hesabın var mı? giriş yap

  • ortaçağ avrupasında dünyanın yuvarlak olduğuna inanan 1000 değil 100 kişi bile yoktu. ne yani? o zamanlar dünya yuvarlak değil miydi?

    evrim gerçeğini değiştirmez.

  • pilota "sanane be, sen işine bak" diyen arkadaşlar, siz daha otobüs içerisinde nefes almak için zıplamak zorunda kaldığınızda hala arkalara ilerleyin diyen otobüs şoförüne gıkınızı çıkartamıyorsunuz, o uçaktaki her açıdan tek yetkili adama mı akıl vereceksiniz?

    bunu türkiye'de değil de bir amerikan havalimanında yapsan, anında tutuklanırsın. bak uçaktan indirilirsin falan demiyorum, tutuklanırsın. amerikan vatandaşıysan 5 yıl uçuş yasağı yersin, vatandaşı değilsen sınırdışı edilirsin ve vizen iptal edilir.

    uçak lan bu uçak, dingonun ahırı değil. deplasman uçağı falan da değil, bildiğin tarifeli uçak. ne hostes senin bağırmanı dinlemek zorunda ne de diğer yolcular. ben uçakta tezahurat yapmak istiyorum diyorsan kiralarsın kendi özel uçağını, istersen uçakta halay çekersin.

  • filmde çiçek abbas, ford minibüsü satın almak için tefeci nejdet'ten para almış, aylık ve haftalık taksitlerle senetler yapmıştır. ilk ödemesi ocak 1982'de başlar. görsel ayda 3 taksitle toplamda 140 bin tl ödeme yapar. görsel

    kız istemeye gittiğinde, müstakbel kayınpederine "günde 5.000 tl indirdiğini" söyler. video yani ayda 150.000 tl kazandığını düşünürsek bu hesap tutarlıdır. abbas ayda 10.000 tl ile geçinebilir, kalan parayı da tefeciye verir.

    abbas ocak taksitlerini bitirdiğinde "lan oğlum sana söz, nisan sonuna kadar yarı paranı çıkaracağım senin" der. video yine tefeci nejdet ile anlaşırken son imzaladığı senedin 1 eylül 1982 tarihli olduğunu ve onu da imzaladıktan sonra alışverişin tamamlandığını görüyoruz. görsel tüm bunları hesaba katınca çiçek abbas'ın parayı 8 ay taksitle aldığını da doğrulayabiliyoruz.

    140.000 tl'den 8 ay taksit ile hesapladığımızda çiçek abbas'ın minibüs için ödediği paranın 1.120.000 tl olduğuna ulaşıyoruz.

    minibüs için ödenen paranın bugünkü ederini üç farklı kalemde hesaplarsak:

    1) enflasyon hesaplayıcıya göre abbas, minibüs için 216.190 tl ödemiştir.

    2) dolar hesabına göre hesaplarsak:
    1982 yılı ortalama dolar kuru 160,90 tl'dir. 1.120.000 tl'nin dolar karşılığı 6.960 dolar yapmaktadır. 6.960 dolar ise enflasyon hesabına göre bugünün 20.769 dolarına denktir.

    20.769 doların 31 mart 2022'deki tl karşılığı ise 304.265 tl yapmaktadır.

    3) asgari ücret üzerinden hesaplarsak:
    1982 yılında net asgari ücret 7.405 tl'dir. çiçek abbas minibüs için 151 asgari ücrete denk bir ödeme yapmıştır.

    bugünkü net asgari ücret olan 4.250 tl üzerinden hesapladığımızda, minibüs için ödediği paranın bugünkü ederi 641.750 tl çıkmaktadır.

  • markette bir an için dizlerimin tutmamasına ve yere kapaklanayazmama sebep olmuştur.

    https://33.media.tumblr.com/…qguf1s5obp5o1_1280.jpg

    bu ne lan bu ne? bu fındıklarında benim babamın, hemşerilerimin, bütün karadenizin emeği, alın teri var ve kilosunu 10 tl'ye zor sattık geçen yaz. o fındıkları toplarken perişan oluyoruz kendimize en fazla 2 çuval ayırıyoruz satalım da emeğimize bari değsin diye. sonra markette bu manzarayı görüyoruz. ekonomik durumum ne kadar iyi olursa olsun fındık endüstrisinin halini bildiğim için bi kavanoz ezmeye 20 lira vermek resmen koyuyor bana. rezilliğe bak ya, 13,45 tl bile pahalı geliyordu 1 değil 3 değil 6 tl birden zam yapmışlar utanmadan. altın mı rendelediniz içine nedir?

    zaten şu sarelle oldum olası kazığa bayılır. ordu'daki fabrikalarına koliyle gofret almaya gidiyoruz insan fabrika ve toptan fiyat diye indirim yapar ı ıh 1 kuruş bile indirim yok marketten aldığımızla aynı fiyat. bi kere iflas etmişlerdi bi daha etmeyi hakediyorlar. zaten bu aç gözlülükle ve şu anki vatandaşın ekonomik durumuyla fazla yaşamazlar.

  • 20 yıl öncede nöbet sistemi bu şekilde idi. ameliyatta asistan bayılır diğeri çağırılırdı.yorgunluk yüzünden ameliyatlarda komplikasyonlar olurdu. bu düzene sağlık bakanlığı niye izin verir anlamak mümkün değil. hadi bakanlık personelini insan yerine koymuyor onu biliyoruz zaten ama bir doktor diğer meslektaşına bunu niye reva görür? kıdemli asistan ve hocalar " biz tuttuk sizde tutacaksınız eşek gibi " derlerdi. zaten sağlıkçıların en büyük düşmanı yine sağlıkçılardır bu ülkede. yazık olmuş gerçekten.
    ekleme: ne kadar haklı bir tespit yaptığımı alttaki entryden anlamak mümkün.