hesabın var mı? giriş yap

  • yurtdışında masterchef: kendi yaptığım sosisi tütsüleyip, ızgarada pişirdim. yanında maitake mantarı ve füme acı biberden bir ekleme yaptım. ördek yumurtasını iyice çırpıp sous-vide tekniği ile hazırladım. buradan önce iki michelin yıldızlı bir şefin yanında 3 sene çalıştım. ondan önce de ülkenin en iyi 5 restoranından birisinde yardımcı şef idim.

    bizde masterchef: antrikot pişirdim. dedem öldü. yanında balkabağı püresi var. annem yatalak. üzerine de pırasa külü yaptım. bu arada babam da bizi terk etti. ben de okulu yarım bıraktım. bu arada kocam da beni hamile iken terk etti. çocuklarıma bakmak için ayda 2000 lira ile idare ediyorum.

  • yazarın, okuruyla yemeğe çıkmasının etik olmadığını gördüğümüz yürümedir. bu sonuçla dünyaca ünlü yazarlar bekar olarak ölmeye mahkumdur. *

    haspama bak ya sanki öğretmen–öğrenci ilişkisindeki etikten bahsediyor ahahahaha.

  • fiyatı 6.000 tl olan oldukça kaliteli bir koltuk takımını alıp salona yerleştiremedim. boyutlar showroomda görünene göre oldukça büyük çıkınca doğru düzgün kullanmadan satışa koydum.

    mağaza belli, satış fiyatı belli, ürün faturalı. sahibinden.com'da açtığım ilanda fiyat 3.500 tl.

    gelen mesaj aynen şu (yazım hataları ile birlikte):

    "selamlar ozz bey sanırım az kullanılmış bir ürün.. fiyat çok pahallı 2. elciyim. biz en iyi müşteriye bunları 2. el 1000 lira civarında satıyoruz. son ne olur?"

    "tamam gelin alın 1.000 liraya" diye cevap attım.

    eskiden kullanıp epeydir kenarda duran cep numaramı verdim. aradılar konuştuk, evin karşısındaki özel güvenlikli bir sitenin adresini verdim. adamlar yarım saat sonra rulo naylon yüklü koca bir kamyonetle karşı sitenin kapısına geldi.

    artık kullanmadığım ve kullanmayı düşünmediğim hattımın sim kartını kırıp çöpe attım. kahvemi sigaramı ayarlayıp elemanların güvenlikler tarafından yaka paça siteden kovalanmasını izledim.

    ölücülere ölüm..

    not: bunu sonuna kadar sabırla okuduysan elini vicdanına koy ve türkiye'de ölüme terk edilen sma hastası yavrulara bir imzayla destek ol: https://www.change.org/…etition&utm_medium=copylink

  • istiklal'de bira içmenin kişisel bir seçim, kamu üniversitesinde verilen yemeğin ise devlet hizmeti olduğunun ve her gelir düzeyinden kişinin rahatlıkla faydalanabilmesi gerektiğinin farkında olan bilinçli öğrencidir.

    ek: başlık başa kalmış.

  • köpek dişleri olan tek otoburlar biziz bu durumda. gözlerimizin de yine otoburlardaki gibi yanda değil, diğer etoburlardaki gibi yüzün önünde olması falan komple yanlış olmuş o zaman. ilginç.

    ekleme: bu arada fırsat buldukça bahsettiğim bir şey var; biliyorsunuz bizim sindirim sistemimiz otobur canlılar ile beslenmeye daha müsait, bu bağlamda full vegan arkadaşları da yiyebileceğimizi düşünüyorum. bu hem dünyadaki açlık sorununu hem de gereksiz nüfus fazlalığını çözecek bir öneridir.

    okuduğunu anlayamayan ama başlık açabilen editi: köpek dişinle çiğ et ye yazmıyor, madem et yemek doğanda yok, neden köpek dişin var yazıyor.

  • herkes bu adamı çılgın dahi, huysuz ihtiyar vb. diye güzelliyor ama katıldığı programda fatih altaylı'nın fransızca bildiğini hesaba katmayacak kadar aptal bir adamdır gerçekte.

    bilmeyenler için hatırlatayım, fatih altaylı'nın programında yusuf halacoğlu ile tartışırken, fransızca bir kaynaktan çeviri yaparken, o metinde yazmayan şeyleri uydurmuş ve kendi argümanlarını bu şekilde desteklemişti. daha sonra fatih altaylı metni görmek istemiş, burada böyle bir şey yazmıyor diye düzeltmiş ve sevan nişanyan da gak guk diye kıvırmıştı.

    herhangi bir tartışmada haklı gözükmek için muhatabının bilmediği dilde hikayeler uyduracak kadar ahlaksız ve moderatörün kim olduğunu bilmeyecek kadar da aptal bir adam bu. gözünüzde çok büyütmeyin.

    ekleme: @trulli, @amat ve @haberk2002'ye teşekkür ederim, videonun linkini bulup göndermişler:

    https://www.youtube.com/…atch?v=0xkrrysu9og&t=2824s