hesabın var mı? giriş yap

  • - ücret beklentiniz ne?
    * siz ikea'ya gittiniz mi?
    - ?? evet gittim
    * bütün mobilyaların üstünde fiyat etiketi var değil mi?
    - evet
    * peki hiç mudo'ya gittiniz mi?
    - evet
    * mudo'da bir ağaç var üzerindeki fiyat etiketini gördünüz mü?
    - evet
    * işte o ağaç benim.

    dur lan sonucu yazmayı unutmuşum: bir, dayak nedir? iki, neden atılır?

  • isviçre'li bilim adamları sabah öten kuşların cıvıltılarını yavaşlatıp dinlemişler ve kuşlar seri bi şekilde "allah-u ekber" diyorlarmış desem bütün akp'liler inanır..ama yüzlerce ses kaydı bulunan hırsızların delillerle,kanıtlarla ülkeyi soyduklarına inandıramazsın..

  • ilk seçimde vız gelir tırıs gidersin bu kafayla sayın imamoğlu. seçmenini halen 50 60 70 80 yaşındaki geçmişini yapılanı hemen unutan seçmenlerden oluştuğunu düşünüyorsun ya çok yanılıyorsun. 40 yaşına kadar olan herkesin gençliğini hayallerini çaldılar. biz bize yapılanı asla unutmayacağız. unutanları da unutmayacağız. oy koltuk sevdası için fırıldak olanları da unutmayacağız..

  • benim gözümdeki istanbul'dan çok daha iyiymiş. hatta olabildiğince yerden yukarıyı çekmeye çalışmışlar. sultanahmet'in orada kamera aşağı inecek diye gerildim. neyse ki hafif atlatmışız.

    debedit: aynı gün, yeni yazdığım kitabın (psikolojik-öykü) basıldığı haberini aldım yayınevinden. buradan sizlerle de paylaşmak isterim dostlar. 20 yıllık bir sözlükçü olarak sözlüğün ücretli reklam fasilitesine saygısızlık olmaması için link vermiyorum, fakat öykümün ismi: "bir ağustos tereddüdü". 2 hafta içinde bildiğiniz tüm online kitapçlarda olacak. hevesimi paylaşan tüm dostlara ve birlikte büyüyüp neredeyse yaşlandığım ekşi sözlük'e teşekkürler. son olarak; suç dortmund'da değil, başka ülke olmanın doğası bu. suçun kimde olduğunu herkes biliyor ve onların yok etmek istedikleri ne varsa yaşatmak için ömrüm boyunca aklımla, sanatımla, varlığımla çalışacağım, çalışacağız.

  • adam kibarlik etmis, kendini suclamis. illa “degersiz” oldugun suratina carpilsin mi istiyorsun? nasil bi’ cevrede ortamda yetisiyorsunuz mk siz.

  • cezzar, deve kasabı demektir.

    cidde yöresinde isyan eden bedevilere karşı savaşlara katıldı. abdullah bey'in isyancı bedeviler tarafından öldürülmesi sonucu onun yerine buhayre kaşifliğine getirildi. misilleme olarak 70 kadar bedevi'yi öldürdü. bu nedenle kendisine arapça'da "deve kasabı" manasına gelen cezzar lakabı takıldı. bulutkapan ali bey, ahmet paşa'nın isyanı bastırmadaki cesaretini beğenip kendisini beyleri arasına dahil etti.

  • sokaga cikacagimizdan degil ama bu mudur ya bunun yolu, cuma 00:00'da mi aciklanir bu. isi olan, yola gidecek olan, otobus bileti alan, doktor randevusu alan, annesine babasina nasilsa haftasonu acik her yer siz evden cikmayin ben alisverisinizi yapar getiririm diyen insanlar ne olacak.

    siz ne is bilmez insanlarsiniz, biktik yahu... biktik kardesim; yediginiz, ictiginiz, kaymagini goturdugunuz, yandasiniza peskes cektiginiz talan ettikleriniz sizin olsun. bu millete daha fazla zulmetmeyin artik. ulan 70 yil yasayip gidecegiz su dunyadan nerdeyse 3te 1ini milletin bogazina dizdiniz, omrunu caldiniz insanlarin be.

  • bu durum, çocukken çok sarsıyordu beni. ayıpmış gibi dillendiremiyordum. büyüdükçe benim normalim bu oldu, artık konuşmaktan çekinmez oldum. üstelik, daha kötülerini yaşamış olanlar da vardı ve güçlü durmalıydım.

    bir öğrencim var. akıllı, komik, sevimli bir çocuk. kendini sevdirmemesi mümkün değil. ama bir sürü sorunu var. psikolojik destek almasının yanında ilaç da kullanıyor. anne ve babası boşanmanın eşiğinde, o her şeyin farkında. bununla büyük bir adammış gibi baş etmeye çalışıyor. gözlerinde görüyor insan.

    cuma günü iki çantayla geldi okula. babası alacakmış, onu söyledi. ilk dersten son derse kadar "eve ne zaman gideceğiz?" diye sordu. başka zaman sormaz. dersler bitti, babasına teslim etmek için onunla beraber aşağıya indim. babası gelmemişti. kütüphanede oturduk. babam ne zaman gelecek diye sordu bu sefer. gelir birazdan dedim. gözleri doldu. kapıya kilitlendi kaldı. mutsuzluğunu ya da üzüntüsünü paylaşabilen bir yapıda değil ama savunmasızdı.

    kapıda babasını gördüğünde öyle bir koşup üstüne atladı ki gözlerim doldu hemen. sınıfa eşyalarımı toplamak için geri döndüm. sandalyeye oturup hüngür hüngür ağladım. kendi çocukluğum gelmişti gözümün önüne. bir türlü unutamadığım olayların yaşandığı çocukluğum.

    evliliklerin sorunsuz olacağına inanan tarafta değilim. evlilik, çok zor bir birliktelik şekli bana göre. ama sonrasında çocuk doğunca ve işler yolunda gitmeyince, anne ve babadan daha çok etkilenen biri varsa o da çocuk oluyor. yalnızlığa, terkedilmişliğe, güvensizliğe bir şekilde alışıyor. kimi zaman seneler sonra sorun oluyor, kimi zaman tam da o an yaşarken. bunu kimsenin yaşatmaya hakkı yok. ebeveyn olmak becerilemeyecekse özellikle.

    içim acıyor öğrencimin, o minicik benliğiyle bunların hepsiyle başa çıkmaya çalıştığını gördükçe. ona bakınca kendimi görüyorum, kendime de üzülüyorum. boşanmanın daha kolay baş edilebilecek hale gelmesini diliyorum çocuklar adına.

  • kambriyen patlamasının kanıtlanması ya da yanlışlanması evrimle hiçbir şekilde çelişmez. evrim herhangi bir yoldan ilerlemiş olabilir, arada değişen koşullara göre tür patlamasına da neden olur, heyecana gerek yok.
    bir de şu evrime dogma diyenin kafasına pod mrcaru kadar taş düşsün nolur artık. gözünün önünde gerçekleşmişi var, neyin inadı bu?

  • o değilde gene çıtayı çok yükselttik bu gol sayesinde, hiç bi boku beğenemiycem ben bundan sonra.

    - aşkım önemli değil her erkeğin başına gelir arada bu...
    - adriana allahın adını verdim sus!...

  • dağ bisikleti yarışıyla zerre alakası olmayanlar çıkıp ahkam kesiyor. malum şahsın topladığı parkur işaretlemeleri de tam olarak şuradaki gibi işaretlemeler:

    (bkz: https://youtu.be/ta0agw2mmbm?t=67)

    buraya,

    - ağacın üzerinde işaretleme yapamazsın. o ancak yürüyüş parkuru gibi gezi amaçlı parkurlarda olur. dağ bisikletçisi o anda 20+ km/s hızlarla ordaki boyalara bakamaz.

    - ip çekemezsin. ip zor kopar, takılınca cinayete yol açarsınız. örnek bir vaka: bisiklet yoluna bağlanan ipe takılan motosikletlinin kafası koptu

    - tahta koyamazsın. mesela burda hızımı alamadım patikadan çıktım, en kötü plastik şeridi koparır kenara düşerim. tahta olursa tahtayı kırarım, kırılan tahta bana saplanır.

    bunlar düşünmeden alınan önlemler değiller. orda kullanılan 2 gram plastiğe laf etmek social justice warrior'luktan başka bir şey değil. youtube'dan "dağ bisikleti yarışı" diye arayın, bu şeritten başka işaretlemeye denk gelen varsa lütfen mesaj gönderin düzelteyim. cahil cesaretiyle yok tahta kullansalarmış, yok ağaca tabela çaksalarmış yine türkler her boku çok iyi biliyor, en iyi biliyor.