, allah kolaylık versin. hah arıyor oğlan, söyler şimdi iban'ı göndeririz.

    söyledi çocuk ibanı.

    +abi kaç para göndericez?
    -100 lira.
    +100 lira mı?
    -evet evet 100 lira.

    kaynar sular başımdan döküldü.
    arkadaşım kızardı yanımda.
    gurbette inşaat işçisi, oğlu askerde.
    içi içini yiyiyor para göndermek için, acele ediyor.
    göndereceği para sadece 100 lira.
    içimden diyorum ya bu çocuk sigara içse başka bir şeye para kalmaz.

    bir yandan da lanet ediyorum devlete. çocuğu ailesinin yanından al, belli bir süre tut ama ihtiyaçlarını bile karşılayama. babası buralarda pervane olsun. allah belanızı versin diyorum.

    neyse gönderdim parayı. abi diyor illa gelin çay ısmarlayayım size. biz diyoruz abi biz ısmarlardık ama valla işimiz var. kaç kere hakkınızı helal edin dedi. bir de çay ısmarlayacak bize. allahım yaa! arkadaşla biz de attık arkadan bir miktar para. en azından biraz yetmiştir çocuğa.

    hayat garibana zor abi.
    hele bizim memlekette hayat garibana çok zor.