ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
güzellik hariç erkekleri aşık ettirebilecek şeyler
-
hanımefendilikten başka bir şey değildir.
halk arasında ingilizce telaffuzu en doğru kelime
-
(bkz: chesterfield)
bir halk düşünün viceroy markasını tövbe okuyamasın*ama chesterfield derken bir çırpıda hiç duraksamadan ve şak diye doncaster doğumlu gibi okuyuversin. gerçekten ilginç
türklerin son yıllarda çok hızlı ilerlemesi
-
otobüs içinde bile arkaya ilerlemeyip ortada kümelenmesiyle ünlü bir millet hakkında uydurulan yalan.
beslenme çantasından hep salçalı ekmek çıkan çocuk
-
üzgün bir çocuk bu.
bütün öğle aralarında, hep aynı büyük umutla, içinden başka bir şey çıkmasını dileyerek beslenme çantasını açan;
her seferinde salçalı ekmeği görüp onun eski ayakkabılarınınkine denk değişmezliğine isyanlar çıkaran;
sınıf yeteri kadar tenhalaşınca arka sıraya geçip alelacele karnını doyuran;
elini, ağzını bastıra bastıra yıkadığı hâlde hâlâ salça koktuğunu sanıp kendinden utanan;
evde annesine "artık salçalı ekmek istemiyorum." derken onu da çaresiz bırakan;
pelin'in şişman tostlarına, kerem'in hamburgerine imrenip yoksulluğun eksikliğini duyan;
yıllar sonra akla gelen;
hüzünlendiren;
içe oturan bir çocuk.
canına yandığımın çocuğu! şimdi bir yerlerde karşıma çıksan; seni çocukluğunla barıştırsam; sonra bir hikaye anlatsam sana; hayat sürdükçe bütün o imrendiğin yemekler silinip giderken salçalı ekmeğin hiç yok olmayacağını, onu çok özleyeceğini anlasan. ne değişirse değişsin sen hiç değişmesen, hep çocuk kalsan, hep çocuk kalsam.
cafe nero'da 4 tl'ye satılan poğaça
-
tezgahtan 50 kuruşa alıyor olsam, "usta o ne ya az düzgününden ver!" diyeceğim poğaçadır. tam buğdaylı olması sebebiyle bu fiyata satıldığını düşünüyorum ama bizim orada tam buğday ekmeğinin fiyatı bile 2 lira. yani tezgahta 75 kuruşa satılan poğaçayı hadi diyelim sen 1.5 liraya bilemedin 2 liraya sat, lan tamam 3 lira olsun da 4 nedir arkadaşım?
iki ısırıklık poğaçanın kapış kapış gitmesi de ayrı bir konu. ya bende bir gariplik var, ya millet delirmiş. çıkıyorum cafe'den hemen önündeki tezgahtan 50 kuruşa poğaça alıyorum tadına doyamazsın. ama millet 4 lira verip bu iki ısırıklık şeyi almak için kuyruk oluyor, yanında da zehir gibi siyah americano... türkiye küçük şikago olmuş haberim yok.
bi de panino var, üç ısırıklık o 6 lira. sanırım tek ısırık 2 lira buralarda.
oha dedirten cm olayları
-
cm 4'de takımdaki 3 adet emre takımı sırtlayıp şampiyon yapması, bende emreler futboldan çakıyor hissiyatı yaratmıştı. ertesi sezon kadroda revizyon yaptım herkesi sattım ne kadar emre varsa doldurdum takıma. bu muhteşem proje emrelerin aslında o kadar da emre olmamasıyla hüsrana uğradı. ligi dokuzuncu bitirdim. iki isimli emrelerin performansı tek isimli emrelerden kötü olması gibi değerli bi veriyi kafaya attım. içim rahat.
edit: aynı sistemi ibrahimlerle uygulamaya çalışan bir yazarla yaptığımız mutabakat sonucu, emrelerin iyi futbolcular olduğu fakat aralarından kaleci çıkmadığı konusunda hemfikir olduk.
aşk-ı memnu
-
ulan bilmem kaç senedir şu dizinin ekmeğini yiyorsunuz. bilmem kaçıncı tekrar olmasına rağmen hala prime timeda gösteriyorsunuz.
bir kere de yeni bir şey katın bari dizinin sevenini onurlandırın.
hiç yabancı dizi izlemiyor musunuz?
koyuyorlar oyuncuları, yapımcıları, senaristi, kostümcüyü filan sırayla aynı yönetmen koltuğuna; sırayla dizi hakkında konuşuyorlar. arka planla ilgili değişik şeyler anlatıyorlar.
çeksene şöyle bir güzellik, bu kadar seveni diziyle ilgili bir şeyler öğrensin, mutlu olsun.
konya'daki liseye arapça tabela asılması rezaleti
-
hâlâ ayetmiş de okulun girişine yazılmasında sakınca yokmuş diyen var, arkadaşlar iran'a şeriat bir günde gelmedi unutmayın bunu, illa asacaksan türkçesini as, mealini as ne bileyim tefsirini as. bunu gören kaç türk vatandaşı okuyabilecek allahaşkına? bunun gibi ılık g.tlülerin her şeyi normalleştirmesi yüzünden yakında kendi kadınlarımız anca burka ile gezebilecek. o gün gelince anlarsınız.
tanım: 2022 yılında türkiye cumhuriyeti'nde artık sıradanlaşan aktivitelerden biri.
edit: tanım.
ezel
gece 22.00'dan sonra alkolü veresiye almak
-
satış yasağına karşı yapılması gerekli olan eylem. sonuçta satış yasak amk, veresiye yasak değil ki. ahah.
gidecez kanka bakkalımıza, aga sen bunu ver, yarın öderim saat 6.01 de diyeceğiz. bitti gitti işte.
yaşasın semt bakkalına dönüş.
kinder surprise çikolatasını umarsızca yiyen velet
-
zamane cocugudur.
izlerken icimiz ciz eder biz abilerin, etmez mi?
bizim zamanimizda kinder surprise azdi, pahaliydi, anne babalarimiz alamazdi oyle cok cok. ayda bir falan toplu ali$veri$te ogretmenler kooperatifine gidilecek, anne iyi zamaninda olacak da 1-2 tane alacak. ancak o zaman kinder surpriseimiz olurdu bizim.
onun cikolatasini binbir torenle yerdik. kirmadan ikiye bolerdik once, sonra ufak ufak yalardik, buyuk bir parca kopartacaz da zort diye bitecek diye korkardik... bissuru bissuru olsa da bissuru yesek diye hayaller kurardik, gercekle$mezdi bu cocukca hayaller.
kagidini bile ozenle yirtmadan cikarirdik. aliminyumdu ya, boyle duzle$tirir, defter arasina koyardik falan, biriktirirdik.
$imdiki veletlere bakiyorum, zart diye yirtarak acip, huptedenek su gibi iciyorlar cikolatayi, onlar icin ozel degil, onlar icin luks degil, onlar icin degerli degil...
bizim icin neydi o kinder surprise biliyonuz mu siz?
bir gun birinin kafasina cakacam yerken, ne nereden geldigini anlayacak, ne neden oldugunu kerata...
aglayasim geliyor.
hislendirmeyin beni...
(bkz: bastigin yerleri toprak diyerek gecme tani)