hesabın var mı? giriş yap

  • orta okul yıllarımdan kalma bir anımdır. zoraki minibüse binilmiştir. şoföre yakın ayakta gitmekteyim. para uzattım, olaylar gelişti.

    şoför- tamam kalsın, sen verme.
    pomolilik- niye abi?
    ş- karıştırma işte sen verme tamam.
    p- iyi öyle olsun.
    ş- sen ahmet'in yeğeni değil misin?
    p- hayır.

    bütün minibüs bize gülüyor.

    p- ee, para veriyim mi şimdi?
    ş- yok, hadi sen de verme.
    p- sağ ol abi.

  • dekanla telefonda konuştuktan sonra kapatırken "öptüm" demek. şu an hislerimi anlatmak için hazır hissetmiyorum.

  • platon, hegel, wittgenstein, sorel, veblen, keynes, marx, lacan, lyotard, derrida, heidegger, said, feyerabend ve foucault gibilerin en sevdiği şey.

    pek çok kişi hatalı olarak türkiye'yle ve dolayısıyla kemalist modernizasyonun bilgiyi tekeline almasıyla ilişkilendirerek bilmesinlercilik olarak çevirmiş evet bu anlamı da vardır ama asıl anlamı anlamasınlarcılık'tır. anlamasınlarcılık, bilgiyi tekelinde tutan pseudo-entelektüellerin occam'ın usturasına isyan edercesine bilgiye muğlaklık ve izafiyet kazandırarak karmaşıklığı ve anlaşılmazlığı cazip hale getirme projesidir.

    neyse şöyle anlatayım:

    "dörüngesel izgölgelenmelerinin safduyu ile prekritiğinin postkritiği üzerine rakamsal ifşaatlar"

    ne anladınız şimdi bundan? itiraf edin hiç bi sikim anlamadınız. ama bunu az ünlü fransızca bilen bir filozof yaptığında başlı başına inceleme konusu olan bir düşünce okulu kurmuş oluyor işte.

    tek cümleyle özetlemek gerekirse..

    obscurantism, görelilik perdesi arkasına gizlenerek anlaşılmazlık üzerinden prim yapma sanatına verilen addır.

    (bkz: anlam diye bir şey yoktur)

  • pardon da ne bekliyordunuz ?? insanların ciddi ciddi 18 gün boyunca kapıya kilit vuracağını mı sandınız??

    eğer şartlar eşit olsaydı insanlar da ona göre hareket ederdi. turiste serbest vatandaşa yasak, zengin otelde yazlıkta teknede fakir 2 odalı evinde insanlar çalışmaya devam ediyor.

    vazgeçin artık şu insanları linç etmekten aşısı olan bir hastalık için niye kapanıyoruz halen hele ki bütün ülkeler yavaş yavaş normalleşiyor. ondan sonra açık havada yürüyüş yapan çocuğunu gezdiren insanları linç edin aynen tek sorumlu onlar.

    edit: bunu da buraya bırakıyorum. sonra lince devam edersiniz.

    (bkz: 2 mayıs 2021 antalya'daki otel partisi)

    https://twitter.com/…tatus/1388907813020348416?s=21

  • gercek bir musluman olarak oyumu kazanmistir.

    din istismarcisi akape varken boyle gercek muslumanlar benim oyumun sahibidir. evet.

    bi turk'e gore cok iyi tecvid yapiyor imamoglu. oyumun sahibidir.

    edit: din dusmani ak toto$lari kudurtan goruntulerdir efenim. baya bi rahatsiz olmuslar kuran okunmasindan. allah bu islam dusmalarini kahhar adiyla kahru perisan eder insallah. amin.
    cok eglenceliymis lan ehi ehi.

  • yaptığınız işin niteliğine göre değişecek olan konudur.

    1) her ülkenin bir insan kaynakları profili var. kimi yerde insan kaynakları firmaları üzerinden gidilirken, kimi ülkelerde ise kariyer.net benzeri siteler kullanılıyor. bu konuda bir araştırma yapın (ipucu: bir ülkede mesleğinizle ilgili maaş araştırması yapın, bu konuda ik firmalarının yıllık araştırmaları varsa firmaların sitelere göre bir tık önde olduğu söylenebilir).

    2) linkedin'e laf edenin çocuğu olmaz, çok günah! doğru düzgün hazırlanmış ve anahtar kelimeleri düzgün bir şekilde yerleştirilmiş bir özgeçmiş, o konuda iştigal eden ik uzmanlarını yeni açan çiçeğe üşüşen bal arısı gibi musallat eder. efendi gibi (abartmadan tabi, uzmansanız titr olarak daire başkanı yazmayın) profil oluşturun, hedef ülkenin kariyer gruplarına katılın.

    3) önceki maddeyle ilgili olarak o ülkede bulunan türkler'den, linkedin aracılığı ile yardım isteyin. size bilgi verirler, cv'nizi arkadaşlarına ulaştırırlar, network'leri vardır. çekinmeyiniz.

    4) önceki maddeyle ilgili olarak, her önünüze gelene atlamamak koşuluyla (!), o ülkedeki ik uzmanlarından, veya aktif olarak o ülkede çalışan insanlardan yardım isteyin. ülkenin popülerliğine göre düşük geri dönüş olabilir, moralinizi bozmayın.

    5) karşılayabiliyorsanız hedef ülkede yüksek lisans kovalayın. burslu veya paralı da yapsanız, orada oluşturacağınız kontaklar işinize yarar.

    6) vaktiniz varsa iki aylığına hedef ülkeye kalmaya gidin! gözünüze bazı firmaları kestirip, elden cv bırakın. linkedin aracılığı ile birilerine ulaşıp görüşme ayarlayın, illa iş değil, illa şimdi değil, sonrası için de faydalı olur.

    7) tabi sadece yurtdışında iş bulmak için yapılır yapılmaz demiyorum ama bekarlar, evlilere göre bir tık daha şanslıdır. bekar insanın mobilitesi, evli ve çocuklu birine göre daha yüksektir. bu anlamda gerek işi kapma, gerekse maaş pazarlığında öne çıkar.

    8) yurtdışına çıkmayı çok istiyorsanız az biraz taviz önemlidir ki özgeçmişiniz öne çıksın. ücret olur, dil olur, başka bir şey olur, sizi diğerlerinden ne ayıracak bunu düşünün. bir kere çıktıktan sonra daha iyisini veya başka bir ülkeyi çok rahat gündeminize alırsınız. önemli olan çıkabilmek. amerikalılar'ın güzel bir sözü var iyi bir iş için "önce bir iş bul, sonra daha iyisini bul, gerektiği kadar bu döngüyü tekrar et".

  • son zamanlarda özellikle facebook'ta türemiş varlıklardır.

    profilini incelediğinizde bayrak, kuran, tayyip falan vardır ama arkadaş listesi slav hatunlarla doludur. bir boktan çakmaz, okumayı bile bilmez. düşmanı israil'dir.

    edit: başlık ilkokul mezunu değil, solculara vatan haini diyen ilkokul mezunu. yani burada ilkokul mezunu olmasına değil yaptığı harekete benim tepkim. yoksa herkes okuyacak diye birşey yok, ama bilip bilmediği şeyler üzerine başkalarına vatan haini etiketini yapıştıramaz.