hesabın var mı? giriş yap

  • gücünün yettiği takımlara çirkeflik yaparak maç alan brezilya'nın karşısına dikilip kafasına vurmuş über takım.

    şu an gözümde hırvatistan ve kolombiya'yı yanına almış, "sen bu çocuklara artislik yapmışsın??" diyerek brezilya'dan hesap soran delikanlı bir mahalle abisi konumundalar.

  • amerikadayım o zaman. tatil için eve gelecem, kardan dolayı uçak ertesi sabahın körüne erteledi. telefonda anneme söyledikten sonra yattım uyudum.
    o zamanlar modemler dial up, hattım da tek. kabloyu bi telefona bağlıyorum, bi modeme, öyle bağlanıyorum. gece de yatmadan azcık internette takılmışım, sonra da unutmuşum, telefon kablosunu modeme takılı bırakmışım.cep telefonunun da şarjı bitmesin mi?
    neyse ben sabah saatin alarmıyla kalktım, hazırlanıyorum filan, kapı çaldı. alla alla dedim, sabah 7 mi ne zira.
    uyku mahmurluğuyla açtım, karşımda bir kadın, türkçe olarak "anneniz sizi aramış ulaşamamış, uçağınız varmış, sizi uyandırmamı istedi."
    ????
    kimsin ya sen? neden türkçe konuşuyorsun? annem seni nerden tanıyor? neler oluyor? ben nerdeyim? yoksa ben aslında türkiye'ye gittim de kar-mar hepsi rüya mıydı? ya da manyak mısınız?
    meğer neymiş, sonra çözüldü: evimin hemen yanında bir türk restoranı vardı, annem bana ulaşamayınca ağır uyuduğumu da bildiğinden uçağı kaçırırım korkusuyla gitmiş internetten o restoranı bulmuş, aramış, rica etmiş, kadınceyiz de kırmamış gelmiş.
    ama yuh yani. ben o an aşırı dumur olmuştum, sanırım bi daha o kadar dumur olmadım hatta.

  • böyle bir olayın üstünden dahi dalga geçen suserları gördükçe sözlüğün kalitesinin nereye geldiğini daha iyi görüyorsunuz.

    ucunun nereye dokunduğu ortaya çıkacaktır elbet.

  • ömer aşık'ı ilk 2004 senesinde sahada görmüştüm. o zaman okuduğu istanbul ticaret üniversitesi takımında oynuyordu, daha doğrusu oynamaya çalışıyordu diyelim. devamlı aynı kategoride bulunduğu için bizim üniversite ile, 2004-2006 arası her sene maçımız oldu istanbul ticaret'e karşı.

    burda da yazılmış, "basketbola geç başladı", "hızlı gelişti" şeklinde. ama bu "hızlı gelişim"in ne kadar hızlı olduğunu insanlar tam net bilmiyor. onu anlatmaya çalışacağım.

    2004'te ilk gördüğümde, yürümekte ve koşmakta zorlanan, pozisyon alırken nerde duracağını tam bilmeyen, ama rebound sezgisinin iyi olduğu her halinden belli bir adam vardı. uzun eksikliğinden 195 boyumla ömer'i tutmak zorunda kalırdım ama aradaki 15cm farka rağmen beklediğim kadar zorlanmazdım.

    2005'te gördüğümde gözle görülür bir fark vardı. adamın yürüyüşü bile değişmişti. reboundlarda artık çok daha etkili, yavaş yavaş post-up oyunlarını geliştirmiş, her fırsatta smaç kovalayan bir ömer vardı. hafiften bünyemi zorlamaya başlamıştı koskoca okulda nasıl uzun olmaz, ben niye 3 numara halimle bu adamı tutuyorum lan diye içten içe isyan etmeye başlamıştım. ama yine de 10 sayı civarında tutabiliyorduk.
    hatta maçı kaybettik, bizim hoca da maç sonu "ulan bu iki garibim tuttu 210'luk adamları, siz bi guardı tutamadınız maç gitti." şeklinde azarlamıştı bizim guardları. bizi garip olarak nitelendirdiği için üzülsek mi, ömer'i tuttuk diye sevinsek mi bilememiştik.

    2006'da artık üniversite ligi seviyesi için fazla olmaya başladı. zaten hem sayı hem rebound krallığında direk tepeye oynuyordu adam, bunun üstüne iyice özgüven sahibi olmuştu. o yüzden iyice domine etmeye başladı bizi. biz de hafiften ağlamaya başladık, "ya bu eleman 2 sene önce zor yürüyordu nasıl böyle oldu bir anda" diye.

    daha sonra ben mezun oldum koptum basketboldan. 2008 gibi baktım ömer, türkiye'yi domine ediyor. şimdi sıra nba'de...

    mip ödülüne yakın olduğu söyleniyor. bence adamın most improved player ever ödülünü alması lazım. 8 senede "yürüyemeyen, top tutamayan ömer"'den, "dünyadaki sayılı pivotlardan ömer"'e evrildi adam.

    (bkz: respect)

  • secret invasion okuma serisi nisan - aralık (2008) ayları arasında 8 fasikül olarak yayınlandı. bu hikayenin öncesinde ciwil war ve new avengers (gerekli şeyler) serilerinde skrull istilasının yaklaştığına dair ipuçları verilse de esas mevzu secret invasion serisinde dile getirilir. hikayede farklı marvel kahramanlarının gözlerinden skrullar ile verilen mücadele anlatılıyor. hikayede yine dikkat çeken nokta uzun zamandır ortalıkta olmayan nick fury'e de bol bol yer verilmesi. dizide de sanırım nick fury uzun bir süre ortalıkta yokken bu istilayı durdurmak için ortaya çıkıyor ve bu istilayı nick fury'nin gözlerinden/cephesinden izliyoruz. bu vesileyle uzun zamandır beklenen nick fury hikayesi de sonunda bizimle buluşmuş oldu. diyebilirim

    marvel evreni fazlardan oluşarak beyaz perdeye aktarılıyor. marvel hikayelerinin zaman sürecini 1'den 10'a kadar yayarsak biz bugüne kadar 4/10'luk kısmı izledik. ilk evrede kahramanların origin hikayelerini öğrendik. peter parker nasıl örümcek adam oldu. tony stark nasıl iron man oldu, hulk nasıl yeşil bir deve dönüştü bunları izledik. bu evrede kahramanlarımız güçlerini keşfedip olaylara küçük çaplı müdahalelerde bulundular. kapkaç yapan bir soyguncuyu yakaladılar, şehri gözlemleyip ufak suçları engellediler ve bu sayede bizler de hem kahramanların kendilerini tanımasını, keşfetmesini hem de karakterlerin gelişim sürecinde özel güçlerinin ne olduğunu görmüş olduk. bir nevi onları solo tanıyıp izledik.

    sonraki evrede avengers kuruldu ve süper kahramanlar tanışıp arkadaş oldular. solo filmler ve hikayeler bitti artık ortak filmler başladı. 10 filmden oluşan üçüncü evrede dünya üzerinde örgütlenen süper kahramanlarımızın genelde yine dünya içerisinde olan olaylardan dolayı yıkımın eşiğine gelen dünyayı kurtarmasını izledik. yani hep dünya üzerinde ya da dünyanın çevresinde olan olaylardı. thanos olayında bile dünyayı kurtarmaya çalıştık.

    adım adım, aşama aşama ilerleyerek yeni evreler ile dünyada dönen olaylara müdahale etmeyi geride bıraktılar ve dünya dışında, galaksimizde, başka evrenlerde meydana gelen olaylara müdahale etmeye başladılar. iron man, captain amerika, black widow gibi pek çok karakterin ölmesinin ya da kenara çekilmesinin sebebi bu. bu evrelerle dünyadaki süper kahramanlar devri bitti. artık dünya dışı varlıkların, diğer galaksilerde yaşananların anlatıldığı bir evreye geçiyoruz. marvel'da da dc evreninde de çoklu evrenlerin anlatıldığı bir dönemdeyiz.

    peki nedir bu skrullar ? skrullar şekil değiştirebilen ve teknolojik olarak gelişmiş uzaylılardan oluşan bir ırktır. baş düşmanları kreeler ile yüzyıllar boyunca savaştılar . kree-skrull savaşının sonuçları dünya üzerindeki yaşamı da etkilemiştir. skrullar'ın ana vatanı skrullos, bir başka marvel karakteri olan galactus (gezenleri yok ederek hayatta kalan kozmik bir varlık) tarafından yok edilmiştir.

    skrull mevzusunu marvel dünyasını üstünkörü izleyenler bilmez. genelde çizgi romanlara derinlemesine dalmış, advance hikayeleri okumuş kişiler bilir. çünkü çizgi romanlarda da skrullar ilerleyen evrelerin, ilerleyen derslerin konusudur.

    kısaca anlatmak gerekirse dünya tarihinin ilk zamanlarından beri aramızda gizli halde yaşayan uzaylılar vardır. bu uzaylılara skrull denir ve normal insan görüntüsündedirler. ancak bu skrullar işi gücü olmayan sıradan insanlar değillerdir. dünyayı yöneten önemli insanların kılığındadırlar. tv'de gördüğünüz ve nesilleri etkileyen popüler şarkıcılar da olabilirler, ülkeleri ve dünyayı yöneten devlet başkanları, istihbarat başkanları gibi kritik rollerde de yer alırlar. skrullar genelde ölen önemli kişileri taklit ederek onların yerlerine geçerler. sessizce aramızda istila gününün yaklaşmasını beklerler. ve sayıları azımsanamayacak kadar fazladır. belki de dünya nüfusunun yarısından fazlası skrull olabilir. çizgi romanlarda verilen detaylar bu yönde.

    secret invasion için değil ama marvel evreni için bir spoiler vereyim. ben evrene dair bir spoiler duymak istemiyorum diyen bu paragrafın gerisini okumayabilir. uyarımızı yaptıktan sonra ipucumuzu verelim. şöyle ki, çizgi romanların ilerleyen hikayelerinde avengers ekibi asgard'dan dönerken captain amerika bir skrull tarafından öldürülür ve bu skrull captain amerika'nın yerine geçer. asgard dönüşü sonrasındaki tüm captain amerika hikayelerinde kahramanımız aslında skrull'dur. skrull'ların gelişmiş hız, güç ve dayanıklılığa sahip olduğu vurgulanırr. bu nedenle kaptan amerika, güçleri onlara benzer olduğu için değiştirilmesi en kolay kahramanlardan biridir.

    ilerleyen hikayelerde de captain amerika da dahil olmak üzere invisible woman, madame hydra, hawkeye, wasp, spider-woman, captain marvel, black panther, hulkling, elektra, ant-man gibi pek çok marvel karakterinin (kahramanının) aslında skrull olduğu ortaya çıkar.

    mesela elektra iç savaş'ın hemen öncesinde echo tarafından öldürülür. cesedi ise inceleme yapması için iron man'e verilir. iron man yaptığı incelemede elektra'nın skrull olduğunu öğrenir. ölümünden 2-3 ay önce bir skrull electra'nın kimliğine bürünerek onun yerine geçmiştir. pek çok kahraman öldükten sonra skrulllar ile yer değiştirirler.

    skrullar hydra (madame hydra olarak), fantastic four (invisible woman), avengers (captain amerika), sword (henry gyrich) ve shield (veranke ve clay quartermain) organizasyonlarına da sızmıştır.

    işte nick fury, s.h.i.e.l.d'in başkomutanı, avengers'ın kurucusu, büyük üstat da hayatını bu skrullar ile mücadele etmeye adamış birisi. bu dizide de skrull istilası sırasında nick fury'nin verdiği mücadeleyi izliyoruz/izleyeceğiz.

    diziye büyük ihtimalle telif gelebilir ve dizibox, dizilla gibi sitelerde yer almayabilir. bu yüzden disney+ üyeliği olmayanlar dizipal üzerinden izleyebilirler.

    not: henüz ilk bölümü izlemedim. yani bu yazı fragman hariç dizinin hiçbir sahnesi izlenmeden yazılmıştır. bu yüzden spoiler korkusu yaşamadan rahatlıkla okuyabilirsiniz.

  • çıkar kartını göster, çılgınlar gibi bağırmanın anlamı ne?
    yakınlarına sabırlar diliyorum, bir doktora başvursunlar.

  • başlık: dünya kupası için şiir yazdım

    entry:
    vuvuzelam gümüşten,
    maça geldim varoştan.
    ben afrika çocuğuyum,
    30 santim doğuştan.

  • dünya'nın herhangi medeni bir ortamında toplu sosyal alanda ayağini sandalye uzatırsan çalışan gelip seni uyarır. hatta ben müşteri olarak orda bulunsam ve çalişan masaya ayağını uzatan hanzoyu(burda hanzo sensin, başka laflarda hazirladimda neyse) uyarmassa ben o mekanı terk ederim. çalişan ayağini indir bu mekanda müsade edemeyiz demiş sen bir de adama sanane demişsin ve kaçınılmaz son. bir dahakine evinde iç.