hesabın var mı? giriş yap

  • çirkefliği bir tarafa bence kıskanç bir kadındır.

    mutlu çiftleri görünce bazıları kuduruyor işte böyle.

    gençlere bakma, nevrin dönmesin çığırtkan kadın…

    bir söz vardı neydi o? hah buldum… kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa en ahlaksız da en namussuz da odur diye. çok doğru bak bu söz…

  • intihal olayının nasıl yapıldığı ve kriterleri bellidir. 40tan fazla kritere göre incelenip elif şafak'ın yaptığı işin başka bir romandan esinlenme değil, çalma çırpma işi olduğu hukuk önünde tescillenmiştir.

    yok ticari itibar, yok edebiyat öyle bir şey değil, yok elif şafak'ı dışarıda görseniz çok seversiniz vs vs. bir de utanmadan oraya davanın içeriğinden bağımsız yazmışsınız. yemin ediyorum alayınızın yerine ben utandım. siz bir daha açıklama falan yapmayın, hatta bir şeyler yazmayın. intihal yapmış bir kadını desteklerken saçma sapan ifadelerle kendinizi küçük düşüyorsunuz.

  • yukarıda bir arkadaş ismail milli takım alt yaş kategorisinde hiç forma giymemiş, skaldal yazmış. ben size bir örnek vereyim. fenerbahçe'nin göztepe'ye kiraladığı (bkz: emir ortakaya) bu sene göztepe'nin tüm maçlarına çıktı ve şuan taraftarın en çok sevdiği oyunculardan. bugün tr u19 maçında yedek oturtuldu. hayatında hiç profesyonel maça çıkmayan ts'li ali şahin yılmaz ise ilk 11'deydi. çünkü u19 hocası eski ts altyapı hocası. milli takımların genç kategorileri böyle pislik, kokuşmuşluk ve rezilliklerle dolu. ne bekliyosunuz?

  • bir elmas örneği ile açıklamak gerekirse;

    kömürle kaplıyken çok da değerli gibi görünmez. hoyratça kullanılabilir ya da fırlatılabilir. sıradandır, elinize ilk aldığınız an samimi olabilirsiniz çünkü gündelik bir değeri vardır ve kendiniz olabilirsiniz. sizi beğenmesini, istemesini ya da sizde kalmasını arzulamazsınız. oysa işlenip, düzgün kesim yapıldığında elmasa dönüşür. o zaman elinize aldığınızda sizin için çok değerlidir. çok dikkatli tutarsınız hatta çoğunlukla uzaktan bakıp seyredersiniz. sizin olmasını istersiniz, sırf size yakışsın diye en güzel tavrınızı takınır, en güzel makyajınızı yapar ve en güzel kıyafetlerinizi giyersiniz. o size alışıncaya kadar, sizi kabulleninceye kadar kendiniz gibi davranamazsınız. kasılır ve en iyiyi oynamaya çalışırsınız.
    gerçekten hoşlanılan kişiyi bulduğunuzda da binlerce kömür arasından elması bulmuş gibi olur, uzaktan izlemeyi tercih edersiniz. çünkü öyle değerlidir ki asla sizin olamayacakmış gibi gelir. asla sizi görmeyecek, sizin ona baktığınız gibi bakmayacakmış gibi gelir. o an kendinizi basit bir çakıl taşı gibi hissedersiniz. elmasın kendi parlaklığından asla göremeyeceği kadar sönük. ya da elması ellemekten korkan bir çulsuz gibi... oysa sadece bir elmastır. sadece iyi kesim yapıldığı için değerlidir. yerin altından çıkarılmış bir kömür parçası.
    sözün özü; kaybetmeyi göze alamayacak bir korkaklık, hiç elde edemeyecekmiş gibi umutsuzluk, kendini beğendiremeyecekmiş gibi güvensizliktir.

  • karacaahmet mezarlığındaki mutad devriyelerimden biri sırasında rastladığım bir şehit mezarı üstünden yaptığım araştırmayla haberdar olduğum kazanın aktörü olan p-325 borda numaralı kartal sınıfı hücumbot..

    24 eylül 1985 salı günü, sisli bir havada karadeniz'den boğaza girip geçişini tamamladıktan sonra kınalıada yakınlarında takip ettiği rotayı terkeden ve ters yöne doğru, doğrudan üzerine ilerleyen sovyet askeri eğitim gemisi "xacah"*ı muhtelif şekillerde uyarmasına rağmen hız kesmeyen geminin çarpmasıyla ortadan ikiye ayrılarak batmıştır..

    kartal sınıfı hücumbotlar hafif gövdeli, hızlı ve düşük profilli olduğu için farkedilmesi zor gemiler.. kocaman bir geminin onu kolaylıkla ikiye bölmesine şaşmamalı..

    gemi ikiye ayrıldıktan sonra basınçlı kapıları kapalı olan kamaralara sığınan denizcilerimiz dalgıçların yardımıyla kurtarılabilmiş, ancak çarpmanın etkisiyle yaralı olarak denize düşen denizcilerden 5ine maalesef sisli hava sebebiyle uzun süre ulaşılamamış..

    tor.asb.bçvş. ibrahim çelikbaş, (defin yeri: ....)
    tls.asb.kd.üçvş. ilhan kayacık, (defin yeri: ....)
    rad.asb.üçvş. cevat doğangüneş, (defin yeri: istanbul - karacaahmet mezarlığı)
    top.asb.üçvş. celil alan (defin yeri çanakkale)
    sey.asb.çvş. erol karakoç (defin yeri: istanbul - karacaahmet mezarlığı) ayrıca (bkz: #36875740)

    fi tarihinde yaptığım o ilk araştırmalarda okuduğum dava dosyalarına şimdi erişemedim.. belki kaldırılmıştır ya da bu sefer bulmayı beceremedim bilemiyorum ama özetle şu minvalde gitmiş tartışmalar:

    sovyet gemisi çarpışmanın ardından ahırkapıya çekilip alıkonuluyor.. mahkeme diplomasinin karmakarışık ağları arasında bir tiyatroya dönüyor ve sonunda bir yabancı devlete ait savaş gemisine yönelik kararı türk mahkemelerinin veremeyeceği kararına varılıp "xacah" salıveriliyor..

    gerçi çarpışmanın gerçekleşmesi bakımından tamamen kabahatli olan bu gemi ve mürettebatı, çarpışmanın akabinde hemen sos verip bizzat kurtarma çalışmalarına başlamış.. bizim kurtarma gemileri ulaşmadan önce ikiye ayrılan geminin şaha kalkıp su üstüne çıkan bir bölümünü askıya almışlar.. sovyet dalgıçlar pek çok askeri kurtarmış.. bir art niyet görünmüyor olanlarda ama yine de hiçbir yaptırım olmaksızın olayın örtbas edilmesi onurlu bir devlete yakışmıyor..

    gerçi ilk değildi, son da olmadı tcg meltem.. daha sonraları meşhur muavenet muhribini göz göre göre roketle vurdu amerikalılar..

    (bkz: tcg muavenet)

    bu güne kadar bizler için şehit olan yiğitlere devlet olarak hiçbir zaman layık olamadık gibi geliyor bana.. bu ve benzeri ayıplarımızı örtmek için algıda ve vicdanda çok köklü değişimler gerek.. hamasetten uzak adam akıllı vatanseverliği yüceltmemiz lazım..

    laf çok.. tumturaklı nutuklar gırla.. hamaset edebiyatı çok satıyor bu topraklarda, iyi iş yapıyor.. ama vatanseverlikte hep sınıfta kalıyoruz..

    neyse uzattım galiba biraz, mazur görün..

    -----
    fotoğraflar
    tcg meltem güzel günlerinde denizde
    tcg meltem kurtarma (fotoğraf kuvvetle muhtemel xacah'daki mürettebat tarafından çekilmiş, yaklaşmakta olan a-589 borda numaralı gemi tcg ışın)
    kurtarma çalışması
    meş'um heyüla, sovyet okul gemisi xacah

    -----
    dibine not: smolnyy sınıfı bir eğitim gemisi olan 244 borda numaralı xacah 1999'da hizmetten çıkarılıp hurdaya ayrılmış..

    -----
    tcg meltem'in hatırası, aynı isimli kız kardeşinin adıyla, 2004 yılında hizmete giren p-334 borda numaralı tcg meltemle yaşamakta..

  • emre kongar'ın bu gün yorum farkı programında ismini vermediği bir üniversite öğretim üyesinin yaptığı tespit. bu öğretim üyesine göre istanbul'da 12 milyon kişi yaşıyormuş. bunların yaklaşık 6 milyonu kadın olsa yaklaşık 3 milyonu 18 - 40 yaş arası çoğunluğu oluşturmaktaymış. bunların yarısı türbanlı olsa türbansız olan 1.5 milyon kadın bulunuyormuş. şimdi polis kayıtlarına göre istanbulda 750 bin vesikalı hayat kadını bulunuyormuş. buna göre her başı açık iki kadından birisi hayat kadını oluyormuş.

    tabii bu öğretim üyesinin adı yakında açığa çıkacaktır. ismi açığa çıkınca kendisine birkaç sorum olacak

    - benim ailemde eşim dahil başı açık en az 10 - 12 yakın akrabam olan hanım var. acaba bunlardan hangileri hayat kadınıdır?

    - kendi ailesinde başı açık kaç kadın vardır? bunların kaçı hayat kadınıdır?

    - hayat kadınları hep başı açık kadınlardan mı çıkar?

    artık üniversitelere bile sokulmaya çalışılan bu zihniyetin daha neler yumurtlayacağını merakla beklemekteyiz..

  • bunların bundan sonraki hayatlarında toplumdan tamamen dışlanması, “sosyal ölüm” yaşaması gerekiyor. kimse ciddiye almayacak, kimse iş vermeyecek, gören sırtını dönecek, iki kelam sohbet edecek adam bulamaz hale gelecek. başka türlü iflah olmazlar.

  • ceplerinde çok fazla paralarının olmamasıdır.
    özellikle anneleri için yapmak istedikleri çok şey vardır, ama yapamazlar.

    gökyüzünün mavisinden çok, eskimiş ayakkabılarına bakarlar.

  • tüm mükemmel özelliklerinin yanında bencil olmamasıyla da gönlümde apayrı bir yeri olan grup.

    bugün efsane diye andığımız the beatles, pink floyd vs. gibi pek çok grup kendi aralarındaki tartışmalar yüzünden birer efsane olan gruplarını dagıtarak dinleyicilerini bu bütünlükten mahrum etmişlerdir.

    peki queen'in arasında hiç mi anlaşmazlık yoktu? hem de nasıl. o sessiz sedasız john deacon bile bazen birbirlerine kesinlikle tahammül edemediklerini, birbirlerinin sinirini bozduklarını söylüyor. hepsi de defalarca stüdyoyu terk edip sakinleşince yeniden bir araya geliyorlar.

    bir keresinde roger taylor, brian may'in gözüne saç spreyi sıkıyor ve brain may çok sinirleniyor. ikili tam birbirine girmek üzereyken freddie mercury en sinirli halinin palyaçovari bir taklidiyle aralarına atlıyor ve onları sakinleştirene kadar şaklabanlık yapıyor.

    yine başka bir gün roger taylor, freddie'ye öyle sinirleniyor ki davul setini toptan sahneye doğru fırlatıyor ve freddie'yi kılpayı ıskalıyor.

    brian may'in freddie'ye sinirlendiği ve stüdyoyu terk ettiği bir olaydan sonra freddie ertesi gün elinde bir hediye ile brian'a geliyor. sabaha kadar uğraşıp brian'ın sololarından bir mix yapıyor ve onu brian may'e verirken " o mükemmel şeyleri bir de benim duyduğum gibi duymanı istedim " diyor.

    bunların yanında şarkı seçimleri ve telif gibi konularda da anlaşmazlıklar yaşanıyor. mesela bohemian rhapsody single'ı milyonlarca kopya satıyor ve single'ın b yüzündeki i'm in love with my car'ı yazan roger taylor, freddie ile aynı telifi alıyor. bunun kavgası da uzun süre yaşanmasına rağmen sonunda bir uzlaşmaya varılıyor.

    şarkı seçimleri konusunda çoğunlukla farklı fikirlere sahip olsalar da herkes birbirine saygı duyuyor. roger taylor hepsinin tarzının aslında farklı olduğunu söylüyor ve şöyle diyor: " ben progressive seviyorum, brian heavy metal, john punk, freddie ise tüm tuhaf şeyleri. "

    john deacon, another one bites the dust ile çıkıp geldiğinde brian may elektro gitarın yan enstrüman olarak kullanılması fikrine alışamadığını söylüyor. ama sonuçta bu onun olduğu kadar john'un da grubu ve arkadaşı sert bas saundunu koruyarak bir şey yapmak istiyor ve buna saygı duyuyor.

    freddie mercury gruptaki iki kişinin bile birbirine benzemediğini, konserlerden sonra kapıda ayrı yönlere gidecek olan 4 limuzin beklediğini, müziği paylaşmak dışında herkesin kendi hayatını yaşadığını söylüyor.

    her ne kadar uyuşamasalar da egolarına yenilmediler ve hep bir arada kaldılar. beatles ve pink floyd gibi kariyerlerinin zirvesinde dağılmadılar. mesela roger waters'ın devasa egosu yıllarca fanları hepsini bir arada dinlemekten mahrum bıraktı.

    queen iç çatışmalar yüzünden 1 yıl bir araya gelmedi ama grubu dağıtmadı da. ancak live aid konserinde yeniden bir araya geldiler ve ordan aldıkları müthiş enerji ve gazla yeniden stüdyoya girdiler. freddie mercury hastalık onu tüketene kadar şarkı söylemeye devam etti.

    işte queen her şeyin yanında böyle mükemmel bir gruptur. müziğe olan tutkuları, farklı kişi ve düşüncelere saygıları ile benim için her daim 1 numara olacaktır.

  • bu durumu cinayet olarak gören hadsiz köpeklerin down sendromlu çocuk sahibi olmaları en büyük dileğimdir. böylece arz-talep ilişkisi çok daha verimli şekilde kurulmuş olur.

    size ultrasonda desinlerki; "ensesinde kalınlık var, down şüphesi var, emin olmak isterseniz şu şu testleri yaptırabilirsiniz."

    siz de başkasının işine karışmamayı öğrendiğiniz gün olarak o anı kayıt edersiniz sevgili hadsiz köpekler.

    kime neyi ispatlıyorsunuz anlamıyorum ki..

    insanları yargılarken iki kere de düşünmeyin, siz zaten mümkünse hiç düşünmeyin, "yargılamak benim ne haddime" diyerek oturun oturduğunuz yerde..

    debe edit: debedit