hesabın var mı? giriş yap

  • bu ve benzeri projelerin siyasi saikler ile eleştiri konusu yapılmasını anlamdırmak güç. peki tabii, alanında yetkin kişiler tarafından süreç ve teknik eleştirilebilir ancak, tamamen içi boş argümanlarla fikir yoksunu kişilerce eleştirilmesi; benzer şekilde hükümet taraftarlarınca sanki ak parti'nin özkaynakları ike yürütülen bir varlık projesi gibi müdafaa edilmesi de aynı şekilde anlamsız.

    öncelikle bu projenin, akp'nin seçim vaadi olarak pazarladığı ve yerli uçağımız göklerde diye enforme edilen bölgesel uçak projesi ile hiçbir ilgisi yok.

    ikincisi ise, bu proje 2000'li yılların başından beridir bir şekilde düşünülen ve silahlı kuvvetlerin ihtiyaçları ile şekillenen bir sürecin parçası.

    ve şuanda sırf bu proje için alt yükleniciler ile birlikte yaklaşık 6000 mühendis-teknisyen mesai harcıyor. ve bu mühendislerin birçoğu odtü, itü, bilkent gibi saygın üniversitelerden mezun genç yetenekler. süreç devam ettikçe, bu proje için çalışan kişi sayısının 10000'i aşması bekleniyor. türkiye'de başka hangi teknoloji için bu kadar kişi çalışıyor?

    ayrıca bae systems gibi en ileri havacılık şirketlerine yüz milyonlarca euro verilerek mühendislik desteği alınıyor.

    eğer başarılı olursa, rolls royce ve kale ortaklığı bu uçağın motorunu sıfırdan tasarlamak için yoğun ilgi gösteriyor.

    ve tüm bu süreçler devam ederken, avrupa'nın en büyüklerinden olacak rüzgar tesisleri, yıldırım-kuş çarpma test merkezleri gibi bir çok ileri teknoloji altyapı merkezleri inşaa ediliyor.

    ayrıca tusaş'ın üretilen ilk uçakların 5. nesil olarak hizmet vereceği konusunda da bir iddiası yok. ilk fazlarda 4.5+ olarak üretilecekken, 2035 sonrasında 5. nesil yeterliliklere sahip olacağı defalarca ikrar edildi. 2035'e gelindiğinde mmu, ancak 25 yıllık bir sürecin sonunda 5. nesil bir uçak olmak iddiasında.

    evet, 25 yıl. tabii tusaş'ın esasen f-35'in orta gövde üreticisi olması ve alp havacılık gibi şirketlerle birlikte birçok kritik alt sistemin ana üretecisi olduğunu, güney kore tarafından üretilecek olan kf-21'in kritik kokpit içi donanımlarının dahi türk şirketler tarafından üretildiğini, f-35'in ana silahlarından biri olacak som-j ve diğer varyantlarının lockheed martin ile sage tarafından ortak geliştirildiğini, bindiğiniz birçok yolcu uçağının sayısız kalemde bileşeninin yine tusaş tarafından üretildiğini bilmeyenler için; bu süre dahi oldukça iddialı görünebilir.

    ve yine tusaş'ın, uzun yıllar dünyadaki sayılı f-16 üreticilerinden biri olduğunu, mısır hava kuvvetleri tarafından kullanılan f-16'ların da tusaş tarafından üretildiğinden ve bu uçakların lockheed tesisleri ile berabar sınırlı sayıda mükemmel kusursuzluk seviyesinde uçaklar üretebildiğinden bir haber kişiler bakımından da, hayalperest adımlar olarak nitelendirilebilir.

    peki, bu proje başarılı olsun veya olmasın. binlerce mühendise kazandırılacak tecrübenin, ar-ge ve tesislerin ne gibi bir zararı olabilir?

    tusaş, baykar gibi özel bir şirket değil. ak parti'den evvel var olduğu gibi, onlar gittiğinde de bu ülkenin en değerli teknolojilerini üreten kurumlarından biri olarak, varlığını sürdürecektir.

    edit: daha üretilen uçağın faz-0 kapsamında son montaj hattına halınan, ge f110 moturu ile 18 mart tarihinde roll-out yaparak, yer testlerinde kullanılacak olan ilk prototip olduğunu bilmeksizin, mock-up olduğunu kararlı bir uzman görüşü ile ifade edenleri ibret almak mümkündür.

    yüz yıl önce ortaya konulan vizyonun, halen anlaşılamamış olması da oldukça vahim.

    istikbal, göklerdedir!

  • "fiş alabilr miyim?" dediğinizde
    " al amk al memleketi sen kurtaracan al" bakışı atan esnaftır.

  • kusura bakmayın ama istanbulu beğenmek için o drone kadar yüksekten bakmak gerekir ona. sokaklarının arasında, evlerinin içlerinde hangi cehalet, geri kafalılık, hayata ve hakikate duyulan nefret ve haset hüküm sürüyor siz biliyorsunuz. denizi, boğazı, cami minare ışıkları, 4 levent trafiğiyse hoşunuza giden şey orasını bilemem. doğru düzgün kent planlaması yapılamamış bir şehrin binalarına bakıp mest olanlara gözlerini insanların yüzlerine çevirmelerini tavsiye ederim. bakalım istanbulda güleryüzlü ve mutlu kaç insan kalmış. hanginiz beşiktaş sahilinde şöyle denize nazır oturup soluklanabiliyor artık.

  • 11 eylülde ikiz kulelerden kurtulan türkler hikayelerinde rastlanan durum. efendim millet sırayla inerken, soldan koşarak kurtulmuş zeki türkler. bütün amerikalılar senin gibi "zeki" olsa ne olacaktı, kaos çıkıp herkes ölecekti. nitekim burada hepimiz birbirimizden zeki olduğumuz için kendi bokumuzda boğuluyoruz.

  • imamoğlu bu işi yapacağını seçim öncesinde söyledi.
    herhangi bir şeyi örtmek için hızlıca üretilmiş bir şey yok ortada.
    zamları unutturmak demişsiniz ama zamların sebebi de ülkedeki kötü ekonomik yönetimdir. komik duruma düşüyorsunuz iyice.

  • "kim ne derse desin, mutlu insanın en mutlu anı, uykuya daldığı andır ve mutsuz bir insanın en mutsuz anı, uykudan uyandığı andır. insan hayatı, bir tür hata olmalı."

    schopenhauer böyle der, o zaman mutlulukla aptallık arasında bir bağlantı mı vardır diye aklımızda soru işareti oluşturan bir önermedir bu.

    eğer mutluluk gelecekse uykuyla birlikte aptal olmayı kim takar ki?