hesabın var mı? giriş yap

  • uğur mumcu'nun şu sözünü hatırlatan adamdır.

    "haklıdan değil de, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. güç merkezi değiştikçe döner, sonunda fırıldak olurlar."

  • ilkokul: saç çekmek, kafasına top atmak

    ortaokul: hoşlanılan kızın eteğini kaldırmaya çalışmak, kız sinirlenince sırıtmak

    lise: derin ve anlamlı olması hedeflenen, ama klasik kesiş hareketinden öteye gidemeyen bakışlar

    üniversite: ders notu istemek, beraber ders çalışmayı teklif etmek

    ofis ortamı: iş çıkışı yemek yemeyi ya da bi şeyler içmeyi teklif etmek(artık yol yordam öğrenilmiş)

    emeklilik: beraber parkta yürümeyi teklif etmek

    *

  • arkadaşlar ciddi anlamda ben böyle depremi nadir yaşadım diyebilirim. tahmini büyüklük 5.2 falan.

    edit: lan benim gibi jeoloji mühendisine kurban olun. deprem büyüklüğünü hissiyatımla ondalıklı bildim anasını satayım.

  • -follow uplarımız ne durumda. hala feedback alamıyorsak biraz daha push edelim. deadline yaklaşıyor. schedule'un çok gerisinde kaldık. updateler ile ilgili bi meeting set edip finalize edelim artık.

  • (bkz: based on true story)
    trafikte sıkışmış halk otobüsü

    bruce tea: abi beşiktaş'a kaç saatte gideriz.
    biletçi mavin: valla şu köprüyü bir geçsek, yol açıktır bilader.
    şoför: istanbul' a üç katlı köprü lazım. las vegasta varmış.
    muavin: ahh vegas... günahlar şehri...

  • kanarya adalarının şu an varolmayan halkı. avrupalıların kanarya adalarını işgali sırasında farklı adalarda yaşayan kısımlarının farklı tarihçeleri vardır.

    tenerife'de yaşamış kısmının özellikle ispanyollara en fazla direnen kesimi oluşturduğu söylenebilir. ispanyollarla ilk karşılaştıklarında açık arazideki ispanyol üstünlüğünü farkederek yüksek yaylalara çekilmiş uzun bir direniş sürecini başlatmışlardır*. ateşli silahlara* sahip düşmana karşı taş ve ok kullanmışlar ve ilk sefer için ispanyolları püskürtmeyi başarmışlardır. ancak daha sonra ilki kadar kuvvetli bir fetih gücüyle adaya saldıran conquistadora daha fazla dayanamamışlardır.

    kanarya adalarının işgalinin tamamlanmasında teknolojik üstünlük kadar avrupalıların yanlarında taşıdıkları hastalıkların etkisi de gözardı edilemez. daha önce karşılaşmadıkları hastalıkların etkisi altında guanchelerin fazla direnmeleri mümkün olmamış popülasyonlarının önemli bir kısmını da bu hastalıklarla kaybetmişlerdir.

    guancheler için, kanarya adalarının işgalinden sonra toprakların payedilmesiyle -ki bu sırada önemli sayılabilecek bir guanche nüfusu da köleleştirilmişti- göç etmekten başka bir çıkar yol kalmamıştı. amerikaya verilen göçlerde dahi guancheler vardır. ancak bugün kanarya adalarının ilk misafirleri olan guancheler bir nostaljiden öte değildir. halk eski bir sömürgeden ziyade* avrupanın bir parçası sayar kendini.

    guanchelerin yokoluş süreci ve kanarya adalarının avrupalılar tarafından başarılı bir şekilde işgali, sonuçları kapitalizme kadar varacak klasik sömürgeciliğin ilk önemli örneklerinden sayılabilir. zaten tarih itibariyle amerika'nın keşfi fazla da uzak değildir.

    alfred w. crosby'nin deyimiyle: "yaklaşık 80.000 guanche; aztek, zapatek, araukanya gibi amerikan yerli halklarının ve avustralyalı aborjin, maori, fiji, hawaii, aleut ve zuni halklarının siperleri önünde mevzilenmiş ileri karakollar gibi bu ilk * saldırıya karşı durdu." ancak ne yazık ki onların kaderleri de diğer halkların kaderlerine yönelik bir kehanet gibi olmuştur.

    http://en.wikipedia.org/wiki/guanches

    http://www.tenerife-guanches.com/

  • son derece basarili bir tespittir. dikkat edilirse dunyada hemen hemen her ulkede daha muhafazakar, anti-demokratik ve az gelismis insan topluluklari ulkelerin denizden uzak ic-karasal bolumlerinde bulunur. daha demokratik ve gelismis insan topluluklari akarsu kenarlari ve deniz kiyilarinda yasar. bunun herhalde en guzel ornegi turkiye ve abd'dir. tarihte insanoglunun gelisimine etki etmis, ilkleri yapmis veya gunumuzde en gelismis, modern toplumlarin yasadigi ulkelerin karasal yapisina bakarsak bunlarin hemen hepsinin denizle onemli olcude ic ice, hatta deniz uzerinde ince bir hat halinde salinir durumda bulunan (belki denize cok uzak bir bolgenin bulunmamasi ulkenin ic kisimlarinda digerlerinden kopuk anti-demokratik bir toplulugun olusumunu engelliyor olabilir), veya halkinin tamami kiyi kesiminde veya su kaynaklarinin etrafinda yasayan ulkeler oldugunu goruruz. bunlara ornek olarak antik yunan(demokrasi), italya(ronesans), ingiltere, irlanda, japonya, isvec, norvec, avustralya, guney kore, kanada ve abd'nin kiyi bolgelerini verebiliriz. gecmiste medeniyetin besigi olsa da su kaynaklarinin gelisime etkisinin azaldigi gunumuz dunyasinda col iklimine sahip olan mezopotamya ve antik misir basta olmak uzere, orta dogu, orta asya, cin, hindistan, rusya'nin ic kesimleri, sibirya, dogu avrupa, orta ve sahraalti afrika'ya baktigimizda genel olarak denizden uzak ve col ikliminin(sicak/soguk) hukum surdugu ve mayisip gelisemeyen veya gecmiste sahip oldugu gelismislik seviyesini kaybeden toplumlar goruruz. (yine de soguk havanin dinamizmi zorunlu kilmasi zaman icinde kuzeyi olumlu etkilemistir) tum bunlarin sebebi olarak muhtemelen mezopotamya ve antik misir dunyada medeniyetin m.o 5000 yillarinda besigi olmasini saglayacak en uygun kosullara sahipken (akarsu kenarlari, sicak iklim, tarima uygun topraklar, yeterli sayida insan toplulugu) o tarihte daha soguk bolgelerde teknik yetersizlikler sebebiyle medeniyet kuracak imkanin bulunmamasi ancak belli bir sure sonra guney'den aldigi medeniyetle gelisen kuzeyin bir ust seviye gelisim icim guneyin sahip olmadigi iklim sartlarina sahip olmasi dolayisiyla bayragi devralmasi ve guney'i geride birakmasi olarak gosterebiliriz. (nasi cumle lan bu)

  • millet dünya üzerinde daha az nasıl çalışabiliriz diye tartışırken bizim geldiğimiz noktaya bak!!