ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tuğçe kazaz'ın din değiştirmesi
-
kariyeri sergen yalçın'a acayip benzeyen kadın.
ikisi de 4 büyüklerde oynadı bildiğim kadarıyla. pek haber niteliği taşımayan değişim.
yaran baba oğul diyalogları
-
kavganin en hararetli anidir...
- e ama baba koycam ben bu i$e ya, olur mu yaa?!
- sus ulen, hepi topu sikimden cikmi$ bir adamsin i$te.
- e dogru tabi...
(bkz: allies major victory)
charles bukowski
-
"yaşayan bir amerikan ayyaşı, ölü bir yunan tanrısından daha çok ilgilendirir beni."
charles bukowski
13 ağustos 2021 osman yalçın'ın yeni açıklamaları
-
çocuğu dünyaya dönse, babasına küfredeceği açıklamalardır. bu bilgi yeter ona.
hazal kaya
-
bu kadının oyuncu olup bu işten para kazanabildiği dünyada herkes her şey olabilir, bu ne yeteneksizlik arkadaş.
tanım: gece gündüz sjwlik yapacağına niye kendini geliştirmiyor anlamadığım oyuncumsu, duyar makinesi feminist.
sözlükçülerin en anarşik hikayeleri
-
bi keresinde dişlerimi fırçalamadan yatmıştım..
unutulmayacak film sahneleri
-
her ne kadar nasıl çekildiğini bilsem de, etkileyiciliği bakımından, arkasında yatan zeka bakımından zirve olan şu 38 saniyelik sahnedir:
https://www.youtube.com/watch?v=zd0_5hfmpig
edit: hayatımda almadığım mesajı bu entry'm sayesinde almış oldum. toplu cevap vereyim:
aynada green box var. oraya kızın koşarken önden çekilmiş görüntüsü monte edilmiş.
örnek birkaç green box çalışması:
https://www.youtube.com/watch?v=muifz8wcnvm
https://www.youtube.com/watch?v=xjwv9sv_gq4
buna en yakın bir çalışma için: https://youtu.be/3kzkhedix1o?t=1m12s
not: film için: (bkz: contact)
mükemmel bir filmdir, herkese tavsiye ederim.
bir gün ölecek olmak
-
montaigne ünlü olmadan önce ölüm hakkında çok kafa patlatan ve ölümden endişe duyan bir insanmış zira en iyi arkadaşı etienne de la boetie'yi, babasını, erkek kardeşini ve ilk çocuğunu kaybetmiş; sen ben kadar, belki daha fazla ölüm düşüncesi kafasını meşgul edermiş.
bir gün malikanesinde çalışanlarla beraber çıktığı bir gezide atından düşmüş ve ölümle burun buruna gelmiş. ağzı burnu kan içinde kalmış, yerinden kıpırdayamamış. bilincini kaybetme noktasına kadar geldiğinde artık kendisi için sonun yaklaştığını, o anlarda aldığı her nefesin son nefes olabileceğini kabullenmiş. bu kabulleniş hayatı yeniden yorumlamasına sebep olmuş. 36 yaşında başına gelen bu olay sonrasında bordeaux yüksek mahkemesindeki görevinden istifa etmiş ve denemeler'i yazmaya başlamış. yaşam, ölüm, korku, arkadaşlık, erdem, vicdan vs aklına ne geldiyse, o gün başından neler geçtiyse, ne hakkında yazmak istediyse yazmış. önceden yazdığı düşüncesiyle/davranışıyla çelişkili bir durum ortaya çıktığında önceki yazısına dönüp değişiklik yoluna gitmemiş; insan hayatının tecrübelerden oluştuğunu, her tecrübenin düşüncelerimizi ve davranışlarımızı değiştirebileceğini ve bunun yaşamın bir parçası olduğunu anlatmış.
başlık kendi içerisinde ölümü ve yaşamı özetliyor: bir gün ölecek olmak. montaigne yaşarken ölümü düşünmenin bir faydası olmadığını, aksine yaşamın kalitesini azalttığının farkına varabilmiş, bunu yazdıklarıyla aktarmaya çalışmış, bir gün ölecek olmayı kabullenip kalan bütün günlerde yaşamı olabildiğince tatlı yaşamayı öğütlemiş.
yaşıyor olmanın nefes alıp vermekten ibaret olmadığını en iyi idrak eden ve en iyi aktaran yazarlardan biri montaigne. yaşadığı hayat ve yazdıkları, ölüm düşüncesi sizi korkutuyor olmasa dahi hayatınızı güzelleştirebilir.
(bkz: nasıl yaşanır ya da bir soruda montaigne'in hayatı)
http://www.idefix.com/…asp?sid=bm6wdd31ey2ymis44pte
http://www.amazon.com/…stion-attempts/dp/1590514831
tarlanın ortasında bekletilen yüzlerce honda civic
-
başlığı açmak için girdiğimde zaten açıldığını gördüğüm olay.
honda'nın stoklarda yok diyerek düşük ötv'den vatandaşın yaralanmasını önlediği, ama videolarda yüzlercesi görülen arabadır. honda'nın alçaklığının belgesidir, yetkili devlet kurumlarının acilen el atması gereken, ilgili bayiye yüzbinlerce liralık "stokçuluk" cezası kesmesi gereken olaydır.
böyle alçaklık olamaz!!
edit: "hava gezgini" bilgilendirmesi sonrasında aşağıda yazılan yasa maddesi ile de suç işledikleri zaten kesin durumda.
kanuna eklenen ek-1/2. maddesinde3, üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler, piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunamayacağı hususu düzenlenmiştir. buna aykırı hareket edenler için 50.000 türk lirasından 500.000 türk lirasına kadar idari para cezası öngörülmüştür(kanun-18/ı maddesi).
kürdistan'a türk bayrağı asmak
-
türk topraklarının hayali ülke isimleriyle karıştırılması.
edit: başlığı açan terör sempatizanı kaçmış...
avrupalıların atatürk'ü genelde tanımaması
-
winston churchill'in resmini göstersen bizde de aynı oranda bilinir ve bu neyi değiştirir?
feri cansel
-
yılmaz atadeniz'e göre türk sinemasının silikonlu göğüslere sahip ilk oyuncusudur.
ve yine yılmaz atadeniz tarafından "feri ilginç bir kadındı. kendine çok güvenirdi. türk sinemasında çoğu kadın oyuncunun başında hamileri, onları koruyan birileri bulunurken onun yoktu. istemezdi. hayatını böyle sürdürürdü. bir ara beraber olduğu bir adam vardı. karınca bile incitemeyecek kadar zararsız biri idi. feri ne çektiyse dilinden çekti. adama hakaretler etmiş, erkekliğine dokunan laflar söylemiş ve adamı kışkırtmış... zümrüt de (feri cansel'in kızı) evde imiş. adam feri'yi bıçaklamış. yani dili yüzünden hem kendini hem de adamı yaktı feri... '' diye bahsedilmiş çok güzel yüzü olan biri.