ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
atatürk'ün en net ve en yakın çekim görüntüleri
-
referandum sonuçları ve bu süreçte tüm yaşatılanlara rağmen izledikçe insana umut aşılayan, atamızın her daim dik ve kararlı duruşuyla bizleri selamladığı görüntülerdir.link
kaldır başını yerden ey türk istikbalinin evladı! ne olursa olsun, sana ne yaşatılırsa yaşatılsın bu dik duruştan al ilhamını. ve unutma ;
" umutsuz durum yoktur, umutsuz insanlar vardır. ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim."
erkekleri çekici yapan detaylar
-
bilmesi.
evet adamın çok şey bilmesi, ama ukalalık gibi değil, hmmm nası desem, işinde uzman olması diyim.
yani ne sorsan yanıtlaması, ya da bir hobisi var diyelim, örneğin caz, adam caz tarihinden, enstrümanlarına kadar her şeyi biliyor mesela,
ama gösteriş yapmıyor, sırası geldikçe, ona soruldukça tevazu içinde yanıtlıyor.
bilgi güçtür.
bilgi diğer tüm defoları kapatır.
24 temmuz 2021 sahilde afgan kavgası
-
umarım en kısa sürede bu manzaraya sebep olanların boğazını uykularında keserler.
korkma müslüman ümmetin bu işte, ümmet ne eylerse güzel eyler.
izle bunları nevşin, ucuz iş gücü değil mi?
bence kiralık katil arayanlar için evet ucuz iş gücü.
a. hakan'ın sokak röportajları yasaklansın önerisi
-
“liboş/şakirt köşe yazarlığı yasaklansın” kampanyasıyla işi büyütüyorum
kendisini gazeteci olarak görmeyin, gerçek yüzü budur bu herifin. onun yaptığı gazeteciliği vasıfsız herhangi birisi de yapabileceği için sokak röportajı gibi gerçekten g.t isteyen bir işi kıskanmaktadır.
bak ahmet, zaten sana ve yaptığın işe duyulan saygı sıfıra yakın, boş boş konuşup kendine laf söyletme.
azerilerin türklerden nefret etme sebepleri
-
azerbaycan türklerinin şiîliği falan siklediklerini hiç sanmıyorum. türkiye'yi ve türkleri sevmeyeni de görmedim. hatta iki azeri türkü sevgilim oldu. türkiye'ye bildiğin tapıyorlardı.
biz onları severiz onlar da bizi. bu nedenle de nefretini al ve şuradan git.
anında istanbul'u kilitleriz
-
"ama onlar ekmeğinin peşinde, aralarında iyi olanlar da var"cıların az sonra damlayacağı başlıktır.
sadece askerde karşılaşılan olaylar
-
"bir askerin sıçtığı boku bütün arkadaşları temizler" mantığı esas alınarak, bölük komutanının tüm bölüğü akşam içtimasından sonra kantin bölgesinde toplaması, soyun emri vermesi ile birlikte tüm bölüğün takım taklavat ortada kalması, o an orada dinlenen ve olayı canlı canlı izleyen 100 kadar asker ne olduğunu anlamaya çalışırken, komutanın seçtiği cezanın, elindeki 1 metrelik sopa ile etek traşı kontrolünü maksimum izleyici sayısına ulaşarak yapmak istemesi olduğunun anlaşılması...
aynı komutanın, yan yana dizdiği askerlerinin tüm mal varlıklarını, sopası ile uzaktan sağlı sollu darbelerle kurcalaması ve kontrolü yapılan askerlerin genital bölgeleri ile alakalı “kes bunları” , “aferin asker güzel traş” , “keçi sakalı bırakma bir daha, havan kime yabancı” , “oğlum bu orman askeri bölgede mi ?” şeklinde eleştiri ve övgüler dizmesi...
komutan için herşey yolunda giderken, sıradaki askerin traşa konu organının heybetini görünce bir anda irkilmesi ve yıllardır bu anı bekliyormuş gibi bir avazda “aslanım benim maşallah, yunana girsin inşallah” , “oğlum siz aynı aileden 2 kişi aynı yere nasıl düştünüz ?" ve "madem düştünüz sen buna niye ayrı kamuflaj almıyorsun ?” diye hakkını teslim etmesinin ardından “sen giyin yiğidim sana her şey serbest” diyerek gruptan ayırması…
bu olaya tanık olduğum an yaşadığım travma sebebi ile zihnimde askerlik 5 gün kısalmıştı… hatta sadece askerlik değil, bir süre boyunca baktığım herşey gözüme eskisinden daha kısa gelmeye başlamıştı...
yaşa varol harbiye
10 nisan 2019 ilk kara delik görüntüsü
-
bahse konu görüntü yaklaşık 55 milyon yıl öncesine aittir.
yani bir başka deyişle tarihin en eski fotoğraflarından biri çekilmiştir.
istiklal caddesi esnafı
sadun boro
-
denizci, seyyah, yazar ve çevreci sadun boro (1928 - 5 haziran 2015) ebediyete yelken açtı.
eşi oda boro ve kedileri miço ile birlikte, 10.5 metrelik mütevazi yelkenlileri kısmet'le dünya denizlerini karış karış gezen sadun boro, seyahat anılarını cumhuriyet ve hürriyet gazetelerinde günü gününe yayınlamış, ardından da kitaplaştırmıştı.
1980'den bu yana bodrum'da yaşayan boro, hayatının son 35 yılında ekolojik duyarlılık, deniz sevgisi, seyahat temalarını işleyen çok sayıda makaleye imza atmıştı.
dünya seyahati devam ederken adına pul basılacak kadar popüler olan, türkiye'ya döndüğünde mahşeri kalabalıklar tarafından karşılanarak büyük sevgi gösterilerine muhatap olan sadun boro; üç tarafı denizlerle çevrili olmasına karşın, bir türlü denizle barışık bir hayat sürmeyi başaramayan türkiye toplumsal formasyonu'nun, barbaros hayrettin ve oruç reis'ten bu yana, yetiştirdiği en önemli denizcisi olarak geçti tarihe.
denizci osman atasoy'un, sadun boro'nun ölümü üzerine basına yaptığı açıklama boro'nun denizciliğimizdeki yerini veciz bir şekilde özetlemektedir:
'biz denizciler barbaros hayrettin'i dedemiz biliriz. bu ne kadar doğruysa, sadun boro'nun türk denizcilerinin babası olduğu da o denli gerçektir'.
denizcilerin, seyyahların ve çevrecilerin başı sağ olsun.
kucağında küçük kızıyla pitbull vuran adam
-
canlı bomba gibi koşan terörist köpeği cehenneme göndermiştir. ellerine sağlık.
gıda fiyatlarının çıldırması
-
markete giriyorum bi kahvaltılık alıp çıkayım diyorum sütüyle yumurtasıyla, salamsız sosissiz sucuksuz 200 tl. marketten çıkıyorum yürüyerek eve gidiyorum önümden cipler, son model arabalar gırla geçiyor. kafelerin, restoranların önünden geçiyorum dipdibe masalarda iğne atsan yere düşmez. bi elimdeki küçük torbaya, bi bunlara bakıyorum aklım almıyor. nasıl oluyor bu işler yani?
hastası olunan sözler
-
''aşk olmasa, hepimiz gururlu insanlarız aslında.''
oğuz bal
çavuş
-
"tzaousios" (çavusios) adıyla doğu roma imparatorluğu'nda da hem bir askeri rütbe hem de bir saray unvanı olarak kullanılmış türkçe sözcük ve askeri rütbe.
çavuş sözcüğünün kökenine bakıldığında göktürkler'e kadar gitmek gerekiyor. orhun yazıtları'nda da geçtiği bilinen çabış unvanı muhtemelen ulak ya da vezir gibi manalara gelmekteyken sözcüğün kökeni olan "çabmak" fiili ise "haykırmak, bağırmak, sesle çağırmak, haber vermek" gibi hem birbirine yakın hem de birbirinden farklı anlamlara gelmektedir. göktürkler ve uygurlar'da kullanıldığı bilinen bu rütbenin daha sonra "dûrbaş" adıyla gazneliler ve iranî devletlere geçtiği de tarihçilerce ifade edilmektedir.
(bkz: pers rönesansı/@ncpzbsn)
doğu roma imparatorluğu'na dönecek olursak; kuvvetle muhtemel malazgirt sonrası anadolu'nun hızlı türkleşmesini takiben sözcüğün yunanca sesletilmiş versiyonu olan "tzaousios" ifadesi imparatorlukta günlük kullanıma girmeye başlamıştır. bu unvana sahip bilinen ilk doğu romalı asker konstantinos margarites'tir. kendisi, bugün kabaca balıkesir ve çanakkale yöresine tekabül etmekte olan neokastra theması içerisinde çok hızlı yükselen bir asker olarak üstün hizmetler vermiş ve bu başarıları da dönemin iznik imparatoru ioannes vatatzes'in kulağına gitmiştir. margarites'i iznik'e çağırtan imparator, tarih araştırmacısı mark bartusis'in belirttiğine göre bu askere "megas tzaousious" yani "büyük çavuş" unvanın bahşetmiş ve kendisini sarayına aldırmıştır. margarites'in ve daha sonraki çavuşların saray içerisinde tam olarak nasıl bir görev üstlendikleri net olmasa da kuvvetle muhtemel askeri bir görev ifa ettikleri ve kelimenin etimolojik kökeninden hareketle tahminen saray ile thema birlikleri arasındaki iletişimin verimli bir şekilde sağlanması gibi bir misyona sahip oldukları speküle edilebilir.
iznik imparatorluğu, paleologos hanedanı önderliğinde yeniden konstantinopolis merkezli doğu roma imparatorluğu'na evrildiğinde de kullanılmaya devam eden bu unvanın bilhassa 14'üncü ve 15'inci asırlarda ise saraydan ziyade imparatorluğun uzak toprakları olan despotluklar bünyesinde kullanıldığını ve tamamen askeri bir terime dönüştüğünü görmekteyiz.
14'üncü asırda bilhassa vilayetlerin idaresinde pay sahibi olan kephale ve kastrophylax rütbeli yöneticilere yardımcı olduklarını ve muhtemelen koruma tarzında bir görev üstlendiklerini anladığımız "tzaousios" unvanlı askerlerin 15'inci asırla birlikte ise neredeyse sadece mora'da görüldüğünü ve imparatorun oğlu ya da akrabası olan mora despotlarının en üst rütbeli askerleri olarak kayıtlara geçtiğini belirtmekte yarar var.
(bkz: kephale/@ncpzbsn)
(bkz: kastrophylax/@ncpzbsn)
1453 sonrasında osmanlı'ya bakıldığında ise genellikle orduda nizamı sağlamakla yükümlü askeri görevlilere verildiği bilinen ve ellerinde madeni asa ya da sopalarla disiplini tesis ettikleri kayıtlarla sabit olan çavuş unvanına, 16'ıncı asrın başları itibariyle layık görülmüş 80 ilâ 100 civarında asker bulunduğu bilinmektedir.