ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
semra göçük düzeltme'nin araçla gezip kaza yapması
-
araç sahibinden aldığım bilgiye göre sonuç: "avukatlarım aracılığı ile semra hanım ile "tüm zararımın" karşılanmasına ilişkin uzlaşmaya vardık.
taraflar anlaşmamızda "içeriklerin kaldırılması" ile ilgili madde de yer alıyor. o yüzden buradaki içerik kaldırılmıştır."
içilebilir su markaları
-
kullandığım damacana markasının adını 152. sırada gördüğüm listedir. sanırım yalaktan doldurup getiriyorlar, yıllarca ne içirdiniz lan bana!
az kişinin bildiği muhteşem web siteleri
-
türkiye'de yaşayan bir birey iseniz can güvenliğiniz hakkında bilgi almak ve olası tehlikelerden korunmak için: http://turkey.usembassy.gov/
edit: @diplomasi uyardı; "sitenin bile can güvenliği kalmamış" :)
avrupa'yı işgal etmenin hiç de zor olmaması
-
(bkz: bizden çaldıklarıyla teknolojilerini geliştirdiler)
rönesans yozgat'ta başladı zaten.
184 tl olan asgari ücreti 2324 tl'ye biz çıkardık
-
2002 gram altın 17 lira asgari ücret 184 lira, 2020 gram altın 400 lira asgari ücret 2324 lira diyorum ve susuyorum.
edit: 12 lira 2002 yılının ocak ayına aitmiş. seçimin yapıldığı kasım ayında 17 liraya çıkmış. aslında hükümetin istifa etmesi ve erken seçim kararı dolayısı ile suni bir yükseliş söz konusu ama yine de 17 lirayı esas alalım. bunun yanında 2002 yılında ülkenin çok büyük bir kriz içinde olduğunu şimdi ise almanya'nın bizi kıskandığını hiç ama hiç hesaba katmayalım.
edit:2 gramlık aklıyla bana laf çarpan andavallar ben de biliyorum tek başına asgari ücret/ gram altın oranı yapmanın yeterli bir gösterge olmayacağını. ama emin olun benim yaptığım hesap, düz mantık asgari ücreti 184 liradan 2324 liraya çıkardık(!) demenin yanında çok masum kalır. keşke 2002 yılında asgari ücret ile çalışan oranı %7 iken bunu %43'e çıkardıkları başarısını(!) da söyleseydi, keşke avrupa ortalamasının %6 olduğundan bahsetseydi, keşke bize en yakın olan ülkede bu oranın %19 olduğundan bahsetseydi.
2002 yılında çalışanların %7'si asgari ücretli iken şimdi %43 dememi hemen öyle okuyup geçmeyin. bunu okurken şu anda asgari ücretin açlık sınır altında olduğunu ve dolayısıyla her iki çalışandan birinin açlık sınırının altında kalan bir maaş için ömrünü tükettiğini göz önüne alın. açlık diyorum açlık, yani çalışana reva görülen bu maaş ile karnını bile doyuramadığı gerçeği gelsin aklınıza. ve bu açlık sınırını hesaplayan kurumun, enflasyon oranını bu yıl %10 olarak açıklayan kurum olan tuik olduğu gerçeğini de aklınızın bir kenarında tutun.
hazır bunları aklınızda tutarken; 2002 yılından beridir özelleştirme ile satılan devletin varlıklarını da yazın bir kenara. yapım tarihinden itibaren 25-30 yıl boyunca geçmesek de görmesek de garanti geçiş anlaşması dolayısıyla devletin kasasından ödemesi yapılacak olan fahiş fiyatlı köprü, otoyol ve tünelleri de unutmayın. bayramlarda akp öncesi yapılan köprü ve otoyollardan ücretsiz geçebilirken neden akp sonrasında yapılanlardan ücretsiz geçemediğimizi de sorgulayın bir zahmet.
edit 3: nikimekadar adlı arkadaştan ekleme;
1998 audi 8: 29 bin lira bugün 1.8 milyon lira.
1998 kaynak: link
2020 kaynak: link
_______________
1998 full dolu yerli üretim megane: 5 bin lira bugün en boşu 164 bin lira
1998 kaynak: link
2020 kaynak: link
_______________
1999 benzin litre fiyatı: 50 kuruş bugün 6.50 tl
kaynak: link
_______________
1999 vekaletli kurban kesimi: 34 tl bugün 1050 tl
1999 kaynak: link
2020 kaynak: link
_______________
1999 1 yumurta 5 kuruş. 1 paket makarna 17 kuruş.
fifty shades of grey
-
ilk üç tonuna ben de katıldım ama sonradan işin rengi değişti.
nusret'teki 999 liralık ramazan menüsü kampanyası
-
fakirlerin halini anladıktan sonra, zenginlerin halini anlamamızı hedefleyen menü.
dyatlov geçidi vakası
-
aslinda kaza hakkinda yapilan aciklamalar ve teoriler oldukca aciklayicidir:
resmi rapor cadirin icten yirtilarak acilmasini ve kayakcilarin don paca kendilerini disari atmis olmalarini hafif bir cig olayina baglar. cig sonucu kar altinda kalan cadirdan cikmak icin cadiri yirtarlar ve baska bir cigin altinda kalmamak icin kacarlar. cok soguk kosullarda, hipotermiye bagli olarak insanin dusunme yetisini cok cabuk yitirdigi goz onunde bulundurulursa giysilerini almak icin cadira donmeyisleri, cadiri bulamayislari da mantik dahilindedir. cadira en yakin cesetlere cadirin kuruldugu yamacin dibinde ulasilmistir ve bu cesetler soguk nedeniyle donarak olmuslerdir. 4 ceset ise 4 metre derinliginde bir dere yataginin dibinde bulunmustur ve vucudunda olumcul kiriklar bulunan 3 ceset bu 4lunun 3udur. cadira donmeye calisirken dusme sonucu yaralanip donma sonucu hayatlarini kaybetmislerdir.
dilinin olmadigi soylenen kaza kurbaninin ise gercekte sadece dili degil alt cenesi de yoktur, bu da olumlerin ardindan grubun bir vahsi hayvan (buyuk olasilikla kurt) tarafindan ziyaret edilmis olmasi sonu gerceklesmis olabilir.
kurbanlarin vucutlarindaki turuncu yaniklar ise bir ceviri hatasi gibi gorunuyor. normalde 12 yasinda ilgili kayakcilarin cenaze torenine katilmis bir cocugun "koyu kahverengi bir ten renkleri vardi." sozunun yanlis yorumlanmasi olabilir. ilgili cocuk daha sonradan dyatlov vakfini kurmustur. koyu kahverengi ten rengi ise gunesli gunlerde kardan yansiyan gunesin insan tenini yaz gunesinden bile fazla yaktigi dusunulurse, kolaylikla aciklanabilir. ayrica olumlerinin uzerinden uzun sure gectikten sonra duzenlenen cenaze toreninde bedenlerin makyajdan gecirilmis olmasi da olasidir.
ilgili zaman araliginda bolgede gozlenen turuncu isik kurelerinin sovyet ordusunun r-7 roket denemeleri oldugu kanitlanmistir.
geriye kalan radyasyon gizemi ise dunya kamuoyuna ancak 1970li yillarda aciklanan, dunyanin en buyuk 3. nukleer kazasi olan ve ilgili gecide goreceli olarak yakin olan, kayakcilarin kaybolusundan 2 sene once gerceklesen kyshtym faciasina (http://en.wikipedia.org/wiki/kyshtym_disaster) yada roket denemelerine baglanabilir.
sonuc olarak hic canli tanik olmamasi nedeniyle hic bir zaman tam olarak ne oldugunu bilemeyecegimiz bu olay aslinda oldukca mantikli aciklama temellerine oturtulabilmektedir. yine de zuzayli yada radyoaktif mutant / biyolojik savas silahi teorileri daha cok ilgi cektigi icin herkes isin bu yonune yonelmeyi yeglemektedir.
bize kayakcilara rahat bir dinlence dilemekten baska dusen bir sey yok aslinda. sanssiz bir kaza gelmis baslarina.
13 mart 2014 bitmek tükenmek bilmeyen iç sıkıntısı
-
sadece ben mi sahibim bilemiyorum da feci halde canımı sıkmakta. iştahım yok, enerjim yok, keyfim yok; gülemiyorum, konuşamıyorum, sohbet edemiyorum...
bir gecede 24 şehit veren ülke
-
yaşadığımız, yaşamaya çalıştığımız ülkedir.
bazılarımızın uyuduğu, bazılarımızın öldüğü ülkedir.
askerinin yan gelip yatamadığı ülkedir.
anlık istihbarat alan ülkedir.
dünyanın süper gücüyle müttefik(!) olan ülkedir.
terörün demokratik hak(!) olduğu ülkedir.
türk olduğunu söyleyenin faşist olarak damgalandığı ülkedir.
teröristler halaylarla karşılanırken, komutanların hapse atıldığı ülkedir.
çok uzak değil. benim ülkem türkiye...
edit: imla