hesabın var mı? giriş yap

  • özel okuldaki hocaların en büyük hayali devlet okulunda öğretmenlik yapmak iken velilerin hayali daha iyi eğitim alsın diye çocuğu özel okula göndermek. bu işte bi terslik var ama bilemedim.

  • tarife kapsamında verilen dakikaların %80ini kullanmadığını tespit edip yeni bir tarife önermek için arayan müşteri temsilcisi.

    napiyim yaşlı gibi telefonda konuşmayı sevmiyosam, verme 1000 dakika, ben o tarifenin 4 gb internetini seviyorum, ergen gibi vatsapla, yutubla benim işim, diyemedim.

  • binilen takside taksici sigara içiyordur ve sorar:
    -hocam sigaranın zararı var mı?
    -aa akciğer kanseri... ehem yok yok içebilirsiniz.

  • kendisiyle sorunu olan bir insanın, başkasıyla mutlu olması mümkün değildir. en temel problem burdan başlıyor. hiç bir şeyden mutlu olmazsınız, sadece evlilik değil, hiç bir şeyden.

  • bu gece yapılacak çalışmalar esnasında ekşi sözlük 02:00-04:00 arası ulaşılamaz olacak. bu süre zarfında pokemon avlayabilir, kitap okuyabilir, o aylardır izlemek istediğiniz filmi izleyebilirsiniz. biz de o sırada veritabanını havalandırıcaz.

  • woodcastle : tahtakale
    darktown : karaköy
    mt. belt : kayışdağı
    newtown : yeniköy
    medalstone : nişantaşı
    midtown : ortaköy
    topfield : tarlabaşı

    gibi örneklerle desteklenen, ingiltere'de yaşıyormuş izlenimi veren düşünce...

    edit: ...yi destekleyen örneklerdir.
    başlığım taşınınca tanımım babasız gibi ortada kalmış.

  • 1347-51 arasinda avrupa'da 25 milyon kişinin ölmesine yol açan salgın... çin ve orta asya'da başlayan veba, kırım'daki bir ceneviz ticaret merkezini kuşatan kıpçak ordusunun, vebalı cesetleri mancınıkla kentin içine atmasıyla avrupa'ya taşındı... o zamanki avrupa nüfusunun üçte biri telef oldu...

    fakat ilginç olanı, hastalığın aşırı hızlı yayılmasının, bizzat salgının da sonunu hazırlamasıydı:

    salgının belirli bir döneminde, virüs o kadar güçlü hale gelmişti ki, bulaştığı insanları öldürme süresi hızla kısalmaya başlamıştı...

    bu da virüsü kapmış olanların başka insanlarla pek fazla temas edip onlara da veba bulaştırmaya imkan bulamadan ölmeleri ve kireç çukurlarına gömülmeleri anlamına geliyordu...

    zamanla, içinde yaşayacağı yeni canlı vücut bulamayacak kadar güçlenen virüs, kendi kurbanlarının arasındaki yerini aldı...

  • bu konuda yetkili bir abi olarak tabiki tek bir entrye sığdıramam fakat birkaç tüyo verebilirim;

    *kesinlikle ve kesinlikle kahvenizi öğütülmemiş halde çekirdek olarak alın.

    *zincir kahveciler ya da tchibo gibi markalar yerine butik ve yerli kahve firmalarını tercih edin ve aldığınız kahvenin üzerinde kavurma tarihinin yazıyor olduğundan emin olun. kavrulmasından sonraki 1-1.5 ay içerisinde tüketilmesi gerekiyor çünkü.

    *kendinize bir değirmen edinin en ucuz yollu olarak sözen el değirmeni alabilirsiniz. elektriklilere bütçeniz yoksa bulaşmayın. orta ölçekli olarakta hario markasının el değirmenlerine bakabilirsiniz.

    *doğru kalınlıkta öğütmeniz gerekmektedir.pour over yapıyorsanız fazla ince öğütürseniz eğer demlenme süresi artar, ektraksiyon artar dolayısıyla kabaca yanık/acı diye tabir edilen istemediğimiz tatlara sebep olur. tam tersi fazla kalın öğütülürse de ekstraksiyon azalacağından demleme süresi azalır, yavan tatlara sebep olur. french press kullanıyorsanız ince öğüttüğünüzde bu kötü tatların yanısıra fincanınıza kahve partikülleri karışır. güvendiğiniz bir kahve dükkanının baristasına danışabilirsiniz. kullandığınız kahve demleme metodunu söyleyip ufak bir örnek rica edip yakın kalınlıkta değirmeninizi kalibre edebilirsiniz. çoğu yardımcı olacaktır. ( ya da göz atabilirsiniz tıkla )

    *kağıt filtre kullanılan bir metodla demleyecekseniz kahvenizi kesinlikle beyazlatılmış filtre kullanın. ve kahvenizi demlemeye başlamadan önce sıcak su ile 200-300 ml kadar filtrenizi ıslatın kahvenizi sonra demleyin.

    *kaliteli su kullanmaya özen gösterin. kaynar su ile kahve demlemeyin, kaynadıktan 1 dakika sonra ideal ısılarda olacaktır.

    *hassas tartı edinin. kullandığınız kahvenin 16 katı kadar su kullanmanız ideal orandır. örnek olarak 18 gr kahve 288ml(gr) su gibi.

    çekirdek konusu çok kişisel bir konu. ülkeden ziyade çiftlikler önemlidir. colombia çok iyi, ethiopia en kötüsü demek çok saçmadır. kahve yetişen her ülkede kayıtlı yüzbinlerce çiftlik vardır. bir çiftliğin içerisindeki iki farklı alanda bile (lot) birbirinden bambaşka notalara sahip kahveler yetişebilmektedir. bunun dışında çiftçinin verdiği emek, toplama işleminin nasıl yapıldığı, fermantasyon işlemi, kuru işlenmiş ya da yıkanmış olması gibi birçok değişken vardır. aldığınız kahvenin sadece ülkesinin ismini biliyorsanız çokta kaliteli bir kahve içtiğinizi söyleyemezsiniz. bu yüzden butik yerleri tavsiye ettim. fakat şark kurnazı ülkemizde çok olduğu için ve çekirdek maliyetleri çok yüksek olduğu için bunların arasında da doğruyu bulmak ve seçim yapmak hayli zor. ufak bir araştırmayla kaliteli kahve çekirdekleri satan firmalara ulaşmanız mümkün. başlıkta da paylaşanlar olmuş zaten. bundan sonra damak tadınıza göre ilerleyebilirsiniz.

    filtre kahve hazırlamak çok kolaydır bazı şeyleri doğru yaptığınız taktirde ufak tefek hatalar fincanınıza yansımaz bunları uygularsanız kesinlikle aldığınız keyif artacakdır.

    evde gerçekten güzel espresso hazırlamak gibi bir maceraya atılırsanız çok uğraşmanız ve bütçe ayırmanız gerekir. kahve demlenirkenki parametreler ve dikkat edilecek unsurlar çok fazladır. en ufak hatanız 9 bar basınçlı suyla (250 kg kadar) demlenen kahvenizi rezil etmeye yeter. yeşillendirebilirsiniz. kahveli günler.