hesabın var mı? giriş yap

  • ilk önce ünlü düşünür tuğçe kazaz zannettim. sonra baktım o değil. müridlerinden biri. madem bu kadar seviyorsun gel burda yaşa. bunlara neden oy kullandırılıyor onuda anlamıyorum. sen elin memleketindesin ve türkiyedeki seçimlere katılıyorsun. dahası burada yaşamadığı gibi burayıda bilmiyor. 13 yıldır neyi kısıtlamışlar diyor. müslüman olmayana dinsiz diyor. afedersin ama senin tespitini sikim.

    boş boş konuşan aklınca ayar veren gurbetçi troll.

  • "açık giyiniyormuş", tesettürlüler öldürülmedi çünkü. (bkz: kübra güngör)

    "evli adamla ilişki yaşıyormuş", evli olmayanla ilişki yaşayan öldürülmedi çünkü. (bkz: zeynep şenpınar)

    "kocası değil sevgilisiymiş", kocası tarafından öldürülen yok çünkü. (bkz: emine bulut)

    "mutaassıp bir hayatı olsa böyle mi olurdu", mutaassıplar öldürülmedi çünkü. (bkz: konca kuriş)

    kadınlar, sadece kadın oldukları için, hangi yaşta, giyimde, inançta, yaşayışta olurlarsa olsunlar erkekler tarafından öldürülüyorlar! bırakın artık katil aklamayı, bırakın kurbanı suçlamayı. babası, abisi, amcası, dayısı tarafından öldürülüyor kadınlar ya, onları da mı kendileri seçiyorlar? neresinden tutsanız elimizde kalıyor bu kof, dayanaksız, aptalca bahaneleriniz!

    meşru müdafaa hariç kimsenin kimseyi öldürmeye hakkı yok. bu kadar basit bir cümleyi nasıl söyleyemiyor, nasıl takla atıyor, ucuna nasıl "ama..."lar takıyorsunuz ya? yok kardeşim, yok, düpedüz yok!

    ekleme: şu "ama biz sizin iyiliğinizi istiyoruz, ondan tavsiye veriyoruz" yalancıları var ya, en az bu kadınları öldürenler kadar iğreniyorum sizden. rezilsiniz. (bkz: #110488317)

  • oğlum beni iyi dinleyin lan . şeker çuvalından annemin bana şort yapıp giydirdiği zamanlar ( çok sağlam oluyordu ve tekstil bu kadar gelişmemişti ) . her yaramazlık yaptığım zaman annem bana baban eve gelsin sana gösterteceğim derdi . bir çocuk için babası eve geldiği zaman yüzünde tebessüm belirmesi gerekirken ben nasıl bir dayak yiyeceğimin hesabını yapardım ve babamın eve gelme saati biraz daha yaklaştıkça korkularım daha çok artardı . her nekadar babamın beni dövdüğünü hatırlamasam da çok zor gelirdi lan o süreç .

    geçenlerde annemle konuşuyorum dedim ki neden anne sen beni dövmedinde babamın mesai bitimine kadar beni korkuyla yaşattın . hiç olmazsa döverdin dayağımı yer otururdum .

    çok yaramazdın oğlum napayım dedi .

    babam bir kere anneme demedi ki ben kapıda beni özleyen çocuğumla karşılaşmak istiyorum korku dolu gözlerle bekleyen değil diye .

    bunu bir yere not edin ve çocuğunuza karşı böyle bir söylem kullanmayın rica ediyorum .

  • 2005 ağustosun son haftası.

    2 ay önce eşimle ailelerimizin redlerine rağmen hepsini karşımıza alıp 2 arkadaşımızı şahit yapıp evlenmişiz. yeni mezunuz ve işe başlayalı sadece 10 ay olmuş. yani eşim ve benim maaş toplamımız kuş, evlendikten sonra karşımıza çıkan kira, fatura, mutfak, beyaz eşya taksiti, koltuk taksiti vs. gibi giderler ise dev kadar. iş yeri küçükyalı'da kiralık evimiz çengelköy'de. şirketten erken maaş istemişim ancak muhasebe departmanından yeni mezun çömeze cevap yazmaya bile tenezzül edilmemiş. cebimde kalan para sadece iş yerinden gebze harem minibüsüyle hareme gidecek kadar. ayağımda tabanı artık yırtılmış ancak üstten bu yırtığı görünmeyen, yürüdükçe yoldaki tozları içine dolduran bir ayakkabı.

    harem'de indim. çengelköy'e yürüyorum. 15 dakikada bir eşim arıyor. her defasında sözler veriyoruz birbirimize hiç kimseye muhtaç olmadan ayakta kalacağız diye. yaklaşık 1,5 saat sonra ayakkabımın içi toz toprak dolu varıyorum evime. sarılıyoruz eşimle. yine sözler veriyoruz birbirimize.

    maaşa daha 1 hafta var. bir hafta boyunca evde tek yemek makarna. 1 haftalık süre içinde kozyatağı'nda çalışan üst komşumuzdan rica minnet beni de en azından kozyatağı'na bırakmasını istiyorum çünkü işe gidecek param yok. her gün sabah akşam aynı ayakkabılarla kozyatağı'ndan küçükyalı'ya yürümeye devam.

    çaresizlik...

    şu an 32 yaşındayım. ev, araba gibi istanbul'un temel ihtiyaçlarının hepsine sahip olduk. borcumuz harcımız da kalmadı. 2 tane dünya tatlısı çocuğumuz var. artık tüm yatırımımız onların üstüne. daha özgür bireyler yetiştirmeye çalışıyoruz. onları dinlemeye ve anlamaya çalışıyoruz.

    sözlerimizi tuttuk, mutluyuz. o ayakkabıları hala saklarım...

  • insanın kendini berbat hissetmesi, mutlu olup olmadığına önem verecek kadar boş zamanı olmasından ileri gelir, sözüyle -tespitiyle- haftalardır kendimi berbat sefil sıkıntılı hissettiğimin nedenini özetlemiştir.

  • kitap okumaya dalıp 1 saattir beklenen ucagi kacirmak !

    bunun uzerine henuz daha evla bir salaklik duymadim.

    not: tam bir entry-nick uyumu vakasi

  • hakkında kitap mı yazsam, e-kitap yazıp satışa mı çıkarsam bilemediğim, ama şu ekonomik krizde en azından işin püf noktalarının bir kaçını paylaşarak iş bulmakta zorlanan insanlara ucundan fayda sağlamak istediğim sistem. (bkz: #88450567)

    google adsense'den çokça para kazanabilirsiniz. ne kadar çok? çok fazla, aylık 100.000 tl bile kazanabilirsiniz, vergi dairesi peşinize takılıyor ama kazandıktan sonra sorun değil değil mi?

    aşağıdaki kanallar vasıtasıyla size çokça para kazandırır adsense :

    - websiteleri ( benim kazandığım versiyon )
    - akıllı telefon uygulamaları
    - youtube

    mantık aynı, websitenize, uygulamanıza, youtube videolarınıza mümkün olduğu kadar çok ziyaretçi çekmeniz. ne kadar yüksek ziyaretçi sayısı o kadar çok reklam tıklaması, o kadar yüksek kazanç. basitçe böyle. detayları ve püf noktaları ilerleyen zamanlarda müsait oldukça bu başlık altına ekleyeceğim.

  • bizim hastalığımız bu işte!!

    hiç yaşamadığımız durumlar için yargıyı dağıtmak/eleştirmek/hüküm vermek!!!

  • amk zitvatorok antlaşması gibi adam bundan sonra sen benim değil, sadrazamım suarez'in dengisin dedi resmen ya la.

    gelen mesajlar üzerine edit: avusturya-macaristan imparatoru ile osmanlı sadrazamının denk tutulduğu antlaşma, 1533 tarihli istanbul antlaşması'ymış, zitvatorok antlaşması ile bu durum ortadan kaldırılmış, lise tarih bilgisi ile bu kadar oluyor işte. özel mesaj ile durumu ileten arkadaşlara teşekkürler.

  • polis her zamanki gibi masum'un ölümünü izleyip katil'in linçten kurtarılmasını sağlamıştır.