ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
binali yıldırım'ın tv düellosunu kabul etmesi
-
izni koparmış demek düşük profilli ex başbakan.
15 temmuz gazisinin kurnazlığı
-
erdoğan'ın öptüğü, sedat peker'in araba hediye ettiği 15 temmuz gazisi ahmet onay'ın, o gece ayağının çizildiği, kan tuttuğu için fenalaştığı anlaşıldı.
bir yakınının olayın gerçeklerini ifşalaması
vay arkadaş memlekette herkes nitelikli dolandırıcı olmuş.sosyal medya olmasa hakikaten hiçbir şeyden haberimiz olmayacak.rezil bir düzen gerçekten...
edit : videonun gerçek olup olmamasından çok şahısa tanınan ayrıcalıklar evler,arabalar,özel kalemlik bile başlı başına yandaşlık,liyakatsizlik kokuyor.adamın önüne cenneti sermişler daha ne olsun!bu duygu sömürüsünü falan geçmiş artık hastalıklı bir adam kayırma olmuş...ulan gaziysen bile sosyal yardım alıyorsun,gereken yerlerde zaten ömür boyu ailene yeterli ayrımcılık tanınıyor bu kadar ihtişam merakı da bokunu çıkarmaktır...ama asıl suçlunun kim olduğunu herkes biliyor yine bize kahrolmak düşüyor.
isveç norveç gibi ülkeler varken türkiye'de doğmak
-
bir benzeri için;
91 yıllık cumhuriyet tarihinde dahili bedhahların olduğu döneme denk gelmek.
11 eylül 2014 galatasaray töreni
-
galatasaraylıların kek kalıbına girdikleri tören. içi dolu fıçıcık olmuş koskoca camia.
sitede oturan basketbol seven kıvırcık ergen irisi
-
sırt çantası ve bilgisayar kulaklığıyla dolaşmaktan zevk alır. hafta sonu yüzme kursuna gider.
ismi su olan kıza akrostiş şiir yazmak
sinan çetin ve rüzgar çetin'in tahliye pozu
-
bilmesek bunların bir yakınına sarhoş bi şoför çarpti da öldürdu sanacagımız poz.
yaran gif'ler
-
şunu yaşamayan varsa hayatta hiçbi bankayla, kuyrukla işi olmamış demektir:
https://www.dailydot.com/…/uploads/6e5/0d/lines.gif
edit: caps kurbaa olmuştu, düzelttim.
caner eler
-
öncelikle yazıdan bir bölüm:
"kahve tiryakisi de olmuştum. en sevdiğim şeylerden biri evde kahve yapmaktı. ama onu taşıyamıyordum. daha doğrusu ayakları swing dans hareketleriyle yönlendirip salona geçiyordum. ya da benim için taşıyanlar oluyordu."
eurosport'ta staj yaptığım dönemdi. kafayı kaldırıp etrafa bakındı. her zamanki gibi gözüm üzerindeydi. "hey stajyer!" dedi, "senden bir şey rica edebilir miyim?"
caner eler, yani benim spor spikerliğine başlama sebebim, bisiklet tutkumun ses bulmuş hali, idolüm, benden bir şey rica ediyordu; bense ricasını zaten emir telakki etmeye dünden hazırdım.
"buyur abi, tabii ki" dedim.
"köşedeki starbucks'tan kahve alabilir misin bana?" diye sordu.
ben hala benden bir şey istediği için şaşkın bir mutluluk içinde ona bakarken açıklamaya yapmaya girişti:
"ben alırım aslında da, taşıyamıyorum.."
nasıl üzüldüğümü ama onun için bir şeyler yapma şansına eriştiğim için de nasıl sevindiğimi anlatamam. yazıdaki mavi kısımla yazılan kelimelerin altına saklanan yüzlerce insandan biri olmanın mutluluğu vardı içimde.
ah be caner abi.. ağladığım yazının sahibi..