hesabın var mı? giriş yap

  • düşen yakıt tankı drop tank olarak tabir edilen kanat altına takılanlardan. neden düştüğünü şu anda bilemeyiz. malzeme yorgunluğu, elektrik arızası ya da yanlış bir kumanda olabilir. f-4'lerde istasyonlara yüklenen yükleri ve yakıt tanklarını pilot istediği zaman tek tek ya da hepsini bir anda (bkz: panik butonu) atabiliyor. elektrik arızası sonucu tankın bağlandığı istasyondaki kartriçler de kendiliğinden ateşlenip kendi kendine atılmış olabilir. zayıf bir ihtimal hatalı bir kumanda sonucu da tank atılmış olabilir. eğer arıza/hata sonucu atılıp düşmüşse tankın bağlandığı paylondaki kartriç patlamıştır ve o belli olur. malzeme yorgunluğu yüzünden de tank, bağlantılarını kırıp uçaktan ayrılmış olabilir. yanlış takılma olmaz çünkü langır langır sallanır rulede ve son şans noktasında kesinlikle görülür gevşek takılan tanklar. ayrıca habere göre uçak uçarak gelmiş, eğer hatalı takılsaydı daha kalktığı meydanda düşerdi.

    ucuz atlatılmış bir olay. herkese çok geçmiş olsun.

    imza; zamanında bu olayın kanopili olanını (bkz: #123423945) yaşamış eski bir f-4 bakım subayı*

  • ne uzatılan bir konudur. ateistler vegan veya vejetaryen olmadan da bu bayram hakkında olumsuz fikirlere sahip olabilirler.

    -bunun bir "kutlama şekli" oluşundan rahatsız olabilirler.

    -tanrının neden hayvan yerine bir fidan gönderip ibrahime ek demediğini sorgulayabilirler.

    -neden hayvanların uyuşturulmadan, illa canlı şekilde dakikalarca çırpınarak ölmesi gerektiğini, illa foşur foşur kan akması gerektiğini sorgulayabilirler.

    -bir toplum dayanışması yani fakirleri doyurma kampanyası şeklinde görülüyorsa toplumdaki açlar yalnızca üç beş gün mü aç kalıyorlar diye sorabilirler, bu kadar aç sefil dilenen çocuklar neden var, öğütle güzellik olmuş mu, din buna mutlak bir çözüm getirmiş mi diye sorgulayabilirler.

    ve daha yüzlerce şekilde eleştirebilirler. bunlar zaten subjektif değerlendirmelerdir. kutsal görmediği bir şeyi eleştirip sorgulayabilir herkes, nitekim de böyle yapıyorlar.

    "ateistlerin kudurması" diye açılan başlık yeterince hedef gösteren ve ayrımcı bir dil kullanmıştır zaten, "islamofobiyi benimseyenler için benim lafım" çok sağlıklı bir yaklaşım olmuyor başlığa bakınca yani. ben de din düşmanı değilim, herkes istediği şeye tapabilir, istediğinden medet umabilir, toplumu bu eksende hizaya getirmeye çalışmadığı sürece buyursun inançlarını istediği gibi yaşasın. ancak bu şekilde olmuyor hiçbir coğrafyada görüldüğü üzere.

    dahası, "ateistlik nedir bilmeyen" denmiş. ateizmin tarihi falan dense anlarım da ateizmin kendi başına bir öğretisi, ödevi, geleneği yoktur. ateizm tanrıyı reddetme biçimidir. üzerine çok bir şey bilmeyi gerektirmez. zaten yapılan her ankette ateistlerin dini ve din tarihini ortalama bir dindardan daha iyi bildikleri ortaya çıkıyor. inandığı tanrının buyruklarını başkasının yaşam anlayışına da empoze etmeye çalışmaları, baskı ve zulüm göstermeleri hiç azımsanacak örnekler de değil, dolayısıyla dindarları bilinçlendirme girişimleri daha yerinde bir hareket olur.

  • adamın biri gece vakti arabasıyla ilerlerken akıl hastanesinin önünde lastiği patlamış.değiştirmek için arabadan inmiş.lastiği söktükten sonra,elinde tuttuğu 4 vidayı yanlışlıkla düşürmüş ve hepsini kaybetmiş.ne yapacağını bilemez halde bakınırken,başından beri camdan onu izleyen bir deli seslenmiş:

    +heyy ne arıyorsun orda fellik fellik?

    -lastiğin vidalarını kaybettim onları arıyorum!

    +onları bulamazsın.bence diğer 3 lastikten birer vida söküp monte et,bu seni lastikçiye kadar idare eder.

    adam hemen delinin dediğini uygulamış.tam yola koyulacakken merak edip deliye sormuş

    +yaaa sen bu kadar pratik zekaya sahipsin,ne işin var orda?

    -olm biz delilikten yatıyoruz,salaklıktan değil.

  • suriye iç savaşına taraf olup, kafa kesen teröristlere silah göndermenin ülkemize menfaati ne onu da bir söyler misiniz?

  • bazı tatlıların kaşıkla yendiğini sanan varoşlar da varmış. hiçbir şey kaşıkla yenmez, sadece köylüler eve kaşık sokar.

    creme bruleemi az önce tribüşonla yedim.

  • benimkisi şöyle birşeymiş. anladığım kadarıyla, hayat 1.5 yaşındayken hiç de fena değilmiş benim için.

    büdüt: böyle güzel tepkiler geleceğini tahmin etmiyordum, teşekkürler a dostlar. soranlar için söylemiş olayım, avşa adası'nda olmuş bu komik olay. :)

  • yazının daha yakışıklı hali için: stockton

    --- --- ---

    nba tarihinin hakkı en az teslim edilen karakterlerinden biridir.
    tipine bakınca zaten anlarsınız neden hakkının teslim edilemediğini. bugün değil en görkemli zamanında bile görseniz ilk aklınızdan geçen cümle "ben bundan iyi oynarım" olur ancak kazın ayağı öyle değil işte.

    nba tarihinin en çok asist yapan ve top çalan adamını "bakın böyle de bir oyuncu var" diye anlatacak değilim, istatistikleri gerekeni söylüyor zaten ancak benim uyuz olduğum buna rağmen bazı listelerde kendisini chris paul ve jason kidd gibi adamların arkasına yazmaya cüret eden çapsızlar mevcut.

    yahu bu adam kariyerinin son 6 sezonu basketbol oynamasa gene tarihin en çok asist yapan adamı olacaktı.

    kariyeri boyunca oynayabileceği maçların %98,5'unu oynamış. akıl alır gibi değil gerçekten. ligde bulunduğu 19 sezonda oynayabileceği 1526 maçın 1504ünde sahaya çıkmış. hatta istatistiğin iyice bokunu çıkaralım; adam 1 sezonda 18 maç kaçırmış, kalan 18 sezonda yalnızca 4.

    tarihte 9 defa bir oyuncu sezonda 1000 asisti geçmiş.
    kevin porter ve isiah thomas bunu 1 defa başarmışlar, stockton ise 7 defa.

    baron davis kendisi için "beni öyle utandırmıştı ki kendi kendime 'ben acaba gerçekten basketbol oynamayı biliyor muyum?' diye düşünmüştüm" der.
    inanmayan buraya bakabilir.

    chris webber playofflarda eşleştikleri utah ile oynayacakları maç öncesi takımdaki rookieleri otobüste bekletip "the baddest man in the world"ü göreceklerini söyler. çaylaklar gelen adamın arabalarından, tarzından, tavrından falan bahsedileceğini düşünürken 1.85 boyunda beyaz bir adam çocuklarıyla minivan'dan çıkar. (minivan nedir diyen cahiller için buraya tık) sonrasında da bu kısa beyaz adam maçta canlarına okur.
    inanmayan buraya bakabilir.

    gary payton stockton'ı savunmanın michael jordan'dan daha zor olduğunu söyler. (gary payton adına konuşmak gerekirse burada söylemek istediği hangisinin daha iyi oyuncu olduğu değil, hangisinin kendisini daha zor duruma düşürdüğüyle alakalıdır.) payton, stockton'ın kendisiyle oynarken hiç muhattap olmadığını, hiç bir şey söylemediğini, kendisi yokmuş gibi davrandığını ancak sonrasında bir anda hücum faul yaptırıp payton'ı kenara gönderdikten sonra sadece kendisine bakıp kafa salladığını söyler.
    inamayan buraya bakabilir.

    özetle bu adamın oyunculuğunu sorgulayan birini görürseniz, muhattap olmadan hayatınıza devam edebilirsiniz.
    çünkü top michael jordan'dayken michael jordan'ın sayı yapmasından çekinmeniz gerekir ancak top john stockton'dayken sahadaki her oyuncunun sayı yapabilmesinden çekinmeniz gerekir.
    inanmayan buraya bakabilir.

  • takımı aşağı yukarı şöyle yönetiyor:

    space-space-space-space-space

    tactics - standard - 4-4-2 attacking

    ask to pick - oğuz çetin

    proceed to match? - yes

    space - space - continue game

    go on holiday - until next game