hesabın var mı? giriş yap

  • ilkokuldayken sirf geyik olsun diye cop kutusunun yanina seninle kalem ucu acmaya gelen arkadasin asla hayatindan cikartilmamasi gerektigi.

  • sıradışı bir araştırma örneği. entry sahibine olumsuz laf söyleyen taş olur. her insanın yapabileceği bir iş değil. araştırma var, sonuçlardan anlam üretme var, bağlantı kurma var. aklına, emeğine sağlık yazar kardeşim. inşallah araştırman ahmet hakan veya tayfası tarafından çalınmaz ve yılın araştırmacı gazetecilik ödülünü alırsın. ne olursa olsun cüneyt özdemir’den iyi araştırmacısın.

  • şu an gitsem sik gibi ortada kalırım. dil bariyerini bir şekilde aşsak bile:

    -yüce sezar'ım bana beş tane savaş gemisi, altı ay yetecek erzak verin size yeni bir kıta keşfedeyim.
    + nerede bu kıta?
    -valla tam enlem boylam falan bilmiyorum ama batıya doğru gidersek ıskalamayız diye düşünüyorum, koca kıta sonuçta.
    +e olm bu kıtada yaşayan yok mu? ya yamyamın, serserinin bol olduğu bir yerde karaya çıkarsanız?
    -valla bahtımıza ne çıkarsa ne sezarım.
    +başka nasıl projelerin var?
    -petrol diye bir şey var bir de, sizin doğu memleketlerde çok olur, bi bulduk mu hepimiz zenginiz.
    + ne işe yarayacak bu petrol?
    - şimdi şöyle ki normalde bu şey arabalarda falan kullanılıyor ama araba motoru nasıl yapılır bilmiyorum ben, petrol nasıl işlenir onu da bilmiyorum ya. ama ham haliyle soba falan tutuşturulur herhalde.
    +ya alsanıza şu deliyi başımdan.
    -durun yüce sezar'ım, daha elektrik diye nasıl üretilir tam olarak bilmediğim bir şey var... neyse alın siz beni ya.

  • ayak altında insan olmaması. her insanın mekanı, odası katı vs var. dolayısıyla sağda solda dolaşırken insana rastlamazsınız. fakir evlerinde her yerden insan çıkar alan dar olduğu için. mutfağa gidersiniz 3 kişi, koridorda 2 kişi salon desen stadyum gibi.
    zengin evlerinde insanı arayıp bulmanız lazım.

  • dün akşam 22:30 saatlerinde resepsiyona 2 sırp geldi ana kız. 13 yaşındaki kıza otelin karşısındaki pazardan şık bir sırt çantası almışlar. şık dediysem de; memleketim mersin'deki bit pazarında 35-40 liraya alabileceğiniz çantalardan...

    35 euro (yaklaşık 115 lira) ödemişler. bana anlattıkları kadarıyla; aldıktan sonra fiş istemişler. adam da fiş vermemiş. (vergi kaçırıyorlar) biraz sinirlenmiş fiş istediklerinde. 10 dakika sonra aldıkları çanta kızın içine sinmemiş ve geri vermek istemişler. adam da 'fiş olmadan veremem' demiş ve daha da sinirlenmiş. kızın annesi 'sen ne yapmaya çalışıyorsun, az önce senden fiş istedik, vermedin, biz senden alışveriş yapmak istemiyoruz, paramızı geri ver' demiş. adam daha da sinirlenmiş. ve anne ile kızı ittirerek yürüyün gidin gibi birşeyler söylemiş.

    resepsiyona gelip ben bu işi yasal yollardan halletmek istiyorum dedi. polis çağırabilir misiniz? dedi. buna zabıta bakar dedim. zabıtayı aradım. ulaşamadım. 155'i aradım. durumu anlattım. 10 dakika sonra polis geldi. biz bi esnafla konuşalım sonra haber göndeririz dediler. gittikten 10 dakika sonra polis otele tekrar geldi ve 'esnaf yardım edeceğini söyledi, dükkana gitsinler yardımcı olacaklarmış' dedi.

    kadın 'ben oraya yalnız gitmek istemiyorum' 'bi keresinde pamukkale'de bir turisti dövmeye çalışan satıcıları görmüştüm çok sinirlilerdi, bize yardımcı olabilecek birisi var mı' dedi.

    otelin operasyon müdürünü aradım. 'acentası yardım etsin, otelin dışındaki durumlara biz karışamayız' dedi.

    acentayı aradım. acentasından slavica adlı bir rehber geldi. anne ve kızı alıp dükkana gittiler. neyse ki; araya polisin girmesinden dolayı sayın esnafım biraz ürkmüş ancak, polis olmaya girmeseydi müthiş hoşgörümüzü ve ticaretbilirliğimizi göremeyecektik.

    esnafı az çok anlayabilirim. ödedikleri kiralar gerçekten çok yüksek. dükkan sahipleri 'turist varsa para kazanılır' mantığıyla yüksek kiralar istiyorlar. haliyle adamlar kiralarını çıkarabilmek için kime ne geçirsem düsturuyla hareket ediyorlar. ancak hiç bir zaman; türkiye'ye tatile gelmiş ve senin ülkeni 10-15 tane farklı destinasyon arasından seçmiş insanlara sırf senin gibi 10-15 tane daha esnaf var ve bi olay olduğunda hemen saldırabilirler diye böyle davranma hakkını kendinde arayamazsın. gerçi ararsın lan!

    insanın bazen gidip dubrovnik'e, ascoli'ye ya da oslo'ya gidip yaşlı teyzelerden 3-5 euro'ya el işi birşeyler alası geliyor.

    tabi ki; istikrar önemlidir. sizin ben esnaflık ahlakınızı mikeyim.

  • albaydan az daha dayak yiyecekken son anda kurtulduğumdan dolayı pek hoş hatırlamasam da dahil olduğum nesil.

    bizim albayın bir uygulaması vardı sınıfa gelirken sınıf başkanı kapıda bekler ve dikkat çeker akabinde bütün sınıf ayağa kalkar komutanın iyi günler cümlesinden sonra tekrar otururdu. sizi bilmiyorum ama ben lise dördüncü sınıftaydım milli güvenlik dersini aldığımda. haliyle lisede en haşarı olduğumuz dönemler. birbirimizi sadece bakarak bile güldürebiliyoruz o derece samimiyiz. sınıf başkanı en yakın arkadaşım olduğundan dolayı kanka bugün sen dikkat çek diyerek ricada bulundu, bende kıramadım. neyse efendim geçtim sınıfın kapısına komutanı bekliyorum. o anda ön sırada oturan arkadaşlardan biri aptal aptal hareketler yaptı ve olabilecek en kötü şey oldu. başladım kikirdemeye. ama nasıl bir kikirdeme. durduramıyorum. en sonunda albayın merdivenlerden yavaş yavaş geldiğini duydum ve kendimi frenleyerek sakinleştim. tam komutanın sınıfa girmesine bir iki adım kala ön sıradaki yavşaklardan biriyle tekrar göz göze geldik ve bu sefer film koptu;

    -dikkaaaapuhuahahaha

    adamın yüzüne püskürerek kahkaha attım. sınıfta bir ölüm sessizliği hakimdi. yanımda duran sınıf başkanı kız arkadaş bembeyaz bir suratla bana bakıyor. albayın söyledikleri hala aklımda

    +noluyor lan ne bu laubalilik it herif. şebek misin şaklaban mısın nesin sen he nesin ? seni var ya bitiririm oğlum bitiririm. üstünü çizerim senin. böyle adamlara yer yok bu sınıfta. dua et şuan başka bir ortamda değiliz seninle.

    cem yılmaz'ın dediği içe doğru sıçmak hadisesini orda yaşadım ben. sınıfta hacim olarak gittikçe küçülüyordum. atomlarıma kadar inmeyi başardım. bir an meditasyonla bedenimden uzaklaştım, kendime tepeden bakıyorum öyle ürperdim çünkü. adamı görseydiniz ne dediğimi çok daha iyi anlardınız. neyse ki beni yerime gönderdi 5-10 dakika daha azarladı da yırttık. o günden sonra beni milli güvenlik derslerinde görmeliydiniz. sınıfın en çok konuşan, en haşarı çocuğu malibug kravatını yüzü moraracak şekilde sıkarak çıt çıkarmadan oturdu derslerde.

    tabi toy zamanlarımıza denk gelmiş o albay. şimdi olsa bizim de birkaç cümlemiz olurdu elbet... heheh yok lan ne cümlesi bak yine ürperti geldi.

  • "ulan ak dangalaklar, madem hirsiza oy verecektiniz cem uzan'in ne eksigi vardi. adam en azindan amerika'yi carpip ulkeye yatirim yapti. hem de rte'den daha karizma." ahp gazetesi.

  • müslümanların şu ayete göre hadi kardeşim selametle deyip uzaklaşmaları gereken başka bir ortam, öyle cevap falan vermeye veya sinirlenmeye gerek yok.

    "allah, kitap'ta size şunu da indirmiştir: allah'ın ayetlerinin inkâr edildiğini, bu ayetlerle alay edildiğini işittiğinizde, bir başka lakırdıya dalıp gittikleri zamana kadar, o münafıkların yanında oturmayın. aksi halde siz de onlar gibi sayılırsınız" - nisa suresi 140

    kuran her türlü trole ne şekilde cevap verilleceğini söylemiş. özetle trolle trol olmayacaksın.

    debe edit - daha detaylı okumak isteyen arkadaşlar varsa (meraklısına özel); (bkz: http://www.kurandakidin.net/)

  • evet bi efsanevi nesilde daha beraberiz. pazardan annesine zorla aldırdığı civcivi maksimum 1 ayda pert etmiş nesilin ta kendisi işte bu. ben en az 10 tane aldırmıştım mesela hepsi de hakkın rahmetine kavuştu ergenlik dönemlerini atlatamadan. neden böyle oldu bilmiyorum.

  • bir deve klasigi daha ornekleyelim

    - siz deveye mi biniyorsunuz?
    - hayır bizim ülkede deve yoktur bir kere. sadece yazları plajlarda olurlar. o da turistler binsin diye.
    - aaaa o niye?
    - aptallıklarını yüzlerine vurmak istemediğimizden...

    muhabbete şahit olan alman, bulgar, peru ve venezualli insanlar gülmekten yerlere yattılar. amerikalı ise yaklaşık bir 30 sn'ye sonra denileni anlayabildi.