hesabın var mı? giriş yap

  • yeğen (y, yaş 8), ben (b)

    yeğen ile evde baş başa yemek yemekteyken yeğenin ayranını masaya dökmesiyle başlayan diyalog.

    y: olsun dayı.

    ben cevap vermeden masayı silerken.

    y: olsun olsun.

    b: oğlum ayranı sen döktün, teselli için benim sana olsun demem lazımdı.

    y: olsun olsun.

  • favori hayvanım. boyuna rağmen bir mermi hızında vurabildiği yumruğu kendisini bambaşka bir kategoriye sokmaktadır. yumruğu o kadar hızlıdır ki anlık olarak etrafındaki suyu kaynatır ve hatta bir parça ışık bile ortaya çıkar.

    ama beni en çok etkileyen özelliği görüşü. 11 farklı renk konisini algılayabiliyor bu hayvancık ve biz sadece rgb skalasını algılayabiliyoruz yani 3 tane. köpeklerde ve renk körlerinde 2 tane bulunuyor bu yüzden normal insanlara göre çok daha az renk görebiliyorlar. bu arada yanlış anlaşılmasın bunlar renk sayısı değil koni sayısı. bizim gördüğümüz 3 ana renk var (kırmızı, yeşil, mavi) diğer hepsi bunları envai çeşit karışımından oluşuyor. hatta bilgisayarlar ve diğer ekranlar da zaten bu durumu kullanılıyorlar. eğer bir büyüteç ile ekranınıza bakarsanız, şöyle şekiller göreceksiniz. bütün dijital görüntüler bu piksellerden oluşur. yani ekrana baktığınızda sarı rengini görüyorsunuz ya, aslında sarı değil o. sarı ve kırmızı subpixelleri yanan, mavileri sönen piksellerden oluşan bir görüntü o sadece. ekranın hiçbir yerinde sarı yok yani aslında.

    neyse konumuza dönersek, gördüğünüz gibi 3 ana renkten milyonlarca farklı renk elde edebiliyoruz ve gözlerimiz de böyle çalışıyor. köpeklerde 2 tane koni var sadece ve onlar bizden çok daha az renk görüyor. düşünün 11 tane olsaydı neler görebilirdik. işin en güzel tarafı da düşünememeniz. olmayan bir rengi hayal edebilmesi imkansız insanın ama sadece bunun üzerine düşünmek bile çok zevkli.

    bu da zae frank'in bu hayvanı anlattığı videosu.

  • yılmaz güney'dir. şöyle bir hikâye var, ne kadar doğrudur bilmiyorum.

    "bir gün nereli olduğumu sordular.

    - babam sivereklidir dedim.
    siverek adına şaştılar, hiç duymamışlar.
    - nerdedir bu siverek? dediler.
    - siverek napoli'nin kazasıdır dedim.
    düşündüler bir süre, birbirlerine bakındılar.
    - biz italya'yı çok iyi biliriz. yanlışınız olmasın. napoli'nin böyle bir kazası yoktur.

    siverek italya'da olsa bileceklerdi. siverek urfa'nın bir kazasıydı. urfa da türkiye'nin bir şehriydi.

    bizim memleketin insanları iyidir, akılları çoktur; italya'yı bilirler, fransa'yı bilirler. çinistanı, falanistanı bilirler, lakin kendi yurtlarını bilmezler. dünyanın öte ucundaki ülkelerin yardımına koşmak için can atarlar. onlar için şiirler yazar, onlar için ağıt yakarlar. falanistan köylüsünün acısını anlatan kitaplar kapışılır, benim memleketimin insanlarına sırtları dönüktür, onları görmezler, göremezler."

    yılmaz güney

  • ülkemiz gerizekalı ve saygısız insan dolu. dün gece konserde herkes eğlenirken bir çift embesil evlilik teklifi ayağına dakikalarca konseri durdurdu, üstüne sahneyi işgal etti. inmediler sahneden uzun süre. kibarca kovdular artık. bu kadar düşüncesiz, bu kadar benmerkezci olunmamalı. binlerce insan konseri dinlemeye gelmiş bu paşalar “bin ivlinmi tklifi idicm.” ayağına bütün akışı bozuyor. tiksiniyorum zaten böyle herkesi işin içine katmaya çalışan tekliflerden. her yurolig maçında her konserde aynı aptallık. bırakın kardeşim artık, salın bizi. sizin ikinizin “özel” anı bizim umurumuzda değil! sevgiline sarıl, o güzel anın tadını çıkar, ikinizin güzel bir anında konser sırasında da olsa teklifini et. 15bin kişiyi dahil etme. nedir bu şov merakı. bize ne aq.

  • maçın sonları. korner çizgisi yakınlarında toplaşmış bir faul pozisyonu üzerine tartışıyoruz. allahtan korner bölgesinde toplanılmış ve maç durmuş vaziyette çünkü büyük bir cayırtı eşliğinde sahaya bir araba uçarak dalıyor. tel örgüler şahin marka arabanın zemine inişini nispeten yavaşlatsa da büyük bir facia ucuz atlatılıyor. arabadan boş bira kutuları eşliğinde zar zor çıkardığımız eleman maçın kaç kaç olduğunu soruyor.

  • her gün kezban turk kızı, her erkeğin kendini s*keceğini sanan kezban turk kızları gibi ifadelerle başlayan cümleler kurmayı çok seven sevgilim sozluk yazarlarının bu duyarlılığı beni ve muhtemelen tüm
    kezban kardeşkerimi duygulandırmış tavsiyelerdir.

  • ''sen benim karıma orkid felan söyleyemessin'' yahu bu yobazların orkid takıntısı bitmeyecek herhalde. bunun çok doğal bir şey olduğunu ilkokulda falan öğretmek lazım bunlara.

    zaten daha sonra şiddete başvurmasıyla da, iletişim kurulamayacak bir canlı olduğunu ortaya koymuş. ayrıca o hengamede bayan değil, kadın!! diyen kasiyer arkadaşa da hahaa geçmiş olsun.