hesabın var mı? giriş yap

  • ''hayatim suresince boyum kadar kitap yazdim ama beni sevmeyenler buna da mazeret bulup -onun zaten boyu kisaydi- diyebilirler.'' demi$ bir vakitte..

  • geçen haftalarda nilüfer ile beraber verdiği konserin yakın bir veda olduğunu sanırım herkes biliyordu. dinleyicileri ile dostları ile ailesi ile helalleşmek herkese nasip olmaz, ona oldu. nur içinde yatsın.

  • osmanli'nin koylusunun durumunu anlatan mektup. sonra cumhuriyet bin bir zorluklarla ve kentlilerin verdikleri vergilerle anadolu'ya okul yapti, hastane yapti, baraj yapti, doktor yolladi, insanlari asiladi. boylece kilo alabildiler, temiz su icebildiler, dogumda olumler azaldi, cocuk olumleri azaldi, sayilari cogaldi ve cumhuriyetten nefret edip akp'yi sectiler.

  • almanya’da yaşayan bir arkadaşıma “2.5 litre coca cola 7.5tl olmuş” dedim. “1 € ‘ya alıyorsunuz işte başka ne istiyorsun burada 2 €, ülkenin kıymetini bilin ve bu pahalılık psikolojisinden kurtulun” dedi. cevap vererek kendimi yormadım şu ramazan gününde. bu hastalığın tedavisi yok.

  • "olum t-mac 'in yeni ayakkabısı çıkmış" benzeri üçüncü kişilere bir şey ifade etmeyen cümleleri sıklıkla kurduğu gözlemlenmiştir.

  • (bkz: er ryan'ı kurtarmak) filminden hepimiz biliriz 2. dünya savaşında omaha sahilinde yaşanan olayları.
    işte ertuğrul koyu da gelibolu'nun omaha sahilidir.
    ingilizler gelibolu yarımadasını ele geçirmek için yarımadanın hem kuzeyinden hem de güneyinden çıkarma yapmaya başladılar.
    ingilizler tarafından ''v beach'' olarak adlandırılan ertuğrul koyu seddülbahir'de yani yarımadanın güneyindeki küçük bir koydur.
    25 nisan sabahı çıkarma başlayacaktı ama ingilizler burada değişik bir plan yapmışlar ve eski bir kömür gemisi olan river clyde ismindeki geminin içine asker konuşlandırmışlardı.
    ss river clyde çıkarma sonrası 1915
    bu geminin içinde asker olabileceği kimsenin aklına gelmez diye düşünülüyordu. bu şekilde türkleri kandıracaklarına inanmışlardı.
    koyun yanındaki tepede yahya çavuş ve yanındaki 63 cesur er ingilizleri bekliyorlardı.
    ss river clyde beraberindeki küçük teknelerle birlikte saat 06:30'da kıyıya yanaştı.
    river clyde kıyıya yanaşırken 25 nisan 1915
    hiçbir direniş yok gibiydi. aldatmaları işe yaramış gözüküyordu ta ki, ilk askerler inene kadar.
    gemiden askerler inmeye başladığı zaman biranda cehennemi bir ateş başladı. ingilizler kurşunların nereden geldiğini anlamadılar bile.
    ortalık askerlerin bağırmalarıyla yankılanıyordu, çıkan 5 askerden 3'ü vuruluyordu hatta bazen bir mermi 2 askeri yaralıyordu. zar zor çıkabilen ingiliz askerleri sahil şeridindeki bir metrelik kum setine saklanarak kurtulabilmişlerdi eğer o kum seti de olmasa hiçbir asker karaya çıkamayacaktı.
    v sahili çıkarması canlandırması
    yaşam ile ölümü ayıran o kum seti askerlerin tek kurtuluş şansıydı, oraya kadar gelebilenler şanslıydı.
    koyu, donanmanın 4650 top mermisi ile dövmesi ise iyice ortalığı cehenneme çevirdi.
    ertuğrul koyundaki çıkarma devam ederken ingiliz hava gözlem uçağından gelen rapora göre kıyıdan 50 metre açığına kadar suyun kandan kıpkırmızı kesildiği aktarılmıştı. ingilizlerin ertuğrul koyundaki kaybı 1000'in üzerindeydi.
    yahya çavuş ertesi güne kadar burayı yanındaki yiğitler ile birlikte savunmuş ,tekke koyundan ilerleyen ingilizlere esir düşmemek için geri çekilmişti. bu çekilmeden sonra ancak ingilizler koya çıkıp ilerleyebilmişlerdir.
    ertuğrul koyu 1915
    günümüzde ertuğrul koyu
    yahya çavuş anıtı

    buraya ne zaman gitsem gözümün önüne deniz üzerindeki o kan kırmızısı gelir.

  • tam bir sene önce fransaya tasınmıs ve asgari ucert ile calışan biri olarak, bugün itibariyle biriktirdiğim para 80 bin tl'yi geçti. gurbetçiler neden akp'ye oy veriyor daha iyi anlıyorum şu an.

  • futbol yorumcusu 3 aralık 2011 fenerbahçe ankaragücü maçından sonra şöyle yazmış.

    "...fenerbahçe’nin galibiyetine eskisi kadar yardım edemeyenler de vardı tabii. yobo’da bir düşüş var ve afrika kupası’na 1 ay kala kötü sinyaller vermeye başladı yine. everton’da her afrika kupası dönüşü formasını kaptırır, sezonu yedek kulübesinde bitirirdi. fenerbahçe’de de gabon dönüşü formasını serdar’a kaptırırsa şaşırtmayabilir..."

    http://spor.milliyet.com.tr/…11/1470847/default.htm

    afrika kupası, everton, gabon, serdar... hepsi iyi güzel de nijerya, afrika kupasına katılamadı.

  • türkçe literatürde kendine pek yer edinememiş bu kavram; koşuşturma kültürü, acele kültürü, tükenmişlik kültürü ya da toksik verimlilik olarak bilinmektedir. en kaba tabirle, kişide sürekli çalışma isteği bulunması, kişinin çalışmadığı veya bir şeyler üretmediği zamanlarda suçluluk duygusuna kapılması, dolayısıyla kendisini mutsuz ve neredeyse işe yaramaz hissetmesi olarak tanımlanmaktadır.

    sosyal medya ise bu kültürün oluşumunda ve gelişiminde doğrudan veya dolaylı olarak ciddi etkileri olan korkunç bir bataklık. çünkü çok çalışmanın en çok yüceltildiği, iş-yaşam dengesinin bozulduğu bir yaşam stilinin en çok güzellendiği yer burası. özellikle influencerlar aracılığıyla yapılan;
    -uyku güçsüzler içindir*
    -acı yoksa kazanç da yok*
    -sıkı çalışma karşılığını verir*
    -tanrıya şükür, bugün pazartesi*
    -başarılı olduğunda eğlenebilirsin*
    -yorulduğunda değil, bitirdiğinde dur* temalı süslü paylaşımlar, halihazırda insanların başkalarıyla kıyastan doğan çalışkanlık halini iyice körükleyip onların başkalaşmasına sebep olmakta, bu kişilere kendini tüketene kadar çalışmasını, elinden gelenin katbekat fazlasına zorlanmasını dayatmaktadır. son zamanlarda sosyal medya hesaplarında ne kadar meşgul oldukları, aynı anda kaç milyon şeyle uğraştıkları ile ilgili sürekli kendini gösterme çabası altında paylaşım yapan insanlar görmemizin sebebi bu. kültür, bu insanlar arasında çalışkanlık, üretkenlik ve performans gibi şeyleri ölçmek için bir standart haline gelmiş.

    koşuşturma kültürü, adından da anlaşılacağı üzere, kişinin kısa zamanda sosyal itibar görmesine, kariyer basamaklarını hızla tırmanmasına veya beklenilen terfinin yakın zamanda alacağına inanmasına sebep olan bir motivasyon kaynağı gibi gözükse de fedakarlık olduğu kadar yanılgı, motive edici olduğu kadar da sağlıksızdır. kişinin başarıya gidilen yolda yapılan hatalardan ders çıkarıp sebat etmesi yerine hedefe ulaşmak için acele edip durmaksızın ve sıkı çalışıp sürekli yeni projeler ve çözüm önerileri üretmekten yaratıcılığı tükenen ve sonucunda tükenmişlik sendromuna kapılan bir bireye dönüşmesi ise kaçınılmazdır. şöyle ki, insan belirli bir zamanda, belirli bir kalitede yapılması gereken iş miktarı ve işi üzerinde sahip olduğu seçim yapma, karar verme, sorun çözme ve sorumluluklarını yerine getirme olanağı üzerindeki kontrolünü yitirdikçe devamında stres, sonucunda da psikolojik, duygusal ve fiziksel tükenmişliğe kapılmak gelecektir.

    peki nedir bu psikolojik, duygusal ve fiziksel tükenmişlik?

    duygusal isteklerin fazlaca kendini gösterdiği ortamlarda çok fazla çalışmaktan kaynaklanan, bedensel yıpranma, çalışma arkadaşları ve hayata karşı negatif davranışlar oluşturulması gibi göstergelerin eşlik ettiği bir durumdur. bu durumu psikanalist josh cohen çalış(ma)mak: daha ciddi bir mesai kitabında; "insan bunu tüm iç kaynaklarını tükettiğinde ve buna rağmen kendisini devam etmeye zorlayan kompulsif dürtüden kurtulamadığında hisseder" şeklinde açıklar. kendini çok yorgun hissetme, fiziksel enerji düşüklüğü, yorgun uyanma, uyku bozuklukları, sık hasta olma, geçmeyen bedensel ağrılar, solunum güçlüğü, kalp çarpıntısında artış, sindirim sistemi ile ilgili sıkıntılar, yalnızlık, duygusal açıdan çöküntü, çabuk öfke ve abartılı şekilde tepki, karar vermede güçlük, sık sık kararsızlık yaşama, emin olmama, daha önce keyif alınan etkinliklerden çabuk sıkılma, konsantrasyon problemleri, kendini geri çekme, unutkanlık, dalgınlık, değişime direnme, çaresiz hissetme, keyifsizlik, tartışmalardan kaçınma, hayal kırıklığı, çökkünlük, özgüvenin düşmesi, kendini değerli görmeme, eleştirilere kapalı olma, yabancılaşma, ümitsizlik gibi belirtiler gösteren tükenmişlik sendromu günümüzde modern insanın en büyük sorunlarından biri haline gelmiştir. hatta dünya sağlık örgütü (who), 1974 yılında herbert freudenberger tarafından ilk defa tanımlanan bu sendromu 2019 yılında uluslararası hastalıklar sınıflandırmasının 11. gözden geçirmesinde listeye alarak mesleki deformasyon olarak kayıtlara geçirmiştir.

    sonuç olarak, bu kapitalist kültür, insanların sürekli üretkenliğini arayan, fakat boş zamanlarını da ele geçiren; onların iliğini, kemiğini kurutarak şahısların, şirketlerin ya da kurumların kâr kaynağı haline getirmiştir. kendi işi için 7/24 koşturanı anlarım da sabit maaşla çalışıp başkaları için insanın kendisini tüketmesi çok acı. sadece "çalıştığı, bir şeyler ürettiği" takdirde insanların kendisine saygı duyma hali de bu kültürün psikolojik açıdan ne kadar tahrip edici olduğunun korkunç bir gerçeği.

  • bu fotoğraf ile ilgili dikkat etmemiz gereken noktalardan biri de şu:

    elon'un fotoğrafında açıklama olarak "atatürk anıtkabir" yazıyor.

    "ataturk anitkabir" değil. yazıyla iletişim kurulan şu sözlükte bile i yerine ı, ı yerine i, ü yerine u harflerinin kullanımını görüyoruz.

    elbette elon musk'ın sosyal medya hesaplarını yöneten insanlar vardır ve elon bunu kendisi yazmamıştır ama kalkıp da "bizim klavyemiz ingilizce" diye bahane üretmemiş kimse.

    klavye ingilizce olsa bile ingilizce'de kullanılmayan bazı harfleri içerebiliyorlar. en olmadı yeni klavye dilleri eklenebiliyor. kullanmak isteyen için böyle seçenekler var.

    bakın artık de, da ve soru eklerini geçtim, insanlar doğru harfi bile kullanmıyorlar.