ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çalışma bakanının hiç çalışmamış olması
-
aile ve çalışma bakanı olan zehra zümrüt selçuk'un kariyerine baktığımızda, türkiyedeki çalışan sayısının en çok olduğu hiçbir sektörde çalışmış olmadığını görebiliriz...
değerli kariyerinde islam işbirliği teşkilatı'nda araştırma görevlisi, kadın ve demoktasi derneği 'nde ankara temsilciliği,satrançla büyüyorum derneği yönetim kurulu üyeliği gibi görevleri olmuş.
hal böyle iken sağlık çalışanlarının sorunlarını anlaması imkansız ve kaldı ki tutmuş vazife malullüğü gibi konulardan bahsedebiliyor...
endüstrinin yetiştirdiği binler hatta milyonlar olan bir ülkede bu hali ile çalışma bakanı olma sıfatını elde edebilmesi başlı başına bir liyakat skandalıdır...
edit. imla...
gezi olaylarından dolayı oyumu akp'ye vereceğim
ben ayrılmak istiyorum diyen sevgiliye cevaplar
-
yaklaşık 10 yıl önce bir ilişkimde cevap olarak sadece bakmıştım.
tunalı'daydı iş yeri. haftada bir kaç kez, onun öğle arasında onu görmeye giderdim. maksat beraber vakit geçirmek. bir gün yine gitmeyi planlarken beni aradı ve cılız bir ses tonuyla canım öğlen yanıma gel dedi. canım?? aşkım bir anda canım olunca anladım bir terslik olduğunu. atladım motora kuğulupark'a gittim o da geldi ama yemek yemek istemiyordu. bi kahve içelim yeter deyince dedim ayrılık geliyor hadi bakalım*
oturduk kahveleri söyledik ve bakıyorum ona ne zaman anlatacak diye. o ise başka şeylerden bahsediyor gereksiz bir ürkeklikle. tuğçe ne oldu anlat dedim, yüzü asıldı. bir sorun mu var diyorum kafasını önüne eğiyor. baktım böyle olmayacak, ayrılmak mı istiyorsun dedim ve dememle başını kaldırıp bana bakması, gözlerinin dolması bir oldu ve o sihirli sözcük çıktı ağızdan "gökhan ayrılmak istiyorum".
hiçbir şey demedim. baktım öylece. 1.5 yıldır süren ve ortada ciddi sayılacak bir sorun yokken ne diyebilirdim ki? hem de güzel geçen bir akşamın sabahında.
baktım yüzüne sadece. neden sustun dedi, baktım. bir şey söyle dedi, baktım. kabul ediyor musun dedi, baktım... en son ben gidiyorum o zaman dedi yine baktım ve güldüm. kalktı ve gitti. arkasından hesabı ödeyip hızlıca peşine takıldım. iş yerine girene kadar yolun başından izledim. baktım öylece. ve o son görüş, son bakıştı.
bazen susmak en güzel cevaptır ve gitmek isteyene engel olmaya çalışmak ahmaklıktır.
edit: bir çok mesaj gelmiş. toplu cevap vereyim.
+ bir daha haber almadım, merak etmedim. benden gitmeye karar veren bir insanı merak etmem bir işe yaramaz.
+ sustum çünkü gitmek isteyene ne söylesek bir şey değişmez. sadece gidişini bir süre erteleriz. gitmek isteyen eninde sonunda gider.
+ o da bir daha çıkmadı karşıma. çünkü beni iyi tanıyordu ve o kararının ardından beni tamamen kaybettiğini çok çok iyi biliyordu.
üst soy bilgisinde rastlanan tuhaf isimler
-
köroğlu. bildiğin ismi köroğlu. lan galiba bir halk kahramanının torunuyum.
5 yılda 270 makale yazan akademisyen
-
felixis'in biraz daha kurcalamasi halinde bir kac saate kalmaz ilkokul diplomasini yirtar kendisi. güleyim mi aglayayim mi sasirdim valla.
hayata dair iç burkan detaylar
-
bir teyzenin hasta kocasının canının muz çekmesidir.
az önce annemle birlikte markete gittim. hasta olduğum için yiyebileceğim bazı şeyler vardı onları aldım. kasada bir teyze kasiyer kızla konuşuyordu. "hasta da, canı çekti çok" diyordu.
kasiyer kız da "teyzecim o zaman tuvalet kağıdını bırak, ya da muzu bırak" diyordu.
1 tane muz ve tuvalet kağıdı almış.
1 muz ve tuvalet kağıdı.
elinde 25 kuruş kalmış.
beğenmeyip de yemediğimiz o muzlar var ya. onlardan 1 tane sadece. kocası hastaymış ve canı çekmiş...
alamayacaktı muzunu. ya da tuvalet kağıdını.
ama alabildi. çünkü onun duasını almak bana nasip oldu.
belki senin duan da bana şifa verir teyze? otomatik kapıdan korktun ya teyze, geçemedin ya oradan...
ben eve gelince ağladım biliyor musun?
evden 2 tane tasoyla çıkıp bir cep tasoyla dönmek
-
tam tersini yaşamış biri olarak imrendiğim şeydir. bir gün taso oynuyoruz neyse bi arkadaş geldi "ben de oynicam ama tasom yok bana satar mısın?" dedi. benim cepler de dolu. tasodan para kazanacam falan. sonra çocuk: "ama yanımda para yok annemden alınca veririm" dedi. kabul edip 4 tanesi 250 bin liraya anlaştık. neyse oynuyoruz bu çocuk 4 tane tasoyla benim elimdekilerin hepsini tabiri caizse üttü. anasının dini demeyin gerçekten öyle oldu. sonra "hani ben senden 4 tane borç almıştım al onları veriyorum" dedi. bir daha oynadık o 4 taneyi de üttü. kaldık öyle s.k gibi ortalıkta. böyle bir talihsizlik yaşamışımdır hiç unutmam.
demet akalın'ın evine hırsız girmesi
-
sarkisi hazirdir..
girdinde ne oldu evime...
cok umrumda mi soyle...
sen kendin hata yaptin..
duseceksin pesime..
ben aşkı senin gibi satmadım
aldigin paralar gozune dursun,
yaptigim sarkilar kafanda paralansin..
sen kaybettin..
soyle.. pisman oldun mu?
- la benim sarki daha guzel oldu amina koye...
43 saniyede ateizmin çöküşü
-
adam torbayi 3 milyar yil sallamayi unuttugu icin bilimsel olarak dikkate alinmayacak bir deneydir.
ancak zenginlerin alabildiği şeyler
-
lüks kuruyemiş.
param yok diye sürekli ertelediğim bir şey varsa o da kuruyemiştir. doyasıya badem, ölümüne antep fıstığı, fındık, ceviz yemek istiyorum. her sabah müslinin içine doldurmak istiyorum ama çok pahalı namıssızlar.