ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
para basınca enflasyonun artması
-
piyasada 100 kadar ürün ve hizmet, 100 kadar da para var. yani bir parayla bir ürün alabiliyorsunuz, sonra devlet basıyor parayı; işçiye, memura, fakire, fukaraya dağıtıyor, iş adamlarına veriyor; para 200 oluyor ne var ki ekonominin gerçel büyüklüğü artmıyor hala 100 ürün var. insanların eline bi sürü para geçince tüketime yöneliyorlar, tüketiyor da tüketiyorlar; 200 kadar ürün ve hizmet satın alabileceklerini düşünüyorlar ama piyasada o kadar yok. öyle olunca ürün talebi artıyor, arz sabit kalıyor; satıcı da salak değil ya elindeki tüm ürünü 2 katı fiyatına satabilecekken zam yapmamazlık yapmıyor. fiyatlar yükselmeye başlıyor, bu yükseliş birim para yarı değerine düşene kadar devam ediyor enflasyon yükselmiş oluyor, muhalefete propaganda malzemesi çıkıyor, imf rapor istiyor falan. aslında yeni bir şey olmuyor, defalarca izlediğimiz şeyler tekrarlanıyor.
anne replikleri
-
büyük bir ciddiyetle;
-senin sigortan karşılamıyo mu şu jurassic park mı ne oraya gitsene.
medical parkı kastediyo. sabahtan beri gülüyorum..
2002 dünya kupasını okulda izlemiş efsane nesil
-
süper bir milli takım izlemiş nesildir.
o nesilki ;
hasan şaşın brezilyaya attığı golü,
ümit davala'nın mohikan saçlarını,
ilhan mansız'ın carlosa verdiği ayarı ve senegale attığı altın golü,
rüştü'nün gözünün altına sürdüğü siyah boyayı ve onu barça'ya taşıyan efsane performansını,
hakan şükür'ün rekor sürede attığı golü,
milli takımın aynı turnuva içinde çin, japonya, güney kore olmak üzere tüm ünlü çekik milletleri elden geçirmesini,
fevernovayı,
ve tabiyki en önemlisi türkiyenin dünya üçüncüsü olmasını,
canlı olarak izlemiştir.
bir zarın 4 gelme olasılığı
-
%100'dür.
zarın kaç geldiği ne taraftan baktığınızla alakalıdır, elbet 6 yönden birinden bakınca 4 gelmiş olur zar.
nasuh mahruki'nin mültecileri hedef göstermesi
-
adam haklı. boş yere hümanistlik yapmayın.
aliexpress
-
çok sevimli satıcılar var burada. alacağım ürünle ilgili ne zaman çetleşsek oldukça samimi diyaloglar oluşuyor. genelde cümlelerine "dear friend" diye başlayıp samimi bir esnaf gibi ilgileniyorlar. cümlelerinin sonunda da mutlaka sevimli bir smiley koyuyorlar. mesela bir keresinde takip numarası da olmadığı için 50 küsür gündür gelmeyen bir ürün için, "takip numaram da yok 50 gündür bekliyorum ama gerçekten yolladınız mı?" diye sormuştum da eleman, "bu ürünün garantisi benim kardeş ürünü yolladım biraz daha sabır istiyorum senden" deyip sonuna da yüzü kızarmış smiley koymuştu. ben de "tamam bro sen öyle diyorsan bekleyeceğim" diyerek elleri ağzında kıskıs gülen smiley koymuştum. geçenlerde ürün gelince feedback'lerime baktım da elemanın yazdığını görünce kahkaha attım. abi devamlı müşteri yağlar gibi yağlamış.
"very nice buyer, ıf i have 10 stars,i will give you 12!!!"
vay be çok iyi almışım demek ki. nasıl da almışım ama. aldığım da 5 dolarlık bir lego. çok feci lego alırım. elin çinlisi bile kayıtsız kalamamış bu alışıma. müthiş bir alıcıyım.
sinema tarihindeki en büyük spoiler
-
(bkz: yenilmezler)
hoşlanılan kişiyi görmezden gelmek
-
2 hafta sonra kızın sizi yeni sevgilisi ile tanıştırmasıyla da sonuçlanabilir bir eylem. papaz her gün pilav yemez.
ssg'nin mültecileri uyumlu hale getirelim demesi
-
türkiyedeki suriyelileri göçmen kabul edip bir de almanya'ya giden türklerle kıyaslama yapması gerçekten akıllara ziyan. türkiyedeki suriyelilerin hepsi (bkz: sığınmacı) statüsündedir ve türkiye bu suriyelileri göçmen statüsüne alıp ülkeye adapte etmek zorunda değildir. bunu akplilerin de bu tuzu kuru liboşların da iyi anlaması gerekiyor.
(bkz: ülkemde suriyeli istemiyorum)