ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bu tayyip erdoğan değişmez
-
ne demiş fuzuli; mey biter saki kalır. her renk solar haki kalır. ilim insanın cehlini alsa da, hamurunda varsa eşeklik; baki kalır.
21 mart 2018 doğan medya grubunun satılması
-
lacivertler arası geçiş yaşanmıştır.
sevgilisi ağladığı için 1000 km yol giden erkek
-
9 radar cezası ile gelemez.
minimum 15 puandan, 135 puan eder ki 100 de ehliyet gidiyor. o gelen baska biridir.
kimi yiyonuz ulan?
ben bütün siyasi partilere eşit mesafedeyim
-
(bkz: ama birtanesine daha eşitim)
barda hatunla muhabbet açma klişeleri
-
- merhaba, bo...
+ ay, tamam biliyoruz bora'sın sen.
- bu arada bo...
+ baydın ama bora. anladık, tamam.
- yav, ne bora'sı. mehmet'im ben. boka basmışsın. gezinip durma her yere bulaştırdın.
bekarlar için kolay ve leziz yemek tarifleri
-
evet. yine ben geldim.
bu başlığa yazmayı seviyorum. umarım herkes sıfır bulaşık ve hazırlıkla, her öğünü hazırlayabilir duruma gelir.
neyse yine çok pratik ve bulaşıksız ama birno kadar da leziz tarifle geldim.
elzem olan malzemeler,
fırın (bekar adamın kurtarıcısı)
fırın poşeti (marketteki en ucuz şeylerden)
fırın tepsisi (kirlenmeyecek, rahat olun)
varsa alüminyum folyo (çok gerek yok, emniyet için)
efenim tarifimize gelirsek, ilk kural, kuralın olmamasıdır.
evde ne varsa,
patates,
soğan,
biber, (acısı size kalmış, ben sivribiber severim)
bezelye,
fasulye,
mantar, (kendisi ile aşk yaşıyorum. tabii ki kültürlü)
sarımsak, (efsaneler ölmez)
domates, (sulandırır, tercihen çok fazla dilimsiz)
havuç, (pişince daha sağlıksızmış)
hangilerini canınız çekiyorsa ve varsa, soyup, dilimleyip fırın poşetinin içine atıyoruz.
sonra yine aynı poşetin içine salça, tuz, yağ ekliyoruz.
şimdi gelelim, can acıtıcı kısma.
inanın böyle de fırına atsanız lezzeti muhteşem bir sebze yemeği elde edeceksiniz ama mümkünse bu poşetin içine bir miktar, et ya da tavuk atabilirseniz iyi olur. etin ya da tavuğun şekli şemali önemli değil, danayı ya da tavuğu bütün olarak koymayın yeter.
tercihen, et ise kuşbaşı, tavuk ise sote, pirzola gibi parçalar olabilir.
bunların hepsi poşete girdikten sonra, poşetin içine ister dıştan avuç avuç avuçlayarak, ister içine o tertemiz elinizi sokarak bir miktar karıştırınız.
sonra elinizi yıkayıp, poşetin ağzını gerekli aparat ile büzüp, içine nolur nolmaz kirlenmesin diye alüminyum folyo sarılmış fırın tepsisine yatırınız. ağız kısmı yine de bir miktar havada kalsın. (zaten ekstra bir su olmadığı için taşma olmaz da, şimdi söz verdik bulaşık çıkmayacak diye o yüzden)
üst göbek kısmına da kürdan ile 3 tane delik açın pıt pıt pıt.
atın fırına şimdi tepsinizi, pişsin. tavuk varsa 1 saat, et varsa 1.5 saat pişiriyorum ben.
sonra fırından çıkarıp, tepsiyi masasa nihalenin üzerine koyun. fırın poşetinin içindeki su qkmayacak şekilde şişkin yerinden makasla bir kapak açın. dikkat burada yüksek sıcaklıklı buhar var, yanmayın. önce bir kesik atıp, buharın çıkmasına izin verin. iyi yakar benden söylemesi.
açtığınız kapaktan, kaşıkla yiyeceğiniz kadar yemeği tabağınıza alın.
eğer yemeği 2 ya da 3 günlük olarak yapmışsanız. kalan yemeği de, ilerde ocakta ısıtabileceğiniz bir tencereye alırsınız. 3 günlük yemeğiniz çıkmış olur.
yemin ederim yazması, yapmasından daha zor.
afiyet olsun efenim.
ha unutmadan, tepsideki alüminyum folyoyu atmayın. zaten temizdir. başka bişi için de kullanın. pahalı zira.
halay çeken cin görüntüleri
-
en azından ülkede eğlenenler var.
10 km için 213 tl alan taksici
-
işte bu dolandırıcılılar korunurken, uber "abd emperyalizminin ekonomik maşası" olarak lanse edilip yasaklandı.
ne ilginç memleketiz.
12 kasım 2014 .net'in açık kaynak olması
-
(bkz: yeminlen bir şey anlamadım)
edit: başlık en başta açık kaynak yerine open source' tu. gerçi gene anlamadım da neyse başkan açıklama yapmış sağolsun.
pasaport polisleri ile girilen diyaloglar
-
istanbul ahl'den yurtdışına gitmek üzere havalanındayım. sırada hemen önümde kara çarşaflı bir kadın ve bir adam, kabindeki polisle aralarında bişeyler oluyor, konuşmalar falan, neyse sonra geçiyorlar. sıra bende pasaportu uzatıyorum.
kabindeki memur başlıyor söylenmeye.
- heryerini kapatmış sadece gözleri var, yüzünü görmem lazım, kontrol için, uğraştırdılar bir sürü.
- açtı mı sonra?
- müslim falan bişeyler dedi, e ben de müslümanım dedim, açtı sonra.
- nerelilermiş?
- türkmenistan*, ya ben çok meraklıyım sanki senin karının yüzünü görmeye. zaten buradan ne ruslar, ne ukraynalılar geçiyor!!!!
- ee evet siz de haklısınız tabi.
norveç'te yayın yapan deneysel tv kanalı
-
hayatında hiç tren yolculuğu yapmamış biri olarak, yolculuk görüntüleri çok güzel geldi. adamların yaşam şartlarını düşündüm, kafa yordukları meseleleri, gündemlerini, medeniyetlerini, huzurlarını. kıskandım da valla ne yalan söyleyeyim.
buna örnek olur mu bilemem ama (bkz: düğün tv)' nin hakkı da yenmesin şimdi.*