hesabın var mı? giriş yap

  • fatih- çarşamba'da büyüyen bir adamım.
    cemaatin merkezi durumunda ki ismailağa camiinde az namaz kılmadım.
    hatta abdest alırken kalabalık bir grup geldi, yanıma bir ihtiyar oturdu, herkes başında.
    sonradan sordum; kim bu?
    mahmut efendi, dediler. ilkokul talebesiyim o zaman.

    hala mümkün mertebe namazlarımı kılarım.
    ben ihsan eliaçık hoca'nın ne demek istediğini anlıyorum.
    dünyada ki kan ve göz yaşının en büyük sebebi yoksulluk, yoksulluğun da en büyük sebebi sermayenin baronları. ihsan hoca mücadeleye en tepeden başlamış.
    tipik türk dincisi, hatta islamcısı anlamaz onu.
    allaha kulluk edecekken, kula kulluğu adet edinmişlerin öğrenmesi gereken çok şey var.

  • troya savaşının organizatörü ve beyni olarak görevini tamamlayan odysseus'un başına tek gözüyle bela olmuş olan yaratık.

    odysseus troya savaşı bittikten sonra "hadi artık evlere dağılalım" demiş ve krallığı olan ithaki'ye geri dönmek için silah arkadaşlarıyla denizlere açılmıştır. yol boyunca pişmiş tavuk misali başına gelmeyen iş kalmamıştır. o kadar ki homeros troya savaşını anlattığı ilyada destanına ek olarak bi de odysseia'yı yazmak zorunda kalmıştır. öyle olaylı bir yolculuk.

    günlerden bir gün kahraman odysseus kiklop adasına varır ve "ıvır zıvır bi şeyler alalım şuradan, biraz ayağımız karaya bassın, belimiz doğrulsun" diyerek adaya çıkar adamlarıyla birlikte. geniş bir mağara bulurlar ve içeri girerler ama burası "misafir misarifi sevmez ev sahibi hiçbirini sevmez" düsturunu benimsemiş, hem dev olması hem de tek gözlü olması sebebiyle komplekslerden komplekslere koşan, komşu kızı kiklopiye'nin pas vermediği ve duygusallığını zalimlikle bastıran kiklop polyphemus'un mağarasıdır. babasının poseidon anasının deniz perisi thoosa olması ona hayatta hiç bir artı kazandırmamıştır. insan canlısı bir yaratık olmayan polyphemus keçi ve koyun çobanlığı yaparak hayatını idame ettirmektedir.

    odysseus kiklop'un halinden tavrından kıllandığı için kendini ve 12 adamını "deniz kazazedesi" olarak tanıttıktan sonra "hörmetler sayın abim, aga kalalım şurda bi kaç gün, sana zararımız dokunmaz" der. o dönmede denizlerde geçerli olan ancak yazılı olmayan kanunlar çerçevesinde aslında kiklop'un bu insanlara yardım etmesi gerekirdi ama hem dev hem huysuz olan polyphemus "ssiee, ne bakıcam lan size, ağzınızı kırarım" der ve mağaranın girişini devasa bir kaya ile kapatır. odysseus'un iki arkadaşını oracıkta şifa niyetine yer. ertesi gün de arkadaşlarından bir kaç tanesini açlığını bastırsın diye mideye indirir.

    odysseus kafası çalışan bir adam, "beyin bedava" diye düşünür taşınır ve kiklop'u sarhoş etmeye karar verir. homeros'un kitabında ağır bir şarap içirdikleri yazar ama yapılan son araştırmalarla odysseus'un kiklop'a önce köpek öldüren içirdiği ancak istediği verimi alamadığından sonrasında ispirto içirdiği kanıtlanmıştır. dağ gibi kiklop'un içtiği ispirtonun etkisi ile devrilmesiyle birlikte "ya allah" diyerek, öncesinde victorinox çakı ile sivrilttikleri zopayı kiklop'un biricik gözüne saplayıp kör ederler yiğidi.

    ertesi gün kiklop içerde depişip duran keçiyi koyunu çayıra salmak için kayayı mecburen kenara ittiğinde tek tek bütün hayvanların sırtlarını kontrol eder ama rabbimin boy pos verdiği bu yaratık akıldan yoksun olduğu için odysseus ve arkadaşlarının koyunların altına tutunup kaçtığını fark edemez.

    odyssues gemisine bindikten sonra da son bi itnelik yapmaktan geri duramaz ve kiklop'a nanik yapar, onunla dalga geçer. bunun üzerine sinirlenen dev "daş yok mu daş" diye aranıp, yerde bulduğu ilk kayayı gemiye doğru kör gözüne rağmen fırlatır ama kıl payı kaçırır.

    ha bu yaptıkları odysseus'un yanına kar kalmış mı? kalmamış tabi. kiklop poseidon'un oğlu, odysseus ise gemiyle evine gitmeye çalışıyor. polyphem babasına "baba odysseus beni döğdü ühühü" deyince poseidon odysseus'a musallat olur ve adam on sene boyunca evine, karısına, çoluğuna çocuğuna kavuşamaz.

    ana fikir; arkası sağlam olan adama seni öldürecek olsa bile bulaşma.

  • sanırım abim.
    kendisi akademisyen.
    billur tuz gibi, çocukluğundan beri okur, okur, okur..

    tamamı ücretsiz ve burslu olmak üzere eğitim ve sonrasında çalışma hayatı:
    şehrin en iyi lisesi
    şehrin en iyi dersanesi
    hacettepe
    bilkent
    tekrar bilkent
    koç
    isviçre
    amerika
    şu an norveç

    şimdi beni sorarsınız, sormayın.
    ben kendisinin anti maddesiyim, ona tepki olarak doğdum.
    kurban olduğum bir yerden verip bir yerden alıyor işte.*

    not: bu arada bugün kendisinin doğum günü. bu entry'm kendisine armağanım olsun. varlığın ve başarılarında bir katkım olmadığından seninle gurur duyamıyorum ama orada burada övüyorum işte :)

    edit: bu entry ile ilgili çok sayıda ve güzel mesaj aldım. favlayan okuyan herkese teşekkür ederim, sayenizde hoş bir şey yapmış oldum onun için. (o bile favlamış, beğenmiş demek ki :) ondan bu kadar söz ediyorum diye rahatsız olmazsa şayet, kendisi hakkında konuşulurken hep anlattığım ve bence çok hoş bir anektodu burada da paylaşmak isterim.

    annem abime hamile iken, şehrin tıp fakültesi hastanesinde, daha önce düşüğü de olduğundan titizlikle takip edilmektedir. bazı şüpheler ve bir dizi tarama sonrasında, bebeğin kesinlikle sakat olacağı, kürtaj gerektiği söylenir bizimkilere. annem kürtaj için hemşire tarafından hazırlanırken, babam hastanedeki tanıdık doktorları bulup durumu danışır ve sağlıklı olması için ufak da olsa bir ihtimal olup olmadığını sorar. doktorlardan biri, en fazla %10 ihtimal olduğunu söyleyince babam, "%10 bana yeter, gerisi allah'ın takdiri" der ve annemi kürtajda ısrarcı ve kesin kararlı olan doktora görünmeden hastane odasından -tabiri caizse- kaçırır. daha sonra alanında çok iyi olan ve yakınen tanıdıkları bir profesörün takibine girerek annem abimi doğurur. tahmin edeceğiniz üzere tamamen sağlıklıdır.

    tüm bunları düşününce bence abim, bizimkilerin, sağlıklı olma ihtimalini eleyemeyecek kadar inançlı, gözüpek ve etik kaygılara sahip, aynı zamanda sakat doğsa dahi 'keşke aldırsaydık' demeyecek kadar inançlarında samimi insanlar olmaları karşılığında allah'ın cömert bir hediyesidir.

  • ozan'ı çıldırtmaya çalışan sözde muhabir içerir.

    şu adamın -her ne kadar üstsüz de olsa- yakasını bırakın artık, allah aşkına! orada ben olsam özel hayata zerre saygısı olmayan 'işimi yapıyorumcu' kofti paparazziye sualtı kameramanlığı dersi verirdim, üstelik ücretsiz.