ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ankara'ya gidildiğinde yapılması gerekenler
-
ankaranın en güzel yerinin dönüş yolu olduğuyla ilgili şaka yapmak. zira bu şakayı yapanların hepsi sanki istanbulda yalıda oturduklarından ankara onlara çok gri ve denizsiz gelir.
ekşi itiraf
-
9 gag giflerini anlamıyorum bazen, yetmiyor ingilizcem. bazen twitter geyiklerini de anlamıyorum. işte tam orada bi kahraman çıkıp anlamadım yazıyor, başka bi kahraman da cevaplıyor. ben egoma bok sürdürmeden konuya hakim oluyorum. seni seviyorum anlamayan adam, anlamayıp dile getirmekten korkmayan adam.
f. altaylı'nın levent kırca programını sildirmesi
-
ahahaha ezikçe bir olay.
ezik derken tdk'da şöyle diyor: sıfat, mecaz olaylar ve hayat şartları karşısında güçsüz ve sıkıntılı duruma düşmüş olan, üzüntülü.
komple youtube'da, google'da yok. sildirmiş görüntüleri o meşhur programın. ufak parçalar kalmış.
neden?
çünkü yerin dibine sokup sokup çıkardı levent kırca o meşhur programda altaylı'yı.
insanda biraz utanma olur.
istediğin kadar youtube'dan sildir, ne oldu şimdi daha çok insanların aklına gelecek.
haber olmuş: https://twitter.com/…dem/status/1316124320524046337
teşekkürler.
ingilizce anlamı olan türk ismine sahip olmak
-
bizim bir arkadaşın adı toygun amerikaya gittiydi gülme krizine girmişler adını gördüklerinde. (bkz: oyuncak tabanca)
çocuğuna kendi mesleğinden isim vermek
-
meslek: ziraat mühendisi
kız çocuk: yaprak
erkek çocuk: toprak
evet düz bir ziraat mühendisiyim.
24 haziran'da sandığa gitmeyecek sözlük yazarları
-
sandığa gitmeyen şu an memnun olmadığı adaya oy vermiş sayılır kimse kıvırmasın, git istemediğin adayın karşısındaki en güçlü adaya oy ver. seçim sonrası yine eskisine ağlayacağına alternatifi görmüş olursun.
irem aktaş
-
olayları geriden takip eden akp'li. birisi şuna israil ile akp'nin artık dost olduklarını hatırlatsın. reisin görürse çok kızar bu yazdıklarına, abla.
tupperware
-
girisimci clark tupper'in bulusu ve son yillarda artik hakki yenmeyen brownie wise'in pazarlama dehasi sayesinde hala sozlukte bahsini ettigimiz, amanin aman domates lekeleri nasil cikar diye endise ettigimiz sey. tupperware'in 1950lerde bulundugunu, bu yillarin birbirine altin gunu misali misafirlige giden ama artik harcama yetisi kazanmis kadinlarin zirvede oldugu bir donem oldugunu hatirlatiriz. donem bilgilerimize tupperwarelerin ilk piyasaya ciktigi zamanlarda "garklayan kapak"li olarak pazarlandgini ekleyelim.
iste efendim brownie wise hanim, boyle bir tanimin kutlesel medya ile hedefine ulasamayacagini, ama insanlarin mahrem bilgilerini degis tokus etmekten zevk aldigi ev toplantilarinda anlatilabilcegini dusunmus. ayni hanim aslinda evden ve zincir pazarlama tekniklerinin de temelini atar olmus. (daha dogrusu direk pazarlamayi* hakkaten icat eden stanley ev urunleri sirketiymis amma velakin bu hanim once orada pisip, bu teknigin muesselesmesini saglamismis) yani amwayci, rainbowcu, kapinizi calan ansiklopedici ile karsilasirsaniz, ve kafanizin sikilmesini istemiyorsaniz bu yazdiklarimi kontra atak olarak kullanasiniz diye yaziyorum.
konuyu cok zimparalamak gerekirse, bilimum dergiye kapak olan bu hanim donemin bir tur martha stewart'i bile diyebiliriz, ben yine de kendisini eva peron olarak ruyalarima sokup, kabustan uyandigimda hic ise yaramayan sanilan tupperware surahiyi kafama dikecegim.
brownie wise'a ne olmus derseniz, iyi bir mucit ama profesyonel olmayan bir yonetici olan mr. tupper onun starlasmasini ve kendi markasinin onune cikmasini cekememis ve hanim efendiyi kovmustur. bu hanim da baska dogrudan satis firmalarinin kaynagi olmus, ozellikle evden kozmetik pazarlama isine danismanlik yapar olmustur.
karizmatik cevaplar
-
isyerinin caycisi ile diyalog:
- bir sey icer misiniz agbi?
- yok daha yeni ictim, almayacagim.
- olsun agbi yeni ictiysen, bak yeni cay demledik.
- allah bos oturani sevmez diyorsun yani.
- biz de pek sicak bakmiyoruz agbi.
40 yaşında olup 25 yaşında gösteren insan
-
genetik mirası iyidir.
spor yapmıştır.
dengeli beslenmiştir.
sigara ve alkol yok veya azdır.
bunlar yetmez.
evlenmemiştir.
bu da yetmez.
gamsızdır.
ölümden sonra neler oluyor
-
bir bok olmuyor diyen gözümde net cahildir.
üst perdeden egolu yorumlar yapıyorlar. bilmiyorum demek ülkede suç falan sayılıyor da haberimiz falan yok sanırım. spermden insan oluyor, koca evrende manasız şekilde dolaşıyorsun, gelip bir pc araclığı ile ahkam falan kesiyorsun. tüm bunlar olabildiğince saçmayken ya da en azından aklımız varoluş konusuna yetmiyorken, bişey olmuyor ne demek lan. bu sorunun tek cevabı var; o da "bilmiyorum" bu kadar basit. din gerçek olabilir, sadece çürüyebilirsin, ya da bilmediğin farklı bir seçenek gerçekleşir. sekiz kafalı bir başka varlığa dönüşüp başka bir evrende hayatını sürdürüyor olma ihtimalin bile var. adam gelmiş ciddi ciddi bir halt olmuyor demiş. kendinden emin. bu nasıl bir kafa yapısı acaba. bilmesi imkansız olan bir konuda yorum yapıyor. millet uzun uzun yazıyor cahil gibi. çok mu zor bilmiyorum demek. dindarsan inandığın şey belli, değilsen de cevabı bilmiyorum olan bir soru. bu kadar basit.