ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
the sandman
-
neil gaiman tarafindan yazilan ve dunyanin en unlu cizerleri tarafindan cizilen 10 ciltlik muhte$em cizgi roman. olay 7 ki$ilik endless ailesinin bir uyesi olan dream - morpheus etrafinda geli$ir. arada ailenin diger elemanlari da kar$imiza cikar. oyle ilgi gormu$tur ki sandman a tribute hikayeler yazilmi$ hatta cizilmi$tir (11. cilt olarak pitasaya cikmi$tir). ayrica kapak tasarimlarini yapan dave mckean in ayri bir kapak tasarimlari albumu de basilmi$tir. rivayete gore;
sabahlari uyandigimizda gozlerimizdeki capaklarin sahibi sandman dir uykuya dalmadan once gelir ve ruya gormemiz icin gozlerimize buyulu bir kum serper. uyani$a dogru o buyulu zerrecikler capakla$ir.
yazılımcıların eteklerinin tutuşması
-
1 milyon yazılımcıymış age of empires'ta oduncu basıyor sanki
arşimet ve newton diyalogları
-
kimin olduğunu hatırlamadığım bir karikatürde vardı (sanırım yiğit özgür'ündü). şöyle bir şeydi:
arşimet elindeki tasta newton'un yanına gider...
arşimet : lan olm buraya bak burayaaa!! suyun kaldırma gücünü buldum!
newton: peki bu ne bu elimdeki? (elinde elma tutmaktadır)
arşimet: vay ipneee... yerçekimini mi buldun lan?
newton: heralde.. sabah graham aradı.. o da bişey bulmuş ama söylemedi
arşimet: aradı mı? nasıl aradı?!
newton: lan bi dakka!!
arşimet , newton: vay ipne! telefonu bulmuş!
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''belki de şimdi gökte 3 elmacı (steve jobs, newton ve adem) oturmuş, hangi elmanın insan hayatını ne kadar değiştirdiğini konuşuyorlardır.''
12 kürt gencinin ışid'i bitirmek için yola çıkması
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
babamın bi kez anlattığı, benimse her aklıma geldiğinde içimi dağlayan anıdır.
dedemi kaybetmişler, babam 6-7 yaşlarındayken. rahmetli babannem 5 erkek çocukla kalakalıyor. bi ara memlekete gidiyor, babam evde yalnız, ilkokul falan. para yok pul yok, aç kalıyor evde. ertesi gün okulda, derste öğretmeni anlıyor, bu çocuk aç. çağırıyor tenefüste, git bana tost yaptır diyor, bi tane de kendine yaptır. babam nasıl koşuyor, nasıl soluğu kantinde alıyor, hatırlamıyor bile. tıpkı 2 tostu birden nasıl yediğini hatırlamadığı gibi. yedikten sonra farkına varıyor, öğretmenin tostunu da yedik. bahçede dolanıyor, utancından geri dönemiyor. bi arkadaşıyla para yolluyor öğretmeni, git bunu halil'e ver diyor. babam bu kez 2 tostla geliyor gönül rahatlığıyla. öğretmeni dönüp, sen ye ben bişeyler atıştırdım deyip o 2 tostu da babama veriyor.
yıllar sonra babam işi gücü eline aldığında ziyaretine gidiyor öğretmenin. babam hikayeyi hatırlatıyor. ikisinin de gözleri dolup sarılıyorlar.
sevgilinin söylediği unutulmayan sözler
türkiye'de elf olmak
-
+ elf gözlerin neler görüyor legolas?
- hay sokayım elf'ine de, gözüne de. yeter be her dakika.
+ napayım lan gözükmüyor.
bir sonbahar gecesi, atatürk olimpiyat stadı, kale arkası, ikinci kat.
hintli ingilizcesi
-
"caşte şekın caşte şekın" --> just a second...
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"internetten film izliyorum altta "filmi lütfen kaynağından izleyiniz, emeğe saygı" yazıyor. ulan emeğe saygım olsa gider sinemada izlerim"
1000 euro bozduranı erdoğan ile buluşturacağım
-
bu yola girdiysek cidden sıçtık demektir.
allah'ını seven defansa gelsin modudur.
ercan taner'in küçüklüğü
-
-rıza konuştu.. rıza konuştu.. örtmen bakıyor.. örtmen sınıfın tahtaya bakan kale tarafına doğru yürüdü..örtmen döndüü.. tebeşir geliyor.. sekerse tehlikeee.. sekmediiii.. sekmedii..