ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
maxwell'in cini
-
iskoç fizikçi james clerk maxwell'in 1867 yılında, termodinamiğin ikinci yasasını ihlal edecek bir mekanizma(bkz: devridaim makinası) bulmak için yaptığı bir düşünce deneyinin kahramınıdır. termodinamiğin ikinci yasasına göre entropi hiçbir zaman azalmazken; aynı sıcaklıktaki iki cisim etkileşime sokulursa, arada ısı akışı oluşarak biri diğerini hiçbir zaman ısıtmaz.
maxwell'in deneyinde, aralarındaki kapı hariç tamamen yalıtılmış a ve b odalarının içinde aynı sıcaklıkta aynı gazlar bulunmaktadır. odaların arasındaki kapının başına ise "cin" geçmiştir. bu cin iki taraftaki molekülleri de gözlemleyerek a'dan ortalamanın üzerinde bir hıza sahip bir molekülün geldiğini gözlemleyince kapıyı açarak onun b'ye geçmesini; ortalamanın altındaki bir hızdaki molekülün ise b'den a'ya geçişini sağlamaktadır. bu şekilde b'nin içindeki moleküllerin ortalama hızları artarken, a'dakilerin azalmaktadır. ortalama hız da sıcaklık demek olduğundan termodinamiğin ikinci yazası açıkça ihlal edilmektedir.
deneydeki muhtemel hatayı ilk defa 1929'da leó szilárd göstermiştir. bu açıklamaya göre cin'in moleküllerin ortalama hızlarını gözlemlerken, hız bilgilerini depolayıp, birbirleriyle karşılaştırırken ve kapıyı açıp kaparken ürettiği entropi, kaybolduğu iddia edilen entropiye en iyi ihtimalle eşittir.
ayrıca, belirsizlik ilkesi'ne göre zaten moleküllerin kinetik enerjilerini ve hareket yönlerini değiştirmeden hızlarını tespit etmenin bir yolu yoktur.
retrieved from "http://tr.wikipedia.org/wiki/maxwell'in_cini"
sevilen çizgi filmin en vurucu cümlesi
her gece 12'den sonra sözlükte dönen garip geyik
-
yani bu istisnasız her gece mutlaka oluyor. hep aynı kişiler tarafından gerçekleşen bir geyik bu. hani biz böyle bir geyik yapınca küfreden kişiler de dahil buna. coşkun büktel abi "insanları adlarını ve adımı vermeden suçlayacak kadar alçak değilim" der. isim vermek gerekirse bunlar genellikle ibn i batuta, diadra, guru, belki bir kaç kişi daha. sevdiğim bir iki kişi de var bu nicklerin arasında ama her gece birisinin başlığı altında ya da bir başlık altında bu zatlardan birisinin başlatıp, diğerlerinin kombine bir şekilde katıldığı anlam veremediğimiz ya da benim veremediğim bazen "io monaka komoto monako" filan gibi entryler de giriliyor. geyiktir tamam da, bir şey varsa biz de gülelim ya da bundan sonra herkes kendi bildiği dilden konuşsun. ben entrylerimin hepsini tırnak içinde almanca yazayım, zübeyir hepsini tırnak içinde arapça yazsın, kafamıza göre takılalım 12'den sonra bal kabağına dönüşür gibi. bir de gariban bazı yancılar oluyor "abi ben de oynim mi" der gibi aradan katılmaya çalışan ama kimseyi oyuna almıyorlar. bak yineliyorum, karşı değilim ama nedir yani biz de bilelim? açıklığa kavuşturalım bunu.
edit: efendim uzuntu bu geyiğe dahil değilmiş. operasyonda bir hata oldu. bize bilgi veren kaynağı bulmaya çalışıyoruz. şu anda izini kaybettirdi ama 24 saat içinde bulacağız. jack bauer'i görevlendirdik. eğitim zayiati, kendisinden özür diliyoruz.
network
-
filmden sonra medya gerçekliğini bir süre hazmedemediğim film. öyle ki; dönen oyunları, bilinen gerçekler yaklaşık bir 30 yıl önce anlatılmaya başlanmış. ama biz hala nelerden söz ediyoruz. peh. filmin anakarakteri howard beale'ın öyle bir konuşmaları vardır ki alıp incelenesi, üstüne düşünülesi, kürsülerde tartışılasıdır. adam kapitalizm gerçeğini gözler önüne sererken, bir yandan aslında deliliğinin aslında bilinçlenmişlik ve farkındalık olduğunu gösterir bizlere.
--- spoiler ---
howard beale'ın tv seyircilerine pencerede abuk abuk bağırması söylemesi, sanırım bizim susurluktan sonra tencere-tava ile isyan edişimize benziyor. belki bu hönkürüş filmden kopyadır. kimbilir.
--- spoiler ---
banyo taburesinde yıkanan nesil
-
banyonun sonunda kovanın dibinde kalan az miktardaki suyu kafadan aşağı boca eden nesildir. oh yes!
kiğılı'nın 10 kasım reklamı
-
bir marka bir anda ancak bu kadar yükseltilebilir.
reklam ajansını ayrı, marka yöneticilerini ayrı takdir ediyorum.
önümü ilikliyorum.
haluk bilginer'in hiç efsane bir rolde oynamaması
-
aramızda hala ihsan yıldırım'ı bilmeyen hayvanlar var.
evliyken başka bir erkekten hamile kalan kadın
-
biriyle tanışmıştım zamanın birinde... 16 yaşındaki bir kız babasıyla birlikte annesini terketmişti. sebebi de babası kansere yakalanmış, hastaneye gitmiş bir sürü tetkik vs. kısır olduğunu, hiç çocuğu olamayacağını öğrenmiş. annesi de itiraf etmiş kızın başkasından olduğunu.
yani istediğin kadar sakla, ilahi adalete inanıyorum ben ve er ya da geç hiç şaşmıyor...
kenan imirzalıoğlu'na benzeyen baklavacı
-
baklavaya daha çok benziyor.
katana şeklinde şemsiye şeklinde katana
-
japon mafyasına patentini satmayı umduğum yeni silahım.
görmüşsünüzdür samuray kılıcı (katana) şeklinde şemsiyeler var. gören önce bir "noluyoruz, herif kılıçla dolaşıyor" diye şaşırıp sonra şemsiyeyi farkedince gülüyor.
benim icadımda ise gören önce kılıç sanıyor şaşırıyor, sonra şemsiye olduğunu anlayıp gülmeye başlıyor, sonra şemsiyenin içinden çıkan kılıçla ikiye bölünüp gülümsemesi yuzünde donuyor.
hepsiburada'daki 4789 liralık flash bellek
-
hakkinda soyle bir yorum vardir:
lk kişisel bilgisayarımın 3 gb hdd si vardı, 2500 dolar para vermiştim. arkadaşlarım ne depolayacaksın o kadar demişlerdi. şimdi artık flash bellekler 1 tb olmuş. yaşlanıyorum galiba. ha bide araba parasına alabiliyorsunuz aleti ama olsun. evi satıp bundan 20 tane falan alıp bir köşeye koymayı düşünüyorum. 2 yıl sonra çocuklar hepsini satıp 3-4 tane simit alabilirler, harika yatırım.
katilmamak elde degil.
ferhan şensoy
25 ekim 2015 saatlerin 1 saat geri alınamaması
-
adamlar sonunda evdeki saatleri bile ayrıştırdı amk.
ak party nin son icraatıdır.