hesabın var mı? giriş yap

  • sonra laf edince suçlu biz oluyoruz
    yahu uzun uzun yazmayacağım, bu ülke gerçekten çok yorucu çünkü.

    nasa dedigin kuruluş 40 sene evvel uzaya araç yollamış, o araçlar şuan şu saniye taaa güneş sistemimizin bile ötesinde yıldızlararası derin uzaya ulaşmış, sen ne anlatıyorsun? sen daha beylikdüzüne yeni sorunsuzca gidebiliyorsun..

    ınan yabancı hayranlığından değil ama haddinizi bilin yahu azıcık..
    tamam ülkenizi seviyorsunuz, duygusal bakıyorsunuz ama az biraz mantıklı konuşun allahaşkına!

    ve en önemlisi sokaktaki dolmuş şöförü bu yorumu yapsa tebessüm bile ederim belki ama koskoca bir devlet bakanı bunları söylüyor?
    nasıl yani arkadaş, nasıl??

  • 750 tl ye check-up yaptırdım kanser çıktım. evde büyük sevinç var şu an para boşa gitmedi diye seviniyoruz.

  • geçenlerde bir akşam telefonum çalıyor. arayan defne'nin anaokulundan sınıf arkadaşı engin'in annesi. numaramı acil bir durum nedeniyle okuldan almış:

    - merhaba barış bey, ben defne'nin sınıf arkadaşı engin'in annesi...
    - merhaba engin'in annesi hanım...
    - defne oğluma üst katımızda oturduğunuzu söylemiş...
    - öyle mi??? (alakasız semtlerdeyiz)
    - bizimkini burada oturmadığınıza inandıramadım, defne'yi bulmak için bütün yukarı katları dolaştı. bulamayınca krize girdi, bir saattir kendini yerden yere atıp ağlıyor. defne'yle konuşturup ikna etmesini sağlayabilir misiniz?
    - şu anda evde değilim, numarayı vereyim, evden ararsanız konuşabilirler...

    ardından eve dönüyorum, olup biteni defne'ye soruyorum:

    - arkadaşınla konuştun mu tatlım?
    - konuştum baba.
    - eee anlatsana neler oldu?
    - olan bir şey yok baba. engin tamamen uydurmuş bence.
    - ama çocukcağız seni araya araya perişan olmuş, insan kendi uydursa böyle olmaz ki.
    - yok yok, uydurmuştur.
    - bari iyisi mi okula gittiğinde engin'le konuşayım da üzülmesin.
    - olmaz baba! konuşma!
    - neden?
    - belki deeee... uydurmamıştır!
    - yaaaa?
    - belki deeee... birisi ona şaka yapmıştır.
    - demek şaka?
    - ama baba, engin şakadan anlamıyorsa şaka yapanın suçu ne?
    - ama yazık değil mi, çocuk her yerde seni aramış, çok üzülmüş.
    - erkekler de hep böyle baba ben napayım?
    - sen başkalarına da mı yaptın bu şakayı?
    (o pis sırıtışı imkanı yok tarif edemem)

    araştırıldı ve öğrenildi ki bizimkinin hayranı çokmuş. dahası, küçükhanım hayranlarından bıkmış da dalgasını geçmeye başlamış. yaş daha dört!
    yalnız ne yalan söyleyeyim, kız babası olarak kızımın erkekleri parmağının ucunda oynatmasından haince bir zevk almadım değil.

  • doğru söylüyor "sana ne?"
    bu işsiz güçsüz kadınların ortalık karıştırma makamı değil mi sınıf anneliği?
    sanki dünyanın ağası.
    aferin çocuk.

  • harry'nin filmde olmayıp kitapta olan bence karakteri açısından mükemmel iki sahne var. gerisi spoiler;

    --- spoiler ---

    2 olayda yedinci kitaptadır. birincisi remus lupinle grimmauld meydanında sirius'un eski evinde olan kavga ve ikinci olay ise ravenclaw binasında carrow kardeşlerden prof. mcgonagall'ı kurtarma sahnesidir. ilkinde lupin altın üçlüyü bulur ve maceralarında yardımcı olabileceğini söyler. ron ve hermione bu duruma sevinirken harry çok şaşırır ve tonks hamile değil mi çocuğun ne olucak diye sorar, lupin hafif delirerek çocuğa kurtadamlığını geçirebileceğini söyler. bu durumda harry 'bana ruh emicilerle savaşmayı öğreten adam bir korkakmış' der. lupin sinirlenip harry ye küçük bir büyü yapıp gider. burada ron ve hermione şaşırırken harry ' anneler ve babalar çocuklarını bırakmamalılar' der. kendi travması burada çok güçlü bir şekilde ortaya çıkar. ikinci olayda ise diadem'i ravenclaw ortak salonunda ararken carrow kardeşlerden biri prof. mcgonagall'a sevin devrin geçti diyerek tükürür. bunu sindiremeyen harry pelerinini çıkararak ölüm yiyene cruciatus( işkence ) affedilmez lanetini yapar. sonrada 'bellatrix'in ne demek istediğini anlıyorum, gerçekten kast etmen gerek' der. ( 5. kitaptaki sirius'un ölümünden sonra bellattrix'e yaptığı crucio lanefi işe yaramamış ve bella ' senden affedilmez lanet çıkmaz potter gerçekten kast etmen gerek demişti.) daha sonrasında proffesör'ün teşekkürü ve harry'nin gerçekçi tepkileri bence arada kalmış ama seriye dair güzel estantenelerdir. harry'yi böyle sevdik.
    --- spoiler ---

  • önceden düğün salonu tutulmuş, davetiyeler basılmış, herkes kendini ona göre ayarlamış.
    düğün, ancak düğün sahiplerinin bir yakını ölürse iptal edilir.o da çok yakınsa.
    doğrusunu konuşmak gerekirse böyle gelişir olaylar.
    ayrıca insanlar kısıtlı imkanlarla düğün müğün yapıyorlar.
    her ne kadar biz ekşicilerin çoğu düğün yapmayı gereksiz olarak görsek de memleketin %80'i böyle düşünmüyor.
    yani terör olayları sebebiyle düğün iptali biraz zor.
    ateş düştüğü yeri yakıyor maalesef.
    insanlar 2-3 dakika ah vah hedip sonra kendi dünyalarına dönüyorlar.
    bu yazdıklarım durum tespitidir.
    erteleyen kişiye de helal olsun derim.

  • yapıyorum ben bunu. mesela bi bunu yaparım bi de metrobüslerde boş yer kapmak için o teyzelerle kapışırım. kaç teyzeyi yuvarladım, kaç teyze üstüme oturdu, ne kadar dayak yedim bilinmez.

    bi gün böyle yer vereyim dedim amcaya, amca teşekkür etti, bi şey değil dedim, etrafıma baktım, şoför ani fren yaptı, herkes toplu halde salındı, bi ben salındıktan sonra yere düştüm. yere düştükten sonra insan kalkar ya, ben kalkamadım. otobüs gaza bastıkça yuvarlandım durdum. bu olaydan sonra bir sürü teklif aldım. ''yavrum istersen gel sen otur, ayakta duramıyon sen..''

  • bazılarına inat büyük bir heyecanla kutlayacağım gün, günüm!

    "cesareti mete han'dan, intikamı attila'dan
    destanı bilge kağan'dan, gücü alper tunga'dan
    umudu kürşad'tan, inancı alparslan'dan
    kararlılığı fatih'ten, mücadeleyi atatürk'ten

    öğrenenlere, bilenlere selam olsun..."

  • evrimi ispat etmek istercesine uçmaya evrilmiş pislik. sırada ne var la it. napcan bize elektrik mi vercen? yoksa yılan gibi sokcan mı? nereye doğru evriliyon olum dur artık iyice coştun pezevenk.

  • aktrollere özel ekonomi dersi başlamalı. para alım gücünü ifade eder

    güney kore'de aylık asgari ücret 1.8 milyon won. yani 1.5 bin dolar yani 13.500 tl.

    adamlar o para ile aylık minimum 1.500 dolar alabiliyor. türkiye'de 2800 tl ile 300 dolar alıyorsun.

    kapiş.

    türkiye'yi kıyaslayacak daha doğru ülke bulun diyeceğim de bizden kötüsü artık kalmadı gibi bir şey. bu aktrollerin maaşa zam gelsin, adamların çalışma koşulları çok zorlu. türkiye'den kötü ülke bulmak ne kadar zorlaştı, yani zam hak ediyorlar.