hesabın var mı? giriş yap

  • kargonun içeriği ne olursa olsun insanı saran his, duygu.

    sanırsın 15dk sonra dünyayı kurtaracak bilgiler gelecek anasını satıyım, evde bekliyorsun, internetten yolunu gözlüyorsun falan. içinden biber salçası çıkıyor, kavurma çıkıyor.

    garip yani.

  • 330.000 kişilik bir ülkenin profesyonel ligi olmamasına rağmen, 23 kişilik bir kadro çıkarıp avrupa şampiyonasında çeyrek final oynaması bir destandır.

    tanim: bu destanı yazan takımdır.

    bu ne ilk, ne de son!
    üzülme yanakson !

  • - mantık neymiş, öğrenin.
    - mantık neden formel bir disiplindir, onu da öğrenin. formel disiplin nedir onu da öğrenin.
    - yaradana sığınıp bir filozofun kitabını elinize alıp başlamayın. muhtemelen şapşallaşırsınız. felsefeye giriş diye yöntemi açıklayan güzel kitaplar mevcuttur çevrenizde, genelde filozof değil felsefeci elinden çıkmışlardır, onlardan bir tane edinin.
    - felsefeye tanrıyı tartışarak başlamayın. o sonraki mesele. önce akıl yürütmeyi öğrenin. yürümeden koşulmaz.
    - felsefe adamı delirtmez. bakış açısını değiştirebilir, ama bu genelde iyi bir şeydir.
    - düşünmeyi sevin. sıkılma organınızı aldırın. takıntılar faydalı şeylerdir, çünkü özellikle platon, aristoteles gibi ihtiyarların sittin sene önce yazılıp milyon çeviriden değişiklikten geçmiş işlerinde bir paragrafı çözümlemek için beş on kere okumak gerekli olabilir. (parmenides'i ilk okumada şakır şakır anladım demeyin, döverim.)
    - kant, hegel gibi abiler başlamak için seçebileceğiniz en kötü yerlerdir. önce bu adamlar buraya nereden geldi diye bir bakın. felsefe tarihi olmadan çakılıp kalmanız çok büyük bir olasılıktır.
    - antik yunan nedir öğrenin. ciddi ciddi okuyun. katılmasanız bile hayran olun.
    - felsefeyle ilgilendiğinizi duyunca malum hakan peker şarkısını söylemeye başlayanların ağzını burnunu kırın. felsefecilerin de ara sıra deşarj olmaya ihtiyacı vardır.
    - ahkam kesmeyin. mantık ile konuşun.
    - diyalog nedir öğrenin.
    - diyalog'un var olabilmesi için ön şartlardan birinin (hatta en önemlisinin) ikna edilebilirlik olduğunu öğrenin.

  • yıllar önce, evde yiyecek hiç bir şey olmadığından ve dolayısıyla acıkan küçük kızın komşuya giderek;
    ''ekmeğiniz yoksa ekmek alayım ayşe teyze'' demesi.
    bu olay her anlatıldığında beni gözyaşlarına boğan çocukluğum.

  • 1925-1934 yılları arasında citroen tarafından reklam için kiralanmıştır. kulenin üzerine 250.000 ampul ile citroen yazılmış ve 1934 yılında citroen'in ilk iflasına kadar yerinde kalmıştır. video

    görsel - görsel - görsel

    citroen'in kurucusu her zaman bir pazarlama dehası olarak kabul edilmiştir. citroen, otomobil yarışlarına ve rallilere sponsor olan ilk otomobil şirketlerinden biridir. turistlere fabrika turları düzenleyip, fabrikalarının avrupa'nın en güzel otomobil fabrikası olduğunu anlatmışlardır. 1925'te andré citroën, eyfel kulesi'ni kiralamış ve 250.000 ampul kullanarak, citroën markasını kulenin üzerine işletmiştir.

    kule üzerindeki citroen yazısı, şirket 1934'te iflas edene kadar yerinde durmuştur. (belki de yüksek elektrik faturaları yüzünden iflas etmiştir) şirket, iflasından bir ay sonra, fransız hükümetinin talebi üzerine en büyük yatırımcısı michelin tarafından kurtarılmış, başkanlık görevi pierre michelin tarafından devralınmıştır.

    30 metre yüksekliğindeki harfleri yapmak için toplam 250.000 ampul ve 600 kilometre elektrik kablosu kullanılmıştır. bu reklam girişimi, guinness rekorlar kitabı'na "dünyanın en büyük reklamı" olarak girmiştir. aydınlatmalar o kadar parlaktı ki atlantik aşırı ilk uçuşu tek başına gerçekleştiren amerikalı havacı charles lindbergh, karaya inerken kuleyi işaret feneri olarak kullanmıştır.

    kaynak

  • ilk arabam bir renoydu. *
    1 sene bende kaldı, arkadaştan almıştım, servise göstermiştim, bir şeyi yok denmişti filan....1 senede 17 kez oto sanayi sitesine uğradım.bu sayede esnafla tanıştım, dost edindim. şarj dinamosunun dağıtması, klimanın çalışmaması, teybin bozuk oması ,radyonun çalışmaması, kaloriferin ısıtmaması, yakıt tahliye pompasının patlak olması, karterin delik olması, yağ eksiltmesi (3 ayda 1 litre kadar) gibi ufak tefek sorunlar işte.....keyifli şeyler yani, bozuldukça uzmanlaşıyorsun, ufkun açılıyor, hayatta duymadığın şeyleri öğreniyorsun. en keyiflisi elbette şarj dinamosu. bozulunca ne olur dersen şöyle oluyor, önce farlar söndü gece karayolunda, sonra araç öksürmeye başladı, sonra motor sustu, sonra zar zor çalışan teyp, sonra aracın iç aydınlatması. sonra tak diye durdu.
    sağ ön tekerde 2 , sol önde 1 bijonun kesik olmasından bahsetmiyorum. aracın bir de arada bir yanan hararet lambası vardı. o ne güzel bir kırmızıdır.
    ama öğrendiğim en önemli şey ki bu bana büyük ders oldu, aracın hacizli çıkması. yani yakın arkadaştan alıyorsun tescili noteri filan boşveriyorsun. ta ki 3 ay sonra ya ne olur olmaz devrini alayım diye emniyete gittiğinde araç hacizli deyiveriyor ya polisler. donup kalıyorsun.

    eskiden ikinci el sahiden ucuzdu da bu gün ikinci el sıfırdan pahalıyken sıfır almak mallıktır diyen adam malın önde gidenidir. adam az önce toyota facebbok sayfasına yazmış ''auris almak için x bayinize gittim. bendeki 2013 auris 1.33 e 44 000 lira verdiniz, bundan sonra benim için bittiniz, toyotanın ikinci el piyasası hani iyiydi ''
    mantık bu, elemanın sıfırı 49000 lira liste fiyatlı, pazarlıkla rahat rahat 47 ye bırakılan 2 yaşındaki aracına toyota 44 lira vermiş takasta, dananın zoruna gitmiş. sanıyor ki 47- 48 filan eder benim arabam. çünkü koltuğuna benim çok değerli kıçım şeref verdi. boru mu ?
    böyle salak bir piyasada 2.el araç maraç alınmaz. gider daica alırım sıfır alırım.

  • aradaki demir tel ve kangurunun efendiliği olmasa kanguru bunu kulağından tutup sikip atacak ama ortamlarda kanguru tokatladım dersin kim bilecek.

    edit: hayvanat bahçesinin kurallarını hiçe sayan, kendi eğlencesi için hayvanı bunaltan tepki gösteren vurmaya çalışan videodaki şahıs hakkımda hakaret davası açacakmış. mahkemede görüşürüz o zaman delikanlı :)

    edit 2: suç duyurusu "sedat purut" adlı çaylaktan geldi. trollüğü ile meşhur. büyük ihtimal tırt ama yarın bahsettiği hukuk bürosu ile iletişime geçip işin doğrusunu öğreneceğim. eğer ortada bir şey yoksa bu sefer ben yaktım seni sedat purut uğraşır durursun büroyla :)