ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şeytanın aslında kötü olmaması
-
şeytan, atını mahmuzlamış giderken don kişot bağırdı;
-“bir dakika bekle! sana son bir soru daha soracağım; ondan sonra ne cehenneme gidersen git!”
şeytan, atının dizginlerini çekti;
-“sor bakalım,” dedi alaycı bir sesle, “ama lafı uzatma işim acele...”
-“ormanda savaş naraları atanlar senin adamların mıydı?”
-“elbette… benim adamlarım çoktur!”
-“iyi ama mağripliler gibi ‘allah, allah!’ diye bağırıyorlardı?”
-“ne sandın ya!.. 'şeytan, şeytan!’ diye mi bağıracaklardı?
bizim işimiz bu: "aldatmak, daima aldatmak!”
(cervantes - don kişot)
din ile aldatmak, allah ile aldatmak... en kahredici aldatma biçimidir. şeytan bile allah ile aldatanlardan daha temizdir... insanoğluna en büyük zararı allah ile aldatanlar verir. allah ile aldatanlar günümüzde şeytanı emekli etti... şeytan görevini bunlara devretti...
debe edit: teşekkür ederim...
yaran inci sözlük entry'leri
-
bazen hislerimize tercüman olunur,
başlık: banyoda duş için
sıcak soğuk ince ayarını yaparken o kadar uğraştım ki, musluk trt fm çekmeye başladı. türkülerimiz...
(leprikonss)
yazıldıysa affola..
9gag'deki ülkelere göre kadınların fotoğrafları
-
kpss çalışırken aniden beliren evlenme isteği. o giydiği de bindallı olsa gerek. yaa nasip.
öğretmenden işitilen en komik azarlar
-
hoca artık dellenmiştir
hoca: fear yeter artık numaran kaç senin
fear: 227
hoca: (elindeki kağıda 227 yazıp arkasını döner, masasına doğru yürür)
fear: 8x xx
hoca: ?
fear: ama gece 11 den sonra aramayın internette oluyorum hocam.
hoca: (kulaklarından duman çıkararak) oğlum ben ev numaranı değil, okul numaranı soruyorum! numaran kaç?
fear: (sanki sonuna başka bir numara ilave edecekmiş gibi bir tonlama ile) 400
hoca: (4 yazar, bekler) dörtyüz kaç oğlum?
fear: (aynı gıcık tonlama ile) 400
hoca: ya tamam da dörtyüz kaç?
bu bir süre böyle sürer
fear: hocam dörtyüz işte. ille de sonuna rakam istiyorsanız dörtyüz kök üç olsun.
hoca: (iptal olur) çabuk git kendini disipline ver!!!
sınıf: (dağılır)
stefan zweig
-
23 şubat 1942 sabahı, rua gonçalves dias 34, petrópolis, rio de janeiro adresindeki yatak odasının kapısı, öğleye kadar açılmadı. bu durumdan şüphelenen hizmetçiler polise haber verdiler. yatak odasına giren polisler sırtüstü yatan stefan ile elini onun göğsüne koymuş olan sevgilisi lotte'yi buldular. "veronal" adındaki ilaçtan almışlardı. titizce düzenlenmiş masanın üstünde pulları bile yapıştırılmış olan veda mektupları duruyordu. ayrıca petrópolis valisi'ne hitaben yazılmış "deklarasyon" başlıklı bir mektup vardı:
"kendi isteğimle ve bilinçli olarak hayattan ayrılmadan önce son bir görevi yerine getirmeye kendimi mecbur hissediyorum. bana ve çalışmalarıma böyle iyi ve konuksever şekilde kucak açan harikulade ülke brezilya'ya içtenlikle teşekkür etmeliyim. her geçen gün bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim. benim lisanımın konuşulduğu dünya bana göre mahvolduktan ve manevi yurdum avrupa'nın kendi kendisini yoketmesinden sonra hayatımı yeni baştan kurmayı daha fazla isteyebileceğim bir yer daha yoktu.
ama hayata 60 yaşından sonra yeni baştan başlamak için özel güçlere ihtiyaç var. benim gücüm ise uzun yıllar süren yurtsuzluğum sırasında tükendi. böylece ruhsal çalışması her zaman en büyük sevinci ve bireysel özgürlüğü bu dünyanın en büyük nimeti olan bu hayatı, zamanında ve dimdik sona erdirmek bana daha doğru görünüyor.
bütün dostlarımı selamlarım! umarım uzun gecenin ardından gelecek olan sabah kızıllığını görebilirler! ben, çok sabırsız olan ben, onların önünden gidiyorum."
erkeklere vücut geliştirme kararı aldıran nedenler
-
(bkz: özgüven yapma telaşı)
- hadesten body: başkalarından görüp etkilenme
- necasetten body: çelimsiz vücudu yapılandırma. güvenlik görevlisi / çete elemanı olma
- setr i avret: kadın derdine
- istikbal i kıble: nasıl olsa iş oraya gidiyor, geliştirelim de kurtulalım
- vakit: ergenlikten
yaran diyaloglar
-
(bkz: based on a true story)
bir grup türk öğrenci new york'ta bir cafede oturmuş türkçe muhabbet etmektedir. yanlarına izbandut ya da zebellah olarak nitelendirilebilecek irilikte bir zenci yaklaşır, eğilir:
- birader, türk müsünüz?
sanki bir amerikan filmine dublaj yapılmış kadar düzgün türkçe konuşan bu amerikalı zenci, arkadaşları dumura uğratır, olaylar gelişir:
- ııh, evet abi.. ee, sen?
- yok ben amerikalıyım, incirlik'te dört sene kaldım da, ondan bu kadar iyi türkçe konuşuyorum.. burada güzel adana yapan bi yer biliyor musunuz diye soracaktım..
- yok abi, biz de yeni geldik new york'a..
- ulan koduumun memleketinde de güzel bi adana yapan yer yok mına koyiim!!
tüm toksik tiplerin bir arada bulunduğu yerler
-
(bkz: ekşi sözlük)
ahmet davutoğlu da aynı şeytan gibi isyan etti
-
tayyip erdoğan'ı töbe haşa allah yerine koyan beyan. çünkü şeytan, adem peygambere değil allah'ın emrine isyan etti.
(bkz: holy şirk)
ha bi de bu arkadaşın ne dediğini takip edecek kadar işsizlik vermesin allah.
debe editi: (bkz: 23 nisan 2016 devrim yılmaz'a yardım kampanyası)
ayrıca işitme engelli kardeşlerimiz için: (bkz: #60386307)
türk halkının osmanlı'ya özlem duyma sebepleri
-
eğer eğitim ile beyin korteksinde nöron iletimini yeterli sayıda arttırmazsan, devreye beynin hayatta kalmayı ve yaşamı devam ettiremeye programlı bölgesi olan "amigdala" girer. amigdala, "oku, öğren, müzeye git, müzik dinle, sinemaya git, işe gir çalış, üret" diyen bir bölge değildir; amigdala "sana tehlike olabilecek canlıyı yok et, senden olmayanı yok et!" diyen beyin bölgesidir. eğitim ile beynin ön korteks- prefrontal bölgeni geliştirmezsen, al sana devreye amigdala bölümü girer, şu an ülkemizde ve coğrafyada olanların bilimsel yanıtı budur!
dr. bora küçükyazıcı
nöroterapi uzmanı tıp doktoru
uzman klinik psikolog & aile danışmanı
sitede oturan basketbol seven kıvırcık ergen irisi
-
odasında,hiç çalmadığı elektro gitarı vardır.
david rivers
-
efsane tofaş kadrosunun bir o kadar efsane point guard'ı.
final serilerinde efes pilsen'e korku, takım arkadaşlarına ve taraftara güven verirdi. mehmet okur'un basketbol kariyerindeki ilk senesi, ibrahim kutluay'ın fenerbahçe ile oynadığı ilk yıllar, naumoskili efes pilsen vs david rivers'lı rashard graffith'li tofaş rekabetini görmüştü.
koyu bir efes pilsen'li olmama rağmen maddi imkansızlıklardan dolayı kapanmasına çok üzülmüştüm. çünkü hiç bir nefretim yoktu ve biliyordum ki tofaş ne kadar güçlü olursa efes pilsen'de bir o kadar güçlü olmak zorunda idi. ilerleyen yıllarda efes pilsen dağılan tofaş'ın ekmeğini çok yediyse de daha sonra (üstüste iki kez euroleague 3..lüğü) devamını getiremedi.
edit: keymark9'un uyarısı. sağolsun..