hesabın var mı? giriş yap

  • kardeşimin hattı türk telekom’dan vodafone’a hiç bir beyanı olmadan, bayiye gitmeden, imza atmadan maraş’tan bir adamın numara taşıma işleminde bir sayı farklı söylemesiyle kardeşimin hattı vodafone’a geçiriliyor.

    türk telekom’da faturalı olan kardeşimin tüm geri kalan aylarının ücretinide son faturasına aynen yansıtıyolar.

    durumla ilgili vodafone ve türk telekom müşteri hizmetleriyle görüştük. ikiside “bizlik bir durum yok karşı tarafla görüşün” deyip suçu birbirlerine atıyorlar.

    büyük bir mağdurluğumuz var ama çözüm yok kaldık ortada mal gibi. rezalet üstüne rezalet. skandal üstüne skandal. kimliksiz imzasız bu kadar kolay mı?

  • normalde olması gerekendir. anayasa hükmü açık, kişinin cumhurbaşkanı seçildikten sonra vekilliği düşer. yani ysk sonuçları resmi gazetede yayınladığı an rte derhal istifa etmelidir çünkü artık cumhurbaşkanı secilmistir. eğer istifa etmez ise mevcut cumhurbaşkanı başbakanlık görevini bir başka akpliye vermelidir. yazdıklarıma ben bile güldüm amk, hukuk devleti mi lan burası.

  • arkasına ;) koyulan her söz buna dahildir. konu ne olursa olsun fark etmez. örnek;

    " bazı atomlar bağ kurmak için elektron alışverişinde bulunurken, bazıları da son yörüngelerindeki elektronları ortak kullanırlar ;) "

    tez yazarken kullanılacak sözleri bile adeta bir facebook statüsü gibi gösterir.

  • bir yerlerde aşı olan pozitif çıkmaz diye bir şey yazıyordu da ben mi kaçırdım lan? bir aşı bu kadar yanlış anlanır mı?

  • normal olmayan olayların yaşandığı şehirdir..

    çok yakın bir arkadaşımdan birebir dinlediğim bir anekdotu paylaşacağım.. (bkz: sözlükte anekdot paylaşmak)

    ________________________

    daha önceden otla bokla hiç işi olmayan 3 arkadaş iş gereği amsterdam'a yol alır..
    otururlar bir coffe shop'a. sigara ile araları olmadığından space cake siparişi ile gece başlar. klasik olarak "bana bişey olmadı, bana bişey olmadı" diyerek kekleri altın gününe gelen mübeccel hanım gibi yutarlar.
    çıkıp gezerken space cake etkisini göstermeye başlar. biraz gezip kafa yapıp eğlendikten sonra otele doğru yol alırlar. fakat grupta iki kişi aynı odada kalırken, bir kişi başka bir otelde tek başına kalmaktadır.
    otellere dağıldıktan sonra "tek kalanı bir kontrol edelim. öldü mü, kaldı mı, yattı mı, battı mı?" diyerek bir telefon açılır.

    çift: olum, napptın lan? bulabildin mi odanı, yatağını? ahuahaueehe
    tek: buldum aq buldum da odada 2 tane cüce var. sağa sola koşuşturuyor ibneler. dur kovaliyim şunları. kapat.. kapat!..

    bu konusmadan sonra çift kalanlar "ohooo, adamın kafaya bak lan!:)" diye gülüp eğlenir. yarım saat sonra yine ararlar..

    çift: nedir durum, yakaladın mı cüceleri? ahuahhnhehhhehuhehe
    tek: bir tanesi kaçti, diğerini yakaladım. elini ağzını bağlayıp kapattım elbise dolabına. yatıyorum şimdi, hadi iyi geceler..
    diyip kapatır telefonu..

    ertesi sabah olur, güneş doğar. çift kalan arkadaşlarlar tek olanın oteline gider. odasına çıkarlar.
    adam yeni uyanmış, hala dün gecenin etkisinde. gülüp eğlenirken "nerde lan cüce?" diyip dolabi bir açarlar ki kanlı-canlı bir cüce eli ağzı bağlı dolapta yatıyor. hepsinin öd boka karışıyor tabi. adamı çözüyorlar ve herif bağıra çağıra vurup kapıyı çıkıyor.
    3 kafadar uzun bir süre kendine gelemiyor.
    işi aslı lobiye indiklerinde ortaya çıkıyor. meğerse o gece otelde cüceli-müceli bir eğlence varmış. cüceler otelin katlarında, odalarında heyyo meyyo diye koşup duruyormuş..

    ________________________

    herif allahtan iyice uçup cüceyi camdan atmamış dedim.

    zaten son günleri olduğu için de; pılı pırtı toplayıp istikamet istanbul deyip başları belaya girmeden de memlekete dönmüş bu arkadaşlar..

    kıssadan hisse: amsterdam'da ne görürsen gör, "he he" deyip geçiceksin aga.. hayal olmasındansa, gerçek olma ihtimali daha fazla..

  • filmde barinan en büyük mantik hatasi meger yilmaz erdogan´mis.
    yeni farkettim.

    behcet necatigil´i canlandiriyor bu adam; necatigil 1916 dogumlu, film 1941´de geciyor, yani sair 25 yasinda.
    yilmaz erdogan 50 yasinda bir adami canlandirir gibi. bir de genc sairler hocam diye hitap ettiklerinden kendisine, aralarinda cok büyük bir yas farki varmis gibi aktarilmis; fakat muzaffer tayyip uslu 1922, rüstü onur da 1920 dogumlu. yani üc sair neredeyse akran.

    46 yasindaki adam 25 yasindaki bir sairi canlandirirken, 30 yasindaki karisi da 17 yasindaki bir karakteri canlandiriyor.
    ailecek bir sorun var.

  • + gittikçe güzelleşiyorsun sen.
    - ay çok teşekkür ederim.
    + az daha git.
    - nasıl yanee?
    + git git biraz daha git...