ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
muğla'ya göçüp pişman olan beyazyakalı
-
kardeşim! köye göçelim derken kast ettiğimiz yerler; merkezden uzaktaki ufak ilçeleri kast ediyoruz. sen kalkmışsın gerçekten köye gitmişsin, bir de rutubet var diyorsun :)
yani mesela şile'yi köy kabul edip oraya göçüyoruz. sen mevzuyu çok yanlış anlamışsın.
not: beykoz'a göç eden arkadaşım var :)
kadıköy moda'da gerçekleşen covid-19 partisi
-
şu kalabalık istanbul'un yoksul, getto semtlerinden birinde toplanmış olsa muhtemelen moda sahilde tepinen videodaki bu embesil kitle etmedik laf bırakmayıp, cahillikten dem vuracaktı.
görüldüğü üzere gerizekalılığın semti yok. yani aşı bulundu, ilaç halloldu virüs mü bitti? lan ne salak insanlarsınız siz.
evrenlerin arasında ne var
-
cevabı (bkz: karanlık madde) olabilecek soru. karanlık madde'nin bizim evrenimizin büyük bir kısmını oluşturduğunu biliyoruz, fakat henüz çoklu evrenler hipotez aşamasındayken net konuşmak yanıltıcı olacaktır.
yazar, türkçe yazım kurallarını bilse ya da kafasındaki soru işaretlerini daha net ifade etmeyi becerebilse, saygıyla meramını giderebilmeyi düşünürdüm.. lakin olmadı.
edit: ha bir de, kelebek etkisi misali, farklı yaptığı her davranışta ayrı bir paralel evren oluşturabileceğini sananlar var. bakın, masa, sandalye, kulaklık falan demiyor " evren " diyor. bildiğiniz 'evren' oluşturabileceğini sanıyor. lan sen kimsin ?
hayata dair iç burkan detaylar
-
aç kalınan bir günde dışarıdan sipariş verilmesi, kapıyı açınca kapıda kişinin babası yaşında birisinin yağmurdan sırılsıklam olmuş bir şekilde kat kat giyinerek gelmiş, biraz da zorla konuşarak iyi akşamlar diyerek siparişi uzatması. üzerimde yarım kollu tişört falan vardı benim de, ev sıcak. herif belli ki üşümüş, babam yaşında, bana siparişimi getiriyor. benim dışarda yağmur yağdığından bile haberim yok. oturuyorum öyle sik sik evde.
ulan dünya bazen öyle boktan bir yersin ki.
güzelavratotu
-
solanaceae familyasından atropa belledonna bitkisidir. yurdumuzda trakya ve kuzey anadolu'da nemli ormanlarda yetişen otsu bir bitkidir. folia belladonnae (belladon yaprağı) ve köklerinin taşıdığı alkaloitler midriatiktir, yani göz bebeğini büyütürler. bu bitki ile zehirlenmede göz bebeğinin büyümüş olduğu görülür. bu bitkinin güzel avrat otu diye anılmasını sebebi ise rivayete göre eski zamanlarda kadınların gözlerine bu bitkiden elde edilen alkaloitleri damlatarak gözbebeklerini büyütmeleri ve bu şekilde güzel gözlere sahip olmalarıdır.
sauron gitse yerine kim gelecek diyen orta dünyalı
-
aynı adam:
-rohan gondor koalisyonu bu ülkeyi krize sokar. sauron yiyor ama ekonomimiz de bir yandan büyüyor.
sedaş'ın önüne 5 bin ölü civciv dökülmesi
the queen's gambit
-
insan bi shaibel'i arar sorar napıyorsun der yazık sana ya
avrupalının işe ihtiyacı varsa türkiye'ye gelsin
-
avrupa'da imam hatip mezunu mu var amk nereye işe alıyosunuz. diyebilecekleri teklif.
peşinde ayı varken snowboard yapan kız
-
açık ara fake videodur zira gerçek hayatta boz ayı gören bilir hemen hemen atlarla aynı hızda koşarlar ve avını uzun süre takip ederler videoda hanım kızımız 50. saniyede kaymayı bitiriyor videoyu upload ettiğine göre aklımda deli sorular ayrıca ayı saldırısı sonrası fotoları nette aratırsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız...
telefon ile dolandırılan hukuk profesörü
-
4,5 milyon lira kazanabilecek kadar kafası çalışan, ama aynı parayı 5 dakikada kaybedebilen bir garip adam.
psikoloğa gideceğime nine west ayakkabı alırım
-
yan ofiste çalışan hafif kırık kızdan duyduğum übermensch tümce.
tam olarak ''kızım geberecem sıkıntıdan da bugün bir psikolog 200 lira. oraya gideceğime nine west ayakkabı alırım, kendimi daha iyi hissederim'' dir.
ben alt kata çay içmeye gidiyorum.
cem uzan'ın ultra lüks anısı
-
-anı- 9:25
2000-2001 yılbaşı... yani 2000.. yılının aralık ayı falan....
asdasda teknedeyim... karayiplerde... mustik adasının açıklarındayım...
işte.... eşim.. çoluğum çocuğum...
allah rahmet eylesin bizim cem şaşmaz...
eşi...
1-2 tane daha misafirim.... teknedeyiz....
adasf öğleden sonrası yılbaşından 1-2 gün önce....
işte yeni demir atmışız ..... işte orda duruyoruz falan....
aradan bi yarım saat bi saat geçti birisi bağırıyor denizden,
ceeeeeeem
ceeeeeeem, cıkk
karayiplerin ortasında....
birisi cem diye bağırıyor, bizim teknenin arkasından....
dedik kim bu huaadasd falan çıktım baktım bi baktım cem boyner.
aaa napıyon falan gel bilmem ne....
.
.
.
edit: bu videoyu 2 sene kadar önce şuan hayatta olmayan çok sevdiğim bir kardeşim atmıştı. "kanka millette ne anılar var ben cümleye maksimum 'beşiktaşta arkadaşlarla' diye başlıyabiliyorum, adam okyanusun ortasından koordinat veriyo" diye anlatıp gevrek gevrek gülerek anlatmıştı. videoyu keşfetme hikayesi de youtube'da eski golcülerin gollerini izlerken jardel'in gollerine gelmiş, jardel'den aklına cem uzan gelince oturmuş bi saat cem uzan röportajlarını izlemiş. arada bu sahneyi görünce de müzmin fakir arkadaşı ben gelmişim aklına, benimle paylaşmak istemiş :) bunları bize niye anlattın diye sorarsanız eğer; siz bu entariye her oy verdiğinizde güzel kardeşim aklıma geliyo yâd etmiş oluyorum. hepinizi seviyorum ama onu daha çok seviyodum...