hesabın var mı? giriş yap

  • tarikat problemlerini,başka bir tarikata sorarak konuşmak.lan bunlar istanbul sözleşmesinde hepsi tek ağızdı.şimdi ise saniyesinde satış.

  • aynısını çarşaflı bir kadına söylerseniz yer yerinden oynar, hatta tutuklanırsınız.
    en seküler görünen insan bile iş türbanlılara gelince inanılmaz duyarlı oluyor. bu ikiyüzlülük olduğu sürece böyle sokakta gençlere laf söyleyecekler.
    sokaktaki türbanlı tacizini birçok kadın görmezden geliyor, bu da çok enteresan.

  • buyuk dramlara sebep olmus bir faciadir. ilk patlama aninda ölen kişi sayısı çok gibi görünmese de (30 civarında) patlamadan sonra (pek de "aciklanamayan" sebeplerden dolayi) iki yil icinde binlerce insan daha olmustur. ancak bu olumlerin kacinin facia ile dogrudan baglantili oldugu arastirilamamistir. tabii bu olumler disinda meydana gelen hasarin veya cevre tahribatinin boyutlarinin belirlenmesi ise ayri bir hikaye.

    ama bence en buyuk dram patlama sonrasi enkaz kaldirma calismalari sirasinda yasanmistir.

    patlamanin ardindan radyoaktif enkaz yaklasik 1.5 km capinda bir alana yayilmis. alinan karar ise bu enkazi tesis icinde toplamak ve butun bir tesisi ozel bir beton ile tamamen ortmek. ayrica radyoaktif cekirdegin altinda da buyuk bir beton yatak olusturulmasina karar verilmis. evet ama radyoaktif enkaz nasil tasinacak? cekirdegin altina beton nasil dokulecek? gerekli ekipman ve zaman yok? ve butun isin 15 gun icinde tamalanilmasi dusunuluyor.

    enkazi tesis icine tasimak ve de radyoaktif cekirdegin altini beton ile kapatmak icin itfaiyecilerle birlikte askerlerin kullanilmasina karar verilmis ve 1500 kadar asker kullanilmis. (kac itfaiyeci kullanilmis bilmiyorum) basit bir gaz maskesi, eldiven ve cizme disinda bir koruma ekipmani kullanmayan asker ve de siviller bolgede calismaya baslamislar. bir askerin (veya sivilin) gunde en fazla 3 dakika calismasina izin veriliyormus. ama bu sure icinde alinan radyasyon miktari bile omur boyu alinabilecek radyasyon esiginin uzerindeymis. ve adamlar orada 15 gun boyunca calismislar. evet calismalar planlandigi gibi 15 gun icinde bitirilmis. butun radyoaktif moloz tesis icine tasinmis ve tesis beton bir zirh ile tamamen kapatilmis. ayrica radyoaktif cekirdeginin alti da (acilan tuneller sayesinde) beton ile doldurulmus.

    peki bu radyoaktif enkaz kaldirma isinde calisan askerlere (ve de sivillere) ne olmus?

    bu temizlik calismalarina katilan askerlerin buyuk bir kismi ise -ki hepsi 20'li yaslarda saglikli insanlar- bir yil icinde olmusler. (bu sayi (asker+sivil) kimi kaynaklara gore 4000 civarinda.)

    gercekten buyuk bir dram. bile bile olume gitmisler. ama birilerinin de bu isi yapmasi gerekiyordu. evet saniyorum savasarak olmeseler bile, gene de ulkelerindeki insanlari korumak adina olume gitmisler.

  • ilkokuldayken her ay bir kitap bitirmemiz istenirdi. okunması gereken kitaplar, bir liste halinde herkese dağıtılırdı. istediğimiz kitaptan başlama hakkımız vardı. her ayın sonunda, o ay hangi kitabı okuduysak, onunla ilgili olarak kitabı değerlendiren bir yazı yazardık. benim bu kitap listesinden okumayı ilk seçtiğim kitap, o zamanlarki çeviri adıyla "ihtiyar balıkçı" olan bu romandı. beni çok etkilemişti bu kitap ve listedeki diğer kitapları okuduğumda, hiçbirinden "ihtiyar balıkçı"dan aldığım tadı alamamıştım.

    son yıllarda kitabın "ihtiyar balıkçı ve deniz" ya da "yaşlı adam ve deniz" olarak farklı başlıklarla çevrilmesi, ilk başlarda "acaba bu, ihtiyar balıkçı'nın devamı mı?" sorusunu akla getirmiştir. en başından sabit bir isimle çevrilseydi daha güzel olabilirdi belki. ne olursa olsun, ilkokul sıralarındayken bizim hemingway gibi usta bir yazarla tanışmamızı sağlayan hocalarımıza teşekkürü bir borç bilirim.

  • dünya savaşlarının ardından amerika ve ingiltere'nin temel kaygılarına cevap verecek şekilde dizayn edilmiş ekonomik sistemdir. uzlaşmalar sırasında masade aslında iki temel plan vardır: ilki amerika tarafından desteklenen white plan, diğeri ise ingiltere tarafından desteklenen keynes plan'dir. bu iki planın birleştirilmesi ile kurulmuştur sistem. temel maddelerine bakacak olursak:

    sistemin en bilinen özelliği diğer ülkelerin sabit kurla dolara bağlanmış olmasıdır. fakat keynesl planlarında dolar yerine "bancor" diye yapay bir birim yaratılması ve paranın buna sabitlenmesi vardır. bu nedenle bretton woods metinlerinde sistem direkt olarak dolara bağlı gösterilmemiştir. ülkelerin dolar ya da altın rezervi tutma hakları vardır. fakat sistem de facto olarak dolar bazlı bir sisteme dönüşmüştür. fransa, örneğin, bu durumdan çok mutlu olmadığı ve bu sistemin amerika'ya aşırı imtiyaz tanıdığını düşündüğü için dolar yerine altın tutmayı tercih etmiştir.

    sabit kur sistemi ile ilgili bir diğer sıkıntı aslında keynes'in daha esnek bir sistem talep etmiş olması ve daha stabil bir sistem isteyen amerika ile uzlaşarak sabit fakat esnek bir sistem geliştirilmiş olmasıdır. bu sistemde sabit kurla dolara bağlı olan diğer ülkeler belli ve imf tarafından onaylanan durumlarda kurlarını revize etme yetkisine sahiptir.

    global dengesizlikler ve bu konudaki düzeltme sorumluluğunun kimde olduğu konusunda ise amerika cari fazla veren bir ülke olarak düzeltme sorumluluğunun cari açık veren ülkelerde olmasında diretmiştir. buna karşılık keynes bu sorumluluğun simetrik olarak bölünmesi gerektiğini ve cari fazla veren ülkelerin de düzeltme sorumluluğunu üstüne almasının gerekliliğini savunmuştur. fakat bu konuda yapabildikleri tek şey imf denetiminde belirlenen bir "scarce currency clause" koymak olmuştur. bunun anlamı eğer imf rezervlerinde bir ülkenin parasından kalmazsa imf bu para birimini scarce currency ilan eder ve diğer ülkelerin bu ülkeye karşı ticari ayrımcılıkta bulunma hakkı ve sorumluluğu vardır. her ne kadar zamanında ingiltere tarafından bir zafer olarak görülmüş olsa da bu clause hiç bir zaman uygulamaya konmamıştır.

    bu sistemin bir diğer önemli maddesi ise likidite sağlanması konusundadır. amerika, zamanın likidite sağlayan ülkesi olaraktan bunun mümkün olduğunca mütavazi bir şekilde yapılmasını isterken ingiltere savaş sonrası ekonomisini düzeltmek amacıyla likiditenin bolca dağıtılmasını savunmuştur. sonuç ise tekrar bir uzlaşma ile mütavazi bir bollukta likidite sağlanması üzerine olmuştur.

    sistem genel olarak döviz kurunu stabilize etmek üzerine kuruludur, mali politikaları çoğunlukla ulusal iradenin ellerine bırakmıştır. pek çok akademisyen global kriz sonrasında oluşan sistemi bretton woods sisteminin yeniden doğması olarak nitelendirdiği için bu aralar hala her yerde bretton woods ii ya da revived bretton woods konseptli başlıklar görmek mümkündür.

  • ögretmen sinifta madenleri ve ne kadar degerli olduklarini anlatiyormus. dersin bitiminde çocuklara sormus:
    - "çocuklar! kim hangi madene sahip olmak ister?"
    önce david cevap vermis:
    - "platin, ögretmenim. onunla kendime bir porsche alirdim."
    ardindan mike cevaplamis:
    - "altin, ögretmenim. altinlarimla kendime sonmodel bir cadillac alirdim."
    en son küçük joe yanitlamis:
    -"silikon, ögretmenim. ablamda iki tane var, kapinin önündeki arabalari hayal bile edemezsiniz!..."

  • insanin sayisal loto'nun ne kadar gereksiz bir $ey oldugunu idrak etmesini saglayan bir olasiliktir. zira o hafta sayisalda cikan rakamlarla 1 2 3 4 5 6'nin cikmasi arasinda olasilik farki yoktur. 1 2 3 4 5 6'nin "imkansizligi" bizim aslinda sayisal'dan para kazanmanin imkansizligini idrak etme $eklimizdir.

    tebrikler. (bkz: sayisal bolum bitti sozel bolume geciniz)

  • kendisine 45'lik doğrultan hırsıza bazukayla karşılık veren marvel insanı. gerçek hayatta tasvib edilmeyecek metodlar kullansa da; "çizgi karakterlerin insanlara örnek olması gerekir" tarzında enteresan düşüncelere sahip olmayan okurlarını oldukça tatmin etmektedir. hele ki en puşt adamların bile avukatları sayesinde kurtludukları bir dünyada *, bu mavi ve çirkin elemanın yöntemleri insana daha da bir güzel gelir.

  • sokağa inmeye gerek olmamasından dolayıdır.

    birbirlerini kırıyorlar zaten şu anda. bizi gözlemci atadılar.

  • hangi stadı erdoğan yapmış. o daha milletvekilliği için jet fadılla pazarlık yaparken fenerbahçe kendi stadını yapıyordu.

  • bu hafta boomcu onur'un yardırdığı dizidir.

    --- spoiler ---

    "evlencem ben para lazım. kızı istemeye gittik verdiler.biz verirler diye düşünmüyorduk, bütün planlar altüst oldu. biz oraya ayağımız alışsın diye gittik, ailecek şaşkınız."

    --- spoiler ---

    açıp açıp izliyorum sahneyi.