hesabın var mı? giriş yap

  • 25 mart 1911'de newyork 'taki 10 katlı triangle tekstil fabrikasında meydana gelen ve 146 kişinim ölümü ile sonuçlanan yangın.

    260 düşük ücretli kadın işçinin çalıştığı fabrikada öğleden sonra çöpe atılan bir kibrit ya da sigaradan yangın çıkar. bina 10 katlıdır yangın 8. katta başlar. 8. ve 10. katlar tahliye edilirken 9. kata haber geç ulaştığı için iki çıkıştan birisi olan asansörde yığılma yaşanır. aslında 9. katta asansör dışında bir de yangın merdiveni vardır ama o da yıkıldığı için kullanılamaz. itfaiye olay yerine gelir ama bulunan en uzun merdiven bile ancak 9. kattan 10 metre aşağıya ulaşabilmektedir. içeride mahsur kalan kızlar son çare pencerelere çıkar. sıcaklık dayanılamayacak noktaya gelince kendilerini pencereden aşağıya bırakırlar.

    sonuç tam bir felakettir. yangında 126 kişi hayatını kaybeder. bu 11 eylül saldırılarına kadar amerika'da yaşanan en fazla can kaybının olduğu facia olarak tarihe geçer.

    yangında büyük ihmaller vardır. örneğin bina kapılarından bazıları tek kişi geçecek şekildedir. amaç işçilerin giriş çıkışlarda tek tek kontrol edilerek kumaş hırsızlığını önlemektir. diğer yandan var olan yangın söndürme sisteminde su yoktur...

    olaydan sonra kamuoyundan büyük tepkiler yükselir. eylemler yapılır. ve hükümet işçi hakları konusunda birçok iyileştirmeye gider. bu arada, facia sonrası fabrika sahiplerine dava açılır ama hiçbiri ceza almaz.

  • kamuda 10 senesi dolmak üzere olan birisi olarak gözlemlerimi belirteyim.
    belli yaşın üstünde, zamanın torpillisi (sağcısı solcusu farketmeksizin) bilgisayar ile araları iyi değil. yeniliklere kapalılar ve verim almak neredeyse imkansız.malesef ellerinden fazla iş gelmiyor.(gerçi iş yapma gibi bir dertleri de yok) 52 yaş üstü bu kesimi istisnalar haricinde yok kabul edebilirsiniz. genç memurlar ise ikiye ayrılmış durumda;
    a) genç torpilliler: burunlarından kıl aldırmıyorlar, herhangi bir işin parçası değiller, ortalıkta gezinip starbucks tartışmasından öteye gitmiyorlar, sırtları sağlam.
    b)genç torpilsizler: işte bütün yük bu kardeşlerimizin üzerindedir, her birimde bunlardan asgari 2, en fazla 5 tane bulunur. varolan işlerin bütün sorumluluğu bu arkadaşlara aittir. birimin işlerinde hata mı var? bu arkadaşlar yapmıştır. birimde iş ile ilgili bir tartışma mı var? tartışmanın göbeğinde bu arkadaşlar vardır. müfettişler soruşturma mı yapıyor? bu arkadaşları ve yaptığı işleri soruşturur. çalışmayan kesim herhangi bir iş yapmadığı için herhangi soruşturma vb. şeyler geçirmeden çay, kahve, tuvalet üçgeninde mesaisini bitirir. 657 değişirse ilk bu torpilsiz arkadaşlar topun ağzına gelir.

  • hanımın gallinari'ye;

    "aaa ne güzel yüzlü çocukmuş, türk mü bu?"

    demesinden sonra evde küçük çaplı bir kriz yaşandığını söyleyebilirim.

    tribimi yaptım hemen, şeftali soymuş getirmiş, yemiyorum.

    öyle bir maç.

  • ancak gerizekalıların kurşunlanma olayına bağlayabileceği tshirttür. en fazla hande yener'in balondun söndün gibi bir şarkısı vardı ona bağlayabilirsiniz bak ama kurşunlanma olayına bağlamak için tekrar söylüyorum ağır gerizekalı olmanız yada sürekli kendinize mağduriyet aramanız gerekmekte.
    tahrike ve ağlamaya yer arayan taraftar yine iş başında anlaşılan, yine bir gün kendilerine mağduriyet çıkarıyor.

    ciddi olmak gerekirse tshirt fenerbahçe'nin 5 yıldızlı tshirtüne gönderme yapıyor, verilmek istenen mesaj sizin 5 yıldızınız balondan ibaret ve galatasaray tek tek söndürüyor. ama siz ağlamaya devam edin tabiki yinede anlayacağınızı sanmıyorum.

    edit: bak hala iğneyi kurşun olarak gören öküzler var.

  • ailemle olmadığım sürece dışarıda, trafikte, sokakta, markette, tekel bayinde, barda, camide , okulda her neresi olursa olsun herkes beni dövebilir, ben korkağım birader, karşımdaki ise adam gibi adamdır, güçlüdür, kuvvetlidir, mike tyson bile ona abi der. elin çarı, çakalı, it oğlu iti yüzünden, tek gelmeyip bakteri gibi çoğalan piçler yüzünden, tek yumrukta şirazesi kayıp bıçakla silahla üzerine saldıran it oğlu it yüzünden başıma bir şey gelmesini istemiyorum. allah izin verirse yaşayacağımız belli bir yıl var ve ben bu yıllarımı karşıdaki değersiz köpek parçasına harcamak istemiyorum.

    en büyük sizsiniz beyler, bana bulaşmayın, değersiz hayatlarınız ve iğrenç saç tıraşlarınızla size birbirinizi yok edeceğiniz kısa hayatlar dilerim. aynen racon , sıfırbir ne bileyim çinçin falan.

  • o beğenmediğiniz fransa, kendisine yapılan saldırılardan 1 gün sonra 128 eve terör baskını yapmış ve failleri bulmaya çalışmıştır. yeni türkiye ise saldırılardan sonra 3 araştırma önergesi reddetti akp ile.

  • tehlikeler arz eden bir meyvedir.
    1- ''lağım kokusuna aldanmayın harika tadı var'' diyenlere aldandım.
    burnumu tıkayıp denedim.
    hayatımda yediğim en berbat şeydi.
    tadı bozulmuş kavuna benziyor. kokusu iki gün odadan çıkmadı.

    2- durian yedikten sonra içki içmeniz tavsiye edilmez.
    keşke bunu ben de zehirlenmeden önce bilseydim. öyle böyle değildir efendim. bağışıklığı çökertecek derecede kuvvetli bir zehirlenme yaşayabiliyorsunuz. ilk bir hafta ateşli, istifralı ve aralıklarla titremeler gelen dönemde ''sıtmaya mı tutuldu?'' korkusu yaratabiliyor çevrede.
    ''dünyanın öbür ucunda ne işin var!'' diye bir de azar işitiyor insan o halde iken. işin daha da kötüsü uçağa alınmayıp iyileşene kadar ülkenize dönemeyebilirsiniz. hiç bir uçak firmasını ufak bir zehirlenme geçirdiğinize inandıramazsınız. hayırlı uğurlu olsun.
    ben, yaklaşık bir ay sonra yataktan kalkıp günlük hayata geri dönebildim.

    bir de otelimizin duvarında kocaman ''no durian allowed'' yazısı asılıydı. bir durian resmi koyup üstüne de çarpı koyarak yuvarlak içerisine oturtmuşlardı. kuru kafayı hak etmişsin durian.

  • yunanistan'dan dönen edirne savcısı fatih aslan'ın arabasını arayan gümrük muhafaza memuru için açılan davada istenen ceza. sebebi de hakimler ve savcılar kanunu'nun 88. maddesi uyarınca savcı ve hakimlerin aranmasının yasak olması. oysa gümrük mevzuatına göre gümrük kapılarında istisnasız her araç aranır. savcı, memur hakkında soruşturma açtırdı. soruşturmayı açan başka bir savcı 2 kez takipsizlik kararı verdi. ama savcı fatih aslan'ın itirazları sonucu üçüncü başvuruda memur hakkında dava açıldı.

    bugün davanın ilk duruşması görüldü. gümrük memurunu edirne baro başkanı dahil 3 avukat savundu. trakya gümrük başmüdürlüğü üst yetkilileri memura destek amacıyla tam kadro mahkemeye geldi. mahkeme nisan ayına ertelendi.

    sonuç olarak devletin iki farklı kanununun birbiriyle çakışması yüzünden ihale memura kaldı. savcı, olayı saçma bir şekilde onur meselesi haline getirip dava üstüne dava açtı. bu dava sonunda memur, istenen 1 yıllık cezayı alırsa o günden sonra sınır kapılarında memur olanlar araçları aramazsa haklıdır.