hesabın var mı? giriş yap

  • ırkçı değil gerçekçi yaklaşım.

    ırak'a, suriye'ye ve afganistan'a bakıp da aynı tehlikenin türkiye'ye sıçramasından endişe ettiği ve buna bir önlem alınması gerektiği için ümit özdağ böyle konuşmaktadır.

  • şehir ve semt yazılmayacaksa yazılmasın dediğim liste. tutup 200'e yakın entry'yi tek tek okumamızı beklemiyorsunuz değil mi canlar? ben ankara diye aratacağım, bir başkası beyoğlu diye aratacak, bir başkası nevşehir diye aratacak, öyle okuyacağız. rica ediyorum biraz düşünceli olun, lahmacunseverleri üzmeyin.

  • (bkz: tabi lan manyak mısın)

    o halktan yıllardır biz neler çekiyoruz bir bilseniz sayın başkanım. hiç laftan anlamıyorlar 18 yıldır kendilerini fakirleştiren, aşağılayan, yok sayan bir partiyi iktidar yapıp o da yetmezmiş gibi delicesine iktidarın yaptığı her hatayı ölümüne savunuyorlar. ne deseniz az bu millete, ne deseniz haklısınız sayın başkanım, sırtından sopayı malından vergiyi eksik etmeyeceksiniz bu kendini bilmezlerin.

    debit : her millet layık olduğu şekilde yönetilir.

  • tamam güzel kardeşim de karar doğru. istediğin kadar küfret, ama doğru. neden doğru olduğunu açıklamak istemiyorum. ufak bir mantık süzgeci yeterli. belki makarna süzgeci bile yetebilir.

    edit: makarna süzgeci de yetersiz gelmiş. hala sövüyor adam. olay kısaca şu, bazı aklı evveller daha iyi anlasın diye anlatayım. muhtemelen zor durumda olan bir çalışan, mağazanın nakit parasını cebine atıyor, kendisinden aldığı yetkiye dayanarak kendi kredi kartı ile aynı tutarı ödüyor. ve haliyle işten çıkarılıyor. dünyanın en normal olayı aq. daha normal bir süreç hayatımda duymadım. birincisi o mağaza sahibi bu çalışana nasıl güvensin bundan sonra? ikincisi bir sonraki aşama el altından satış olabilir mi? stokta eksilme? yine kendisinden aldığı yetkiye dayanarak kasayı patlatıp kaçma riski var mı? yok diyen buyursun ticari hayata atılsın, üç sene içinde makarna süzgeci alacak kadar zengin olabilir.

    edit 2: bir kaç arkadaş mesaj atıp, mevzubahis şahıs için yapmadığı şeyler üzerinden suçlamada bulunduğumu yazmış, ve maddi kayıp olmadığından bahsetmiş. nakit/kredi kartı alışverişi arasında fark vardır. birisinde kasaya para girer, diğerinde ise hesaba düşer. hesaba düşen para bankalarla imzalanan protokollere göre süreleri değişiklik göstermek kaydıyla, bloke halde kalır. bu sayede de bankalar kredi kartıyla taksit imkanı sunarlar, bloke kalan parayı ise kullanır, kazanç sağlarlar. @falanfilan arkadaşımızın attığı mesajı aynen kopyalıyorum buraya. o benden daha net biliyor belli ki: "güvenin yanında mağazayı da maddi zarara uğratmış oluyor. banka kredi kartından çekilen tutarı 45 günde ayni olarak öder. sen nakit istersen bu parayı belli bir komisyon ödersin." @deserteskimo da şöyle demiş: "ustad, bir adim daha ilerisini siyleyeyim: firmanin buyuklugune (dolayisiyla bankayla pazarlik gucune) bagli olarak hem komisyon, hem vade ayni anda da olabiliyor ve bu konisyon orani (ozellikle dusuk faiz donemlerinde) cok abartabiliyor. bizim 100 liraya aldigimiz malin karsiligi magazaya 40 gun sonra 90 tl olarak odenebiliyor. aleni hirsizliktir, bunu bilmeyen kasiyer olmaz"

    daha fazla uzatıp da boku çıksın istemiyorum. tekrar ediyorum, maddi kayıp olması gerekmiyor, haklı fesih sebebidir. kimse başkasının parası ile istediği gibi oynayamaz. işverenin şerefsiz olması, işçinin özünde aslında son derece iyi bir insan olması vs olay özelinde önemsizdir. bu tip mesajlar atmayınız lütfen.

  • ahaha sahtekarlik yalan dolan ve propaganda platformu desene suna sen

    misal ornek vereyim

    gazetenin tekinde 13 tane rehinenin sehit edilmesi bir fiyaskodur yaziyor dogru mu?

    el cevap: hayir yanlis 13 tane rehinenin sehit edilmesi bir basari oykusudur, bir kurulus dirilis saha kalkilistir dunya liderligidir.

  • dogu illerimizde halen daha sikca uygulanmakta olan degi$-toku$ usulu evlendirme yontemi. ilk ciki$ sebebi buyuk ihtimal ba$lik parasi kaynaklidir. ba$lik parasina durumu el vermeyen aileler berdel yoluna giderek hem ekstra mali yukten muaf olmakta hem de 2 dugunu birarada gormektedirler. tabi akrabalik baglarinin ekstra guclendirilmesi de cabasi.

    berdelin bahsedilebilecek pek iyi bir yani yok. binlerce insanin berdel yuzunden kotu zamanlar ya$adigi bilinmekte. aile baskisi yuzunden berdele mecbur birakilmi$ligin acisini tarif etmeye de gucumuz yetmiyor. 4 ki$inin birbirine baglanmi$ oldugu bu hadise zannedildiginin aksine 2 ayri aileyi de mutlu kilmiyor. herhangi bir ailede sorun ya$anmasi demek diger ailede de sorun ya$anacagina i$aret etmekte. zira bir damat gelinin ihtiyacini ona almami$sa diger damatta kendi gelininin ihtiyacini kar$ilamayabiliyor. neredeyse tamamen "iyilik yap-iyilik bul" veya "kotuluk yap-kotuluk bul" tabanli bir felsefe gecerli berdellerin cogunda. herhangi bir berdel vakasinin mensuplarinda gorulen catirdama veya sorun hemencecik diger berdel mensuplarina da i$lemekte. mukkemmel bir cift olsalar bile aralarina kara kedi girebilmekte.

    gelelim sonu husranla biten berdellerin neticelerine. sonu husranla biten bir berdel vakasinda ciftlerden biri ayri du$erse diger ciftin durumu da kritik bir hal almaktadir. zira bozulan evlilik 2 aileyi de yakindan ilgilendirdigi icin kiz tarafinin ba$lik parasi gibi bir talebi olabilir. mevcut tek bir evlilik oldugu icin ve herhangi bir kar$ilikli ali$veri$ durumu ortadan kalktigi icin kiz vermi$ olan taraf "madem berdel yok o zaman ba$lik parasi rica edeyim" moduna girebilmektedir. bu da cozumu olarak du$unulen ba$lik parasina bir geri donu$ten ba$ka bir $ey degildir...

    berdelde sadece aile buyuklerinin lafinin gecerli olmasi da i$in bir diger aci tarafidir. aileyi olu$turacak olan gelin ve damat adaylarinin du$unceleri genelde hic sorulmaz. ailenin ekonomik yapisi ve gelecegine dair en saglam kararlari alabilecek merci olarak gorulen babalar genelde berdele kendi aralarinda oturur karar verirler. hatta uygulattirirlar. aile buyugu olduklari icin ona itiraz edebilecek bir merci de bulunmamaktadir. hal boyle olunca olan cocuklara olmaktadir ama bu tabi ki berdeli halen daha uygulanabilen bir yontem olmaktan alikoymamaktadir.