hesabın var mı? giriş yap

  • "davalar devam ederken, mahkemeye bilgi belge göndermeyerek süreci uzatanlar, hukuk süreci tamamlanmadan saraçoğlu’nda inşai çalışmaları başlattılar. bu çalışmalar saraçoğlu mahallesi’ne telafisi mümkün olmayan zararlar verecek. kamusal nefes alanımız olan saraçoğlu’nu rant uğruna tarumar etmeleri an meselesi. iş makineleri ve kepçelerle saraçoğlu mahallesi’ne girmek, züccaciye dükkanına girmiş fil durumudur. ankara 1 nolu kültür varlıklarını koruma bölge kurulu’nu göreve davet ediyoruz. saraçoğlu gözbebeğimizdir. koruma kurulu kentin doğal, kültürel varlıklarını ve kamu yararını gözeterek inşai çalışmaları durdurmalıdır.

    covid fırsatçılığı yaparak, saraçoğlu’nda ağaç katliamı yapanların, tarihi mahalleyi otopark olarak kullanan ve tarihi mahalleyi katletmek için restorasyon işini skandallarla anılan firmaya verenlerin rant ve talan ısrarı devam ediyor. mimarlar odası ankara şubesi olarak mücadeleyi hiç bırakmadık ve bırakmayacağız. saraçoğlu ankara’nın göz bebeğidir. açtığımız dava sonucu daha önce de saraçoğlu mahallesi’ne 'dönüşüm' adı altında otopark yapılmasını içeren koruma amaçlı imar planı iptal ettirmiştik. yeniden plan yaptılar, buna da dava açtık."

    tezcan karakuş candan
    https://sol.org.tr/…racoglunda-insaat-basladi-15462

  • ilkokula başlar başlamaz beni sınıf başkanı yapmışlardı. bir sınıf başkanından ne beklenir, sınıf başkanı neler yapabilir onu bile doğru dürüst bilmiyordum. görev verilince kabul ettim. 60 kişilik sınıf. uğultu halinde. 60 kişinin arasından barış adındaki en kavgacı gürültücü çocuğu seçtim. patient zero odur, onu susturursam herkesi ikna ederim diye düşünmüştüm. gittim çocukla konuştum "lütfen gürültü yapma" dedim. bu da "ahahha" diye kahkaha attı, elinde tuttuğu geyik butundan bir parça ısırıp şarap içmeye devam etti. uğultu aynen devam etti. gürültüyü bastıramadım. öğretmen gelince de "örtmenim sedat hiç sınıf başkanlığı yapamıyor" diye şikayet edip daha ilk günden görevden aldırmışlardı beni. benim yerime hakan diye bir çocuk sınıf başkanlığına geldi, ağzına sıçmıştı herkesin, kök söktürmüştü. herkes mutluydu.

  • başlık: berberde yaşadığım ibretlik olayy

    berber nihat abi saçlarımı kesti, son olarak da ensemi toparlayacaktı. başını öne eğ dedi, ben de 'ben türküm, kimseye baş eğmem' dedim. o anda radyodaki şarkı yerini istiklal marşına bıraktı. marş bitince nihat abi, ben de dahil oradaki 4 kişinin saçını asker traşı yaptı ve sonra inzibat geldi, bizi gönüllü olarak askere aldılar..

    özet: akılalmaz bir olay..

  • aşık olduğunuzda da hipotalamus tarafından üretimi artırılan hormon.

    edit: bir yazar haklı olarak konuya şüpheyle yaklaştı ve benden kaynak istedi. ben bir popüler bilim dergisinde biraz önce okuduğum linki paylaşıyorum. bu konu hakkında daha detaylı ve kesin bilgiye sahip olanlar beni uyarsın lütfen ki yanlış bilgilendirmede bulunmayayım.

    https://www.sciencefocus.com/…-when-i-fall-in-love/