hesabın var mı? giriş yap

  • gruptan lider çıkıp hırvatistan ile eşleşmeyelim diye japonya'ya bilerek yatıp, almanya'yı kupanın dışına iten ve kendini fas ile eşleştiren ileri zeka ispanyollara fas şoku. * o omurgasızlığı yaptığınız gün çok ileri gidemeyeceğiniz belli olmuştu, beter olun.

  • az bile söylemiş bakan. ekşi sözlük diye bir site var ordan açıp android ios samsung iphone gibi başlıklara bir göz at dese yeriymiş. telefon markası modeli fiyatı yüzünden telefonu bırakıp birbirine ana avrat söven adamlar var lan.

  • gök gürültülü, yıldırımlı günlerde altına sıçırtmalık anlar.
    duvardaki belli belirsiz siluetler görmek hiç hoş değil mesela. sırf kendini sakinleştiresin diye ışığın sesten kaç saniye önce geldiğini bulmaya çalışmak da ayrı bir çaba.

    haa, bunların yanında sabah erkenden kalkıp güneşin doğuşuyla denizi izliyo olabilmenin verdiği tat hiçbir şeyde yok.

  • taoculuk ve konfüçyüsçülük ile birlkte çin'in 3. sac ayağı olan budizm'in mahayana koluna mensup bir "yaşama sanatı". çin'in diğer sac ayakları ile de harmanlanarak, gittiği ülkelerdeki kültürlerle de etkileşerek bu günkü konumuna gelmiştir.
    zihnin zorlamasızca kontrol altına alınması temeline dayanır. bundan sonrası da sözle anlatılamayan bir evren algısını beraberinde getirir.
    zihnin kısır döngülerini parçalamak için mondo ve koan gibi paradoksal problemlerin çözümünün bulunması, tokat, sopa kullanımı gibi yöntemlere (!) başvurulur.

    zen japonca olmasına karşılık isim çince'den devşirmedir (chán). değişik ülkelerde değişik isimlerle adlandırılır:

    çince ismi
    mandarin pinyin chán
    mandarin wade-giles ch'an
    kantonca jyutping sim
    şanghayca (wu) zeu

    korece ismi
    romanizasyon seon
    mccune-reischauer son

    sanskritçe ismi
    dhyana

    vietnamca ismi
    thien

    zen düz yazı yerine mısralarla çok daha iyi ifade edilir, şöyle ki:

    görmeden bak,
    duymadan dinle,
    öğrenmeden bil...

    edit: gelen güzel bir soru üzerine dizelerin anlamını bir örnekle biraz açıklamaya çalıştım:

    görmeden bak:
    burada anlatılmak istenen şey, algılanan nesneyi inceleyerek tanıma oturtma çabasında bulunmamak geretiği aslında. bu şekilde de dışarıda neler oluyor diye bir merak da oluşmuyor. bu ne etki yapıyor? bu şekilde zihnin algılanan veriyi işlemesinin ve aktif konuma gelmesinin önü alınıyor. istemeden her şeyi algılıyoruz sürekli. ama bunlara "görerek", "yorumlayarak" tanım vermeye uğraşıyor zihnimiz. işte tam da bu otomatik aktiviteyi bitirerek arkada olan öz benliğin ve farkındalığın hissedilmesi sağlanıyor. sadece algılayarak bilincimizi aktif tutuyoruz. bu algıları kullanarak hafızadaki ön tanımlı referanslarla karşılaştırmak ya da ne oldukları hakkında düşünmek gibi "zihni dans ettirecek" bir işleme girişmiyoruz .

    neden "bakmadan gör" değil?: herhangi bir uyaran/algılanan veri ortada yokken, dışarıda olanı algılama durumunu anlatıyor. bu durum, meselede bir şeyi bilmeye, neler olduğunu anlamaya çalışan bir "zihinsel aktiflik" durumunu tanımlıyor.

  • 1868 yilinda togukava sogunlugu na son vererek hakimiyeti ele geciren imparator meijinin modern bir japonya yaratmak adina ekonomik ve sosyal alanda gerceklestirdigi yeniliklerle dolu 10 capon yilina denk gelen donemin adi ve getirdikleridir. ayni zamanda sairmis de rahmetli. baskent kyoto dan tokyo olmus bu donemde, demiryolu yapilmis, meiji anayasasi kabul edilmis, nufus sayimi yapilmis, zorunlu askerlik gorevi getirilmis, kabine sistemine gecilmis vs. sonra ekonomik gelisme ve genislemeyle yerinde duramamis caponcuklar, cenk edelim demisler cinlilerle, yenmisler bunlari,durmamis ruslarla kapismislar, abartmis kore ye tayvana da sarkmislar, onlari da almislar, vermisler sonra geri,iyice kudurmuslar o donem. 1912 de meiji nin olumuyle* de sarsilmis, toparlanmaya ugrasmislardir. . bir de tokyo da meiji tapinagi varmis, goremedik daha ama kismet insallah. kisaca meiji restorasyonu bugunku japonya nin temellerinin atildigi, japon tarihinde onem arz eden bir donemdir. minik tatli caponlarin yakin tarihindeki donum noktalarindandir.

  • bugünkü yazısında; "yaşadığım son bir ayı düşünüyorum; bana verilen armağanı..." demiş.
    acaba armağandan kastı ali taran mı? yoksa range rover mı?
    şahsen ben olsam range rover'ı düşünürdüm.

  • herkese kredi kartına on iki ay iki yüz elli tl yi kitleyip bu dünyadan göçmüş ceo.

  • her şeyden dram yaratmayı ne kadar da seviyorsunuz. eminim ki babası sizden çok düşünüyordur. boş yapmayın işinize bakın

  • 26 yaşındaki şahsımı dumura uğratan evliliklerdir. her yaz birileri evlenirdi de bu yaz evlenmeyen çok az kişi kaldı. onlar da ya nişanlı ya da evlenecekleri biri var, sadece süreç için zaman gerekiyor. benim anlamadığım hemen hemen hepimiz aynı okullardan aynı bölümlerden çıktık. ben meteliğe kurşun atarken bu insanlar evlenebilecek, bir aileyi geçindirebilecek paraları nasıl elde ettiler hiç anlamıyorum.

    ayrıca hani hepimiz karantinadaydık ya? ulan ben iki yıl evden çıkmadım adam akıllı, insan görmeye hasret kaldım. siz ne ara manita buldunuz da evlenmeye karar verdiniz? bilemiyorum altan.

    ayrıca buradan genç arkadaşlara bir kamu spotu geçmek isterim; üniversitede inanılmaz havalı, yanlarına yaklaşamayacağımı düşündüğüm kadınlar öyle adamlarla birlikteler ki ağzım açık izliyorum. bundan dolayı kendinizi çok da hırpalamadan şansınızı mutlaka deneyin derim, belli olmuyor çünkü*

    debe editi: benim gibi düşünen, benim durumumda olan ne çok insan varmış. seviyorum hepinizi, debe için teşekkürler!

  • sayıştay raporlarına göre, zatı devletlilerinin konakladığı ve ülkeyi yönettiği saray için bir günde 7 milyon tl harcanıyormuş.

    bir süredir bu parayı kafamda döndürüyorum ama hala normalleştiremedim. yanlış hesaplamadıysam 7 milyon lira, 2500 asgari ücret ediyor. yani saray, yalnızca bir günde, 2500 asgari ücretlinin ayda geçimini sağladığı parayı yutuyor. inanılır gibi değil. bu aşamaya gelmek, bunları tartışmak bile korkunç.

    bunu görünce prof. dr. korkut borotav'ın birkaç gün önce dile getirdiği, "ekonomik kriz yok, fakirden alıp zengine veriyorlar" sözünü hatırladım. gerçekten öyle. günde 7 milyon lira harcanabiliyorsa, demek ki kriz yok.

  • saçma sapan iş.

    rezalet puanım 9/10. 1 puanı da tayyipsever gurbetçi olabilme ihtimalinden dolayı kırdım.