ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uğur ışılak'ın neşet ertaş halk ozanı değil demesi
-
neşet ertaş'ın unesco tarafından yaşayan kültür hazinesi olarak gösterildiğini ve itü türk musikisi devlet konservatuarı tarafından da fahri doktoraya layık görüldüğünü de bir kez daha vurgulayalım.
cehalet o kadar erdem değil diyerek de entry'mize son verelim.
debe editi: (bkz: şeyda öğretmen gata'da tedaviye alınsın)
exxen
-
(bkz: sixxen izlemem)
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
- neden reel sektor?
- cunku her $ey yalan.
denize apo mu düşse kurtarırsın rte mi
-
denizi kurtarmak en doğrusu.
tuzak bir soru.
karşı cinste dikkat edilen ilk şey
-
ben direkt göbeğe odaklanıyorum. çünkü boyum ancak oraya yetişiyor.
aşkın metafiziği
-
insandaki gozlem yeteneginin ve keskin zekanin en ust duzeye ciktigi eserlerden biridir. insanlar "e ben zaten bunu daha onceden biliyordum, bu muymus koskoca schopenhauer?" demeden once, adamin yazilarinin cogunu 1800lerin basinda yazdigini hatirlatalim. ustelik yazdigi donemde gorusunun onculerinden oldugu icin, zekasinin cevresinin ona uyguladigi sartlandirmalari yenebilmesi ayrica zor. yani genetik, evrimsel biyoloji ve sayisiz ilgili bilimin etkisinde yetismis bizlerin bile hala "ask icin olmeli ask o zaman aaaassskk" diye bagirarak eski sevgililerimizin kapilarina dayandigimiz dusunulurse, schopenhauer efendinin o zamanlar kalkip bu isin romantizmle alakasi olmadigini, hatta aslinda romantizmin bile olmadigini, tek gercegin turun hayatini idame ettirmesi oldugunu soylemesi epey devrimci.
ilgili bilimler en iyi ihtimalle o zamanlar daha yeni yeni olusmaya basladigindan, turun iradesinin bireyi etki altina alirken uyguladigi yontemi, bunun mekanizmasini cozememis olmasi, onun felsefesenin geri kalaninda onemli yer kaplayan dogu mistisizmini daha kuvvetli benimsemesini saglamis olabilir. ureme isteginin nasil butun bireylerde mevcut oldugu, bu istegin nasil evrim yoluyla dogdugu, aslinda son derece basit molekuler duplikasyondan bugunlere nasil gelindigini ve bu en temel gudunun nasil bilincimizi kolelestirdigini anlamak bugunku bilgilerimizle cok daha kolay. her ne kadar her sey hala teori veya varsayim seviyesinde kalsa da schopenhauerin cevabi bir tur mistisizmde aramasini gerektirecek kadar caresiz oldugumuz gunlerden cok daha iyi durumdayiz.
bu sahane adam ve bu sahane eseri olmasaydi da bilim sayesinde bu goruslere ulasacaktik ama muhtemelen iki, uc jenerasyon kaybimiz olurdu. ne de olsa koskoca freud, nietzsche, tolstoy, wagner, jung, turgenyev, proust, conrad, cehov, wittgenstein, shaw ve daha nicesini derinden etkilemistir bu kisa eserindeki gorusleri. bu kadar unlu ve etkin insani etkileyen filozoflar olsa olsa platon, aristoteles, locke ve kanttir.
digiturk
-
ne kadar yamyam bir ticari kuruluş olduğunu geçtiğimiz günlerde göstermiş bir şirkettir...
çocuk esirgeme kurumuna bağlı küçükyalı çocuk yuvasının başvurusu üzerine (yanlış anlaşılmasın bağış olarak falan değil, parasıyla) yuvayı ev değil kahvehane statüsünde görmüş ona göre ekstra ücretlendirme istemiştir...
televizyonda fıldır fıldır dönen reklamların giderini 0 - 12 yaş grubu çocukların aralarında okey çevirip ödemelerini bekleyecek kadar alçalmışlardır.
şimdi bu rezalet ortaya çıktığında hiç bir yetkili demesin "ay aman bölge bayilikleri bağlantılarından pirim kazanıyor ondan falan feşmekan, bizim haberimiz olmadı" diye... onlar ne kadar çok kazanırsa, digitürk'ün daha da fazla kazanacağı aşikardır...
ama içleri rahat edebilir... nasıl olsa bu kimsesiz çocukların yuvasını kahvehane statüsünde gören "pazarlamacı"ları hiç bir kamera tespit edebilmiş değil...
oğlum sizde hiç "vicdan" tuşu yok mu?...
yüksek gelirli çocuk saçı
-
uzun olmak zorundadır. uzun olmalıdır ki özel okula gidiyorum imajını tam yansıtabilsin.
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
ingilizce hazırlık öğrencilerine hocaları alıştırma yapabilmeleri için troy filmini kendi dilinde ve ingilizce alt yazılı izletmektedir. akabinde archilles'in hector'u teketek savaşa çağırdığı bölüm gelmiştir.
archilles=hectooor!
archilles=hectoooor!
archilles=hectoooooooor!
bir an aralık olan sınıfın kapısından rektör kafayı çıkarır ve...
rektör=beni mi çağırdınız çocuklar?
birebir yaşanmıştır.