ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
heidi
-
soğuk dağların sıcak çocuk kahramanı. en çok saman yatağına özenirdim, penceresinin kenarına kondurulmuş yatağını. bütün derdini yıldızlara anlatırdı, yıldızlar akardı üstüne geceleri.
fransız liseleri
-
şayet vatandan soğutmak gibi gizli bir gündemleri varsa gereksiz yere kurulmuş liselerdir. zira türk'üm, anadolu lisesinde okudum ve ülkemden nefret ediyorum.
bir doktorun egosundan daha büyük olan şey
-
altı ay tıbbi tanıtım temsilcisi olarak çalışmış biri olarak söyleyebilirim ki; bir doktorun egosundan daha büyük olan şey, iki doktorun egosudur. oldu gibi duruyor ama sanki olmadı gibi.
(bkz: looney tunes)
köyde inek sağan afet hatun
-
yeter be abazanlar. yok traktör süren afet, yok saban yapan afet, yok inek sağan afet. her gün sol tarafta bu şekil bir başlık. nasıl bir yokluk içerisindesiniz anlamadım ki?
edit: imla
magic mushroom
-
şirinlerin o tehlikeli ormanda, gargamel peşlerindeyken, şirine kimseye vermezken yine de "laa laa lalallaa" diye gezebilmelerini sağlayan şey.. off bi de şirinler minik ya, ye ye bitmez..
solipsizm
-
sendromunda deniliyor ki; bebekler solipsist olarak doğarlar, sadece kendilerini düşünür ve kendileriyle ilgilidirler. geliştikçe empati yapmayı öğrenirler.
sosyalleşmenin bir uzlaşım kültürü olduğunu söylemeye paralel bir söylem.
ancak, bir solipsistin solipsist olmayanla ya da daha doğru bir anlatımla, kendinden başkasıyla olgulara ilişkin bir pratikte anlaşmazlığı yoktur. solipsist, bir başkasının -varoluşuyla- kanıtladığı, inandığı, olumladığı (ya da kendine sebeplendirerek kanıtladığını, inandığını, olumladığını öne sürdüğü) bir gerçekliğin, bu ikisi arasında oluşturulan dildeki uzlaşımını reddeder -dili de ya da herhangi bir iletişimin olanaklığını da reddetmesi gerekmez mi? (gerekmediğini düşünmesini sağlayan, kendisinin sözkonusu dilin bir ucunda olmasını sağlayan çelişkili tasarımıdır.) başkasının gerçek'inin kendi algılamasında, tanımlamasında karşılığının olamayacağının; başkasının kırmızıyı kendisi gibi kırmızı olduğunu düşündüğünden-gördüğünden emin olmanın bir yolu bulunmadığını söylediği için "benim kırmızım benim kırmızıyı görme-tanımlamama aittir; seninki mırmızıdır, mırmızıyı görmeni sağlayan organik yapılanman nasıldır bilmiyorum ama ona göre tanımlamanda -tanımlama mantığını da bilmiyorum ama- ortaya çıkan sonuç seninkidir -seninkiliğin benimkilik dediğimin iyelik gramerindeki karşılığı olup olmadığından da emin olamayacağımı daha önce ima etmiştim sanırım." der.
solipsism syndrome'a dair ya da etrafında bir film için de (bkz: waking life)
taksim'de pakistanlıların kaçırdığı nepalliler
-
nepal'den ailelerinin polise haber vermesi üzerine, üç gündür tutuldukları evden beyoğlu emniyeti tarafından kurtarılmışlar.
evlerinde çok sayıda satır bulunan pakistanlılar nepal'deki ailelerden 10 bin euro istemiş.
düşünsene taa nepal'den turist olarak geliyorsun, pakistanlılar kaçırıyor seni taksim'de...
türk müzik tarihinin en iyi klibi
evde tekken çalan kapıya bakmayan insan
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"onların di maria'sı varsa, mesut özil'i varsa, modric'i var, xabi alonso var bi de, benzema da var. oha ronaldo da var amk."
ilginç kablosuz ağ isimleri
-
bizim komşunun çocuğunda vardı wireless "şifre koymayı öğreniyim hepinizi sikicem" yazıyodu.
(bkz: bir ukte vericem hepinizi sikicem)
neyse sonra beceremedi salak, "otlanmayın ibneler" yazdı ahaha
türk kızlarının büyük bir kısmının çirkin olması
-
türk erkeklerinin de büyük bir kısmının çirkin oluşuyla dengelenen durum. yine kaldık mı baş başa?
çizgi film fizik kuralları
-
kafayı bir yere çarpınca ya da kafaya bir şey düşünce kafanın etrafında kuşlar dönmeye başlar ve kuş sesleri yankılanmaya başlar, yüzde mutlu bir ifade oluşur..
belgesellerde geçen klasik cümleler
-
"jack, 4 tonluk blokları 32. kata ulaştırmak zorunda.
ani bir bir rüzgar, felakete sebep olabilir..."
zaten mühendis falan çalışmıyor, jack harlem'den arkadaşlarını toplayıp gökdelen yapıyor.