ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sarhoş olmayı sevmek
-
içki içmeyenlerin ya da arada bir öylesine accık içenlerin anlayamadığı his.
bir süre sonra her şeyin daha güzel olacağını bilirsin. hafif karıncalanmaya başlar beynin. muhabbet keyifli bi hal alır. şarkıların hiç duyulmayan melodileri kulağına gelmeye başlar. ömer hayyam'ın bahşettiği rubailer kutsal cümlelerin olur. ayıkken sevmediğin insanlar bile aslında iyi insanlara evrilir. sabah pişman olacağını bile bile yazarsın geçmişe doğru mesajları. hatta boşver muhabbeti kal tek başına. sadece yazı, müzik ve sigara. gökyüzüne doğru yapılan bodoslama yolculuk. okyanusu yarıp en derinlere doğru yıldırım gibi inmek. şu anda ayık olduğuna hayıflanmak.
oysa diğer güzel insanların kafelerde sıkıcı muhabbetler yapıp ellerindeki telefonlara gömülmelerine biz hiç ses çıkarmamıştık. çünkü onlar gezmeyi seviyordu biz durmayı, durup arkalarından bakmayı. yaprak seviyorduk biz yaprak kuru yaş ayırmadan, onlar ezmeyi seviyordu neye bastıklarına bakmadan. evet, boş içki şişeleri var yanımızda ve her birinde ayrı hüzün.
7 mayıs 2017 serkan yılmaz'ın penguen açıklaması
-
vaay amk ya!!!
bizi resmen salak yerine koymuşlar lan?
allahtan serkan gibi insanlar var.
canını yerim serkan!
bir demet tiyatro'dan akılda kalanlar
-
züleyha: kızım o angutun kasedinden 5000 tane basılmış, 7500 tane iade gelmiş. korsancılar bile geri göndermiş kasetleri.
@naalakasivar https://youtu.be/mem6ocsyvoo?t=23m56s
narkoz sonrası ayılma replikleri
-
gercektir:
hemsire: x hanim, mujde, bir kiziniz oldu.
annem: aaa... ne guzel. adi ne?
gümrük limitinin 30 euro'dan 22 euro'ya çekilmesi
-
isterseniz 1 euro yapın. bütün elektronik ve gıda dışı envai çeşit alışverişimi amazon'dan yapıyorum. yapacağım. daha pahalı bile olsa!
paramın yolsuzlara, hırsızlara, araplara, ekonomi coh eyicilere, geçmediğim köprülere, adımımı atamadığım saraylara, çocuk tecavüzcülerine gitmesi kadar rahatsız etmiyor inanın. bir de diğer yönden bakalım. satıcılar yönünden: dürüst, ahlaklı, beni önemseyen adamlar dururken şark kurnazı, malının arkasında durmayan adamları neden paramla semirteyim?
dipnot: abd, gümrük vergisi sınırını geçtiğimiz yıl 200 dolardan 800 dolara yükseltmiştir. tabii orada tayyip gibi "halk adamı" bir yönetici olmadığı için normal.
edit: çok mesaj aldım. amazon'dan alınca da yine vergi alıyor devlet deniyor. evet yine vergi ödüyorsun ancak doğrudan türkiye'deki bir satıcıdan aldığınızda devletin kasasına daha çok para giriyor. ürünü satın aldığın firma ülkeye ithal ederken gümrük vergisi ödüyor, sana satarken fiyata ötv, kdv, yerine göre trt bandrol payı vs. ekliyor. tüm bunlar devlete giden kalemler oluyor. bitiyor mu? bitmiyor. türkiye'deki firma; sana yaptığı satıştan elde ettiği karın %30 civarını yine gelir vergisi olarak devlete ödüyor.
buna ek olarak hb ve n11'den yapılan her alışverişle bu kokmuş düzeni destekliyorsunuz. çünkü bu firmaların büyük çoğunluğu hükümet yandaşı. yani paralarınız size yol, su, elektrik olarak değil; daha çok hakaret, daha çok baskı, daha büyük kazık olarak geri dönüyor.
şayet amazon'dan yaptığım alışveriş; bir kuruş bile olsa bu hükümete daha az para aktaracaksa yurt dışından alışveriş yapmaya devam edeceğim. nasıl ki devlet yemiyor içmiyor ufak hesaplarla milleti daha nasıl soyarım diye düşünüyorsa ben de bu konuda ufak hesap yapıyorum. unutmayın eğer biz doğrudan yurt dışından aldığımızda bunların cebine daha fazla para giriyor olsaydı bırakın limiti düşürmeyi limiti tamamen kaldırırlardı. hatta yurt dışından alışveriş yapmamız için bizi teşvik bile ederlerdi. cari açık filan umurlarında değil.
ev kredisi borcu uğruna yıllarını ipotek etmek
-
(bkz: kaldı 106 ay)
(bkz: kafamı tek tek sikin)
edit: eveeeet 20 ay kala krediyi kapattım. başka bir şehre taşınacağım diye sattım evi. şimdi o şehirden yeni bir ev alıyorum ve evet yine krediyle.
(bkz: kaldı 60 ay)
fc barcelona
-
son 7 haftada ibb ile maçı da olmadığına göre artık rahatlıkla şampiyon diyebiliriz onlar için.
çok zeki insanın nasılsın sorusuna vereceği cevap
-
(bkz: çok zekiyim)
392 tl'yi tatlı tatlı yediler
-
yaptırdıkları pankart baklavadan daha pahalı.
1980 yılında beşiktaş'ta çekilen fotoğraf
-
o karşıda görünen yer beykoz ormanları olsun lütfen
(bkz: iki damla göz yaşı)
nadja
-
garip bir biçimde çekici bir andre breton kitabı.
kapıların açık olduğu o kişi olmadığınızdan çoğu yerinde kopuyorsunuz, fotoğraflardaki yerleri görmediğinizden vb.
ama o genel his öylesine tanıdık ki, yakalıyor.
gizemli ve çekici bir yanı olan bir kitap.. yakalamasına şaşırıyorsunuz sadece.. çünkü o genel his, tüm sözcüklerin ardındaki bir çeşit genel zaman, gerçeklik sanki tanıdık...
pek çok cümlesinde daldım gittim ama kendi yazma edimini açıklarkenki duruşu çok hoştu belki de...
"uzun soluklu bir işe girişmeye gösterdiğim eğilimim nedeniyle, hayatın, sevdiğim ve bana kendisini sunan hayatın -soluğu kesercesine yaşanan hayatın- gözünden düşeceğime fazlasıyla eminim."
yaşanan hikayenin anlatılandan tamamen farklı olduğunun ama gerçek bir şeyin yaşanmış olduğunun derin bilgisi ve yazmaya, hayatın gözünden düşeceğini bile bile yazmaya varmışsa yaşanan derin bir sızı olduğunu anlamanın yakınlığı...
güzel bir kitap diil hayır, fazlasıyla kişiye özel. ancak yine de gerçeğe öykünüyor... yakalıyor.
63 bin kişilik çamlıca camii'nin bomboş olması
-
fabrika yapılsa, 63.000 kişi iş sahibi olabilirdi. madem atıl duruyor, sokakta kalanlara açsınlar camiyi, boşuna sıcak ve ışıklar yanıyor. israf olmasın hiç yoktan.